Çetin Ünsalan Yazdı: Bir de rakamlar gerçek olsa…
2 Kasım 2023Dünya Bankası verilerine göre, gıda enflasyonunda en hızlı artış yaşayan dördüncü ülkeyiz. Önümüzde Lübnan, Arjantin ve Venezuela var. Reel gıda enflasyonunda da Mısır, Lübnan ve Ruanda önümüzde. Yani gıda fiyatları enflasyondan hızlı artış kaydeden de dördüncü ülkeyiz.
Bunu tersten okuyup, birincilik için yarışır mıyız bilmem ama burada çok acı noktalar var. Öncelikle açıklanan ve kimsenin ikna olmadığı resmi enflasyonun da, gıda enflasyonun da kriter olmaktan çıktığı bir fotoğrafa rağmen bu durumda olmamız üzücü değil mi?
Pazara çıktığınızda gıda fiyatlarındaki artışın, söylendiği gibi yüzde 76 olmadığı herkes tarafından biliniyor. Aynı ürünü, aynı gramajda iki hafta üst üste aynı fiyata alamadığınız bir Türkiye fotoğrafı içerisinde hissedilen yüzde 150 ortalamadan aşağı bir gıda fiyat artışından söz etmek, sadece iyimserlik olur.
Yine bundan da dramatik olan Türkiye’nin toprakları itibariyle bir tarım ülkesi olması… İçeride tüketmek yerine dışarıya satıyoruz deseniz, kasaya toplanan ihracat gelirlerinin işlenebilir yüzölçümü bizimle mukayese kabul etmeyecek ülkelerin zekatı bile olmayacağını görüyoruz.
Tüm bunlara karşılık üretenin de tüketenin de işine yaramayan bir ürün ve fiyatlandırma ortaya çıkıyor. Şayet bir ülkede, hele ki tarım ülkesi olduğunu iddia eden bir coğrafyada 20 TL/kg en ucuz, hatta bedava diye nitelendirilecek sınır olmaya başladıysa oradaki problem açıklanandan değil, yaşanandan ağır demektir.
Bununla da bitmiyor mesele. İnsanların gelirlerinin önemli bir kısmının açlık sınırının altında ya da bir tık üzerinde olduğunu düşünürseniz, harcamaların içindeki gıda payının en az yüzde 50’lere vurduğunu anlarsanız, sorun karmaşık hale geliyor.
Zira böyle bir manzara içinde, ekonomi yönetimi enflasyonun talepten kaynaklandığını düşünerek, şimdi tüketimi de azaltmanın çarelerini arar hale geldi. Sıkışıldığında israf ile açıklanan bu resimde, aslında insanların açlık seviyesiyle test edildiğini düşünürseniz, önümüzdeki süreçte problemlerin daha kronik haller alacağını, enflasyonla mücadeleden, insanların boğazından kesilmesinin anlaşılacağını görürsünüz.
Bu mesele doğru bir mecrada değil ve iyi yerlere gitmiyor. Emeklisinden asgari ücretlisine, esnafından çiftçisine, sanayicisinden işsizine kadar yaşanan problemlerin yok sayıldığı, para bulamadıkça kamuda kemer sıkma ya da planlama yapma gibi eğilimlerin öne çıkmak yerine insanlara vergi ve zam olarak yüklendiği bir ortamda sigortalar atar ve kimse ödeme yapmamaya başlar.
Bundan da önemlisi zincirleme olarak ödemelerde problem çıktığından, resmi hayatta icralar, gayri resmi alanda da legal olmayan tahsilat yöntemleri devreye girer. Dünya Bankası’na göre tarım ülkesi Türkiye’de gıda fiyatları anormal artmış öyle mi? Bir de rakamlar gerçek olsa, kim bilir neler konuşulacak?
Bu arada aklımdayken, Dünya Bankası’nın konuşmuyor olması, insanların bunu yaşadığı gerçeğini de değiştirmiyor. Tıpkı ekonomi yönetiminin meseleyi okuyamamasının, fakirliği ve açlığı ortadan kaldırmaması gibi.