Çetin Ünsalan Yazdı: Cari açık can yakacak!
14 Mart 2023Yılın ilk ayına ilişkin cari açık faturası önümüze geldi. Bir sene öncesiyle mukayese edildiğinde yüzde 43’lük artışla ve çok ciddi anlamda aylık bazda 9,8 milyar dolarlık faturayla finansman sıkıntısına işaret ediyor.
Bundan da önemlisi yıllık cari açık rakamının 51,7 milyar dolara ulaşması da kritik bir başlık. Aylık bazda baktığımızda 12,4 milyar dolarlık dış ticaret açığından beslendiğini ve bunun artma eğiliminin çok yüksek olduğunu görüyoruz.
Bu durum, kur riskini üstüne yıktığımız, dünya pazarlarındaki daralmaya paralel yılın ikinci yarısında daha çok zorlanacak reel sektör gerçeğiyle birlikte düşündüğümüzde sorunun kronik olduğunu anlatıyor.
Daha önemlisi, ithalatımızın hız kesmeyeceğini, en azından ihracattan daha ivmeli halde kalacağını görebiliyoruz. Tüm bunları dünyada parasal sıkılaşmanın daha da arttığı bir süreçte yaşıyor olmamız ise, bize cari açık finansmanıyla ilgili daha ciddi bir yaklaşım sergilememiz gerektiğini anlatıyor.
Yılın ilk cari açık rakamından ders almazsak, yılın geri kalanında başımız daha çok ağrıyacak. Bir tarafta bulunması gereken 200 milyar doları aşkın nakit, diğer tarafta pahalı hale gelen kaynak, öte tarafta açılan bütçe giderleri hep birlikte okunduğunda, Türkiye ekonomisinin artık kur korumalı gibi bir bankacılık ürünü ve net hata noksan adı altında kaynağı belirsiz parayla bunu döndüremeyeceğini net bir biçimde anlatıyor.
Yıllardır ihmal ettiğimiz üretim yapımızdaki çarpıklık, ithalata bağlı yapı ve kura basmak uğruna harcadığımız cephanenin, önümüzdeki aylarla ekonomi üzerinde daha büyük tahribatlar yapması ve kurda olası bir kırılmayı da beraberinde getirmesi güçlü bir olasılık olarak önümüze geliyor.
Bu saatten sonra ne yapılabilir? Öncelikle bir an önce ekonominin gerçek rakamlar üzerine kurgulanacak bir yapıya bürünmesini sağlamak zorundayız. Kendimizi aldattığımız enflasyon, büyüme, işsizlik, dış ticaret gibi rakamlar üzerinden meseleyi çeviremeyeceğimiz, ortaya çıkan sorunları da dış güçlere bağlayamayacağımız bir noktaya ulaşmış bulunuyoruz.
Şimdi gerçekten bir dönüşüm konuşmanın, verimliliği ele almanın, paranın her kuruş ya da centinin hesabını yapmamız, gereksiz harcamalardan kaçınmamız, elimizdeki finansmanı etkin kullanmamız gereken bir resmin ortasında bulunuyoruz.
Hamasetle, sağı solu suçlayarak, gerçeklerin konuşulmasını engelleyerek elde edeceğimiz tek şey, daha büyük tahribat ve fotoğrafı terse çevirme olanaklarının da elden kaçmasından başka bir şey değil. Halen gerçekçi olmayan büyüme rakamları üzerinden övünme ekonomisi uygulayanların, şapkasını önüne koyması ve ne yapılabileceğini düşünmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu fatura yönetilemez olmaya doğru koşmaya aday.
Yönetemediğiniz noktada da finansman darboğazından iflaslara, işsizlikten bozulan ekonomik göstergelere kadar bir dizi sorunu ağırlaşarak önümüzde buluruz. Gelin vakit çok geç olmadan şu gerçeklerle yüzleşelim.