Çetin Ünsalan Yazdı: ‘2024’ün gündemi işsizlik…’
13 Kasım 2023Türkiye işsizlik gerçeğini ısrarla görmezden geldikçe, biriken sorun yönetilebilir olma özelliğini yitiriyor. Bilhassa tek haneli bir işsizlik, yüzde 17’lerin altına çekilen genç işsizlik ve iş aramaktan vazgeçenleri bile dahil ettiğinizde yüzde 22’ye vurmayan oranlarıyla bugünün gerçeğine gözlerini kapatırken, yarın gelecek ilave oranları da yok sayıyor.
Her yıl 1 milyona yakın gencin mezun olduğu bir ülkede yüzde 5’in dahi altında büyüyerek nasıl bir istihdam sahası yaratıyoruz; bilinmiyor. Ortada bir hokus pokus olduğu açık. Çünkü ne matematik bununla uyumlu, ne de sokağın gerçeği.
Hepsi bir yana şunun açıklamasını yapmak gerekmez mi? Reel sektör her fırsatta bırakın nitelikliyi çalışacak insan dahi bulamadığından yakınırken ve yine diyelim ki kimse çalışmak istemezken, atıl iş gücü oranını nasıl geriletebiliyorsunuz?
Sizce de bu işte bir terslik yok mu? Bence çalışmak istemeyenden çok, insan gibi çalışacak ücret ve iş bulamayan gerçeği var ama diğeri doğru bile olsa, mevcut işini kaybedenleri, her yıl verilen mezunları hesaba kattığınızda atıl iş gücünün anormal ölçüde artmış olması gerekir. Birileri doğru söylemiyor.
Kim işin ne hesabında bilemem ama, bugün reel sektörün maliyetlerini, düşen ihracat hacmini, hatta tıkanan iç piyasa gerçeklerini dikkate aldığınızda, yılın başında ücretlere en az yüzde 50 zam konuşulduğunu da düşündüğünüzde bırakın yeni istihdam sağlanmasını, mevcutların bile işte tutulması güç gözüküyor.
Bu nedenle Türkiye’nin gelecek sene en önemli problemlerinin ve gündeminin başında işsizlik gelecek. Sizin bunu rakamlara yansıtmıyor olmanız, işsiz insanı işsiz saymaz haliniz, insanların evine ekmek götüremediği gerçeğini ortadan kaldırmıyor.
Hatta geniş tanımlı baktığınızda, yani eve ekmek götürme ilkesinden meseleye yaklaştığınızda konuya esnafından çiftçisine kadar daha fazla bir kitlenin işsiz sıfatına büründüğünü görmeniz gerekir.
Hepsi bir yana, yani insanların ne durumda olduğunu umursamıyorsunuz diyelim. Siz bu insanlardan birincisi 4 trilyon TL dolaylı vergi tahsil edemezsiniz ve kayıtdışı alıma kayarlar. Bu kalitesizlik ve sağlık problemlerinin yanında, kayıtlı firmaları rekabet edemez ve yükümlülüklerini yerine getiremez hale sokar.
Vergi gelirlerinden başlayan banka borçlarına kadar uzanan bir yelpazede ilave bir ödemeler ve finans sorunu ile karşı karşıya kalırsınız. Gerçi orada da tahakkuk edeni tahsil edemeyip, kayıt dışındakini yok sayarak, kayıtlıya e-icra yollayıp, piyasayı kilitliyorsunuz ama neyse.
Günün sonunda bu fotoğraftan firmaların zorlanması, kapanması, merdiven altıyla rekabet edememesi ve gelir kurguları bozulurken, maliyetlerinin artması gerçeğinden yola çıkarsak, elimize geçecek tek şey yüksek oranlı bir işsizliktir.
İster istatistiklere yansıtın, ister yansıtmayın. Ekonomik olarak sonuçlarını yaşarız ve iş o zaman telafisiz hale gelir. Gelin bu sorunla bugünden yüzleşelim ve neler yapılabileceğini konuşalım.