Çetin Ünsalan Yazdı: Bu enflasyon bizi yakar!
25 Mayıs 2023Resesyon korkusunu ortaya sürerek, faizlerde geri adım atılmasını talep eden finans piyasalarının oyunu, FED başta olmak üzere merkez bankaları ve ekonominin üst kuruluşları tarafından boşa çıkarılıyor.
Öncelikle bir kez daha ve bıkmadan altını çizeyim ki, enflasyonla mücadele eden dünya ekonomisinin gerçek korkusu resesyon değil, enflasyonla birlikte gelen durgunluk yani stagflasyon.
Finans aktörleri bunu çok iyi bilmelerine rağmen, frene basma ve pandemi sürecinde dağıtılan paraları kendi hanelerine yazma mücadelesi içinde kamuoyu üzerinden yönetimleri baskılamaktan geri kalmıyorlar.
Fakat şunun altını çizmek gerekir ki, merkez bankalarının enflasyonu öncelikleyen tutumunda geri adım atmayan tavrı çok önemli. Çünkü enflasyonun olduğu bir ortamda ekonomileri daraltarak, daralmanın olduğu ortamda parayı vererek sorunu yönetebilirsiniz.
Ama her ikisinin eş zamanlı gerçekleştiği durum felaket senaryosu olur. Bu bilinç içinde ekonomik göstergeleri esas alup, faiz konusundaki tutarlı tavırlarını devam ettiriyorlar. Zira günün sonunda korkulanın olmasının oyunun bittiği anlamına geldiğinin farkındalar.
Elbette bu bilançolar üzerinden değil, beklentiler üzerinden para kazanmayı adet edinmiş çoğu finans piyasası aktörü için çok da önemli değil. Ama reel sektörü öncelikleyen yapının daha kalıcı ve önemli olduğu açık.
Bunun için de geçiş döneminde resesyona razı olup, geleceği kurtarmak önemli. Ayrıca dikkatten kaçan bir nokta daha var. FED bugün faiz arttırmayı durdursa, bu parasal genişlemeye gideceği anlamına gelmiyor. Pandemide genişleyeceği kadar genişledi.
Yani yüzde 2 enflasyon hedefine kadar sıkı para politikaları devam ettirilecektir. Ve yine FED dursa da, o andan itibaren dünyadaki AMB’nin başını çektiği diğer merkez bankalarının faiz arttırma süreci en az 7 – 8 ay daha devam eder.
Neden? Çünkü onlar çok daha geriden başladılar ve FED’i önce izleyip, sonra harekete geçtiler. Hatta bu nedenle Avrupa Merkez Bankası’nın zamanlama hatası yaptığına, fazla beklediğine yönelik ciddi eleştiriler dahi var.
En son Avrupa’da faiz artışının devam edeceğini Lagarde, dünya ölçeğinde faiz artış ivmesinin geri dönüşünün 2025’ten önce olmayacağını da IMF Başkanı dile getirdi.
Peki tüm bunlar bizi nasıl etkiler? Zaten son derece hatalı ve dağınık ekonomi politikaları uygulayan Türkiye, dünyadaki enflasyonist etkinin altında kalmaya devam edecektir. Hoş öte yandan kendi enflasyonu da dünyaya gerek bırakmayacak kadar yapısal sorunlarla dolu.
Fakat bundan da önemlisi kısa vadeli borç ve cari açık finansmanı için ihtiyacı 250 milyar dolara ulaşan haliyle TL’nin değer kaybettiği ve zor para bulduğu bir süreci yaşamaya devam edecek gibi gözüküyor. Yani neymiş? Bu kadar entegre iken dünya bir yana, biz bir yana değilmiş.