Çetin Ünsalan: Enflasyonun hanesi
16 Ağustos 2023Ülkede enflasyon meselesi tam anlamıyla bir bilmeceye döndü. Her kafadan bir ses çıkıyor; fakat enflasyon verisinin gerçek olmadığı bir türlü kabul edilmiyor. Sürekli tek haneye düşecek bir enflasyondan söz ediliyor; ama 2025’ten önce tarih veren yok.
Hadi diyelim ki tek haneye o zaman dönsün. Ama mesele orada bitmiyor ki… Enflasyonun şu anda yüzdesinin gerçekten kaç olduğunu bilmiyoruz ki, bununla ilgili bir fikir sahibi olunsun. Aslında bundan sadece ‘sıkın dişinizi’ mesajı çıkıyor. Nasıl ve ne koşullarda olacağıyla, oraya kadar kimin, nasıl idare edeceğiyle ilgili bilgi veren yok.
Kamuda zam tartışmaları sürüyor, verilen rakamlar yerlerde sürünüyor. Peki gerçekten enflasyon bunu karşılayacak düzeydeyse, birinin çıkıp minibüs ya da taksi indi bindilerine verilen yüzde 80 zammı açıklaması gerekmiyor mu?
Toplu ulaşımdaki yüzde 51 ortalamalı zam neye göre karar alınan bir başlık oluyor? Vergiler nasıl yüzde 100’lerin üzerinde artışa sahne oluyor? Gıdadan kiraya neye göre bu kadar astronomik rakamları konuşur hale geliyoruz.
Ücretliler ya da emekliler maaşlarına artış istediği zaman bahsedilen enflasyonla, işveren maliyetlerini yansıtacağından söylenen enflasyonla, kamunun ya da ulaştırma, telekomünikasyon ya da kira gibi başlıklar söz konusu olduğunda dile getirilen enflasyon neden farklı?
Gıda enflasyonunun temmuz itibariyle yıllık yüzde 63’e yaklaştığı bir ülke fotoğrafında, insanların ağırlıklı olarak gelirlerini gıdıya harcadığı gerçeğini görmezden gelerek nasıl bir çözüm peşinde koşulduğu anlaşılamıyor ki…
Belli ki stagflasyona koşuyoruz. Yani durgunluğun ve enflasyonun eş zamanlı yaşanacağı bir süreçte, bir tarafta iflaslar, öte tarafta işsizlik, her ikisinden çıkış noktası olarak kayıt dışı ekonomi beslenecek.
Bir diğer alanda ise maliyetler hızla artarken, emeklisinden çalışanına, işvereninden işsizine kadar insanların yaşama şansı kalmayacak. Artık enflasyonun ne zaman düşeceğini açıklamaktan vazgeçin.
Yetkililerin önce açıklaması gereken şey, gerçekten enflasyon rakamının ne olduğudur. Ayrıca bu açıklamanın ardından yapılan artışları da mantıkla izah etmeleri gerekir. Aksi takdirde rasyonellikten, ekonomiyi düzeltmekten, enflasyonla mücadeleden, faiz ya da döviz kuru ile mücadele etmekten söz edemezler.
Hepsi bir yana herhangi bir ekonomi programı açıklamalarına da gerek yok. Çünkü rotası belli olmayan gemiler haline dönüşen insanların, şirketlerin olduğu bir ortamda, dünyanın en iyi niyetli ekonomi programının hedeflerine ulaşması mümkün değil.
Firmalar sıkıştı, bireyler sıkıştı, bütçede fazla verdiğini iddia eden kamu yönetimi, her seferinde sıkışmış insanları daha da köşeye sıkıştırıyor. Bu iş artık ciddiyetsiz bir hal almaya başladı. Ama sonuçlarına gülemiyoruz; çünkü herkesin canı yanıyor.