Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Avrupalı’nın endişesi…’
28 Mart 2023Ortalama 30 bin dolar ve üzeri kişi başına geliri olan, pandemi sürecinde defaten cebine para konulan, bireysel anlamda eskiye göre sıkıntıları olsa da, geçim sıkıntısı çekmeyen Avrupalı’nın yarısı faturasını ödeyememekten endişeli.
Araştırmalar böyle diyor. Diyor demesine de, insanın aklına ister istemez ‘Peki Türk ne yapsın’ diye geliyor. Gelirde düşüş var mı; var. Nitekim araştırma nüfusun yüzde 37’sinin birikimlerine başvurmak zorunda kaldığına dikkat çekiyor.
Düşünsenize bir birikimi var ve oradan karşılıyor. Üstelik Avrupa genelinde birçok ülke enerji başta olmak üzere karşılıksız yardım çekleri dağıtmışken… Fakat bu fotoğraf üzerinden Avrupa’nın bizi kıskandığını düşünmek asıl akıl tutulması değil mi?
Bizde hem birikim yok; hem kişi başı gelirimiz düşük; hem satın alma gücümüzü gerçek olmayan bir enflasyondan aldığımız maaş artışlarıyla kaybetmişiz, her geçen gün cebimizdeki para eriyor; faturalarda kimse gözümüzün yaşına bakmıyor ve icralık problemi tepe noktaya çıktığı için kamu en azından kendi alacaklarıyla ilgili yapılandırmaya gidiyor.
Pandemi sürecinde herhangi bir yardım yapılmadığı gibi, yardım istenmiş, buna karşılık kredi teklif edilmiş, zaten kredi borcuna batak bir insan topluluğu daha da borca batırılarak, bugün 1,7 trilyon TL borç ile karşı karşıya kalmış ve ne yapacağını da bilmiyor.
Avrupalı’nın endişe duyduğu şeyi iliklerimize kadar yaşıyor; hatta faturaları karşılamak için birikimlerimizden yemek bir yana kredi çekip, borçlanıyoruz ve durumu kötüleştirerek sorunu öteliyoruz.
Yani tüm bu fatura birikmiş ve kaldırılamaz bir biçimde önümüze gelecek. Bu bütçe açığıyla seçimden sonra başımıza neler geleceğini bilmiyoruz. Şimdi asıl soru şurada geliyor: İki nüfus arasındaki farkı tüm netliğiyle ortaya koydum. Sonrasında:
Faturaları ödeyememe konusunda endişe yaşayan Avrupalı’nın önüne, kullan kullanma 25 yıllık adına proje denilen ucubelerle ilgili bir fatura koysanız ne yapar? Yer yerinden oynar. Bizim bir de bu adına proje denilen deli dumrul sistemini alkışlamamız isteniyor.
Sonra açlık sınırının altında yaşayanlara, yine açlık sınırının altında kalacak biçimde maaş artışı verince ‘bravo’ seslerinin yükselmesini bekliyorlar. İnsanda biraz utanma olur diyeceğim ama siyaset bize bir de Avrupa’nın perişan durumda olduğunu anlatmaya kalkıyor. Hem de bu bilgi çağında…
Peki sıkıntı yaşayan ve ücretlerinde iyileştirme isteyen Avrupalı ne yapıyor? Arka arkaya greve gidiyor. Örneğin Almanya’daki grevlere bakın. 31 yılın en büyük ulaştırma grevi söz konusu… Demiryollarından havayollarına kadar hepsini kapsıyor.
Avrupalı ne yapıyor? Orta yol bulmaya çalışıyor. İşte bizi kıskanacakları tek nokta bu olabilir? Çünkü bizde berberler bile grev yapsa, milli güvenlik gerekçesiyle iptal ediliyor. Aradakine ne deniliyor? Gelişmişlik farkı. Nokta…