Dünyada korkunun yeniden adı enflasyon…

Dün sabah saatlerinde Euro Bölgesine ilişkin açıklanan enflasyon rakamlarını piyasaları günün ilk yarısını moralsiz tamamlamasına neden oldu. Manşet enflasyon enerji fiyatlarında yaşanan gerilemenin de yardımı ile %8,6 seviyesinden Şubat ayında %8,5’e gerilese de, gıda, hizmetler ve dayanıklı tüketim malları dâhil olmak üzere diğer birçok kalemin fiyatları yeniden yükseliş kaydettiği görüldü. Enflasyona enerji ve gıda hariç bakarsak, %7,4 ile (beklenti %7,1) rekor kırdığını görüyoruz.

Avrupa’da enflasyonun altında yatan dinamikler, politika yapıcılarının korkularını haklı çıkarırken, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) bu baharda daha büyük oranlı faiz artırımlarına yönelik iddialarını da destekledi. Piyasa tahminlerine göre bir sonraki toplantıda 75 baz puan artırım ihtimali %22 seviyesine yükseldiğini not edelim. Bu minvalde, ECB için terminal rate (en yüksek faiz beklentisi) Aralık 2023 için %3,90 olarak fiyatlanıyor.

Enflasyona yönelik açıklanan ve son dönemde yeniden kuvvetlenen veriler, hâliyle merkez bankalarının faiz artırım döngüsünde hızlanacağı algısını artırarak piyasa görünümünü de olumsuz etkiliyor. Piyasa bu olumsuz beklentiyi tahvil faizleri üzerinden gösteriyor. Şöyle ki Amerikan 10 yıllık devlet tahvili getirisi %4,10 ile son 4 ayın zirvesine gelirken, ECB’nin son düzlükte daha hızlı koşacağı beklentisi ile Alman 10 yıllık tahvil faizi %2,75 seviyesini test ederek son 12 yılın zirvesini gördü. Risksiz faiz oranlarının yükselmesi, riskli varlıklar üzerinde baskı kurmaya devam ediyor.

Dün günün ilk yarısında enflasyon kaygıları hâkim olurken, günün ikinci yarısında işsizlik maaşı için yeni başvurularda bulunan Amerikalıların sayısının geçen hafta tekrar düştüğünün anlaşılması, işgücü piyasasındaki dinamiklerin ne kadar güçlü olduğuna işaret ederken, FED’in de faiz oranlarını daha uzun süre artırmaya devam edebileceğine dair mali piyasaların korkularını taze tuttu.

Türkiye cephesinde ise dün açıklanan veriler para politikasının ne kadar hatalı kurgulandığını bir kez daha gözler önüne serdi. Ticaret Bakanlığı’nın yayımladığı dış ticaret verilerine göre dış ticaret açığı Şubat ayında 12,2 milyar dolar açık verdi. Yılın ilk iki ayında açık 26,4 milyar dolar oldu! İthalat %10,6 artışla 30,8 milyar dolar; ihracat ise %6,4 azalışla 18,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Halbûki, uygulanan politikanın amacı “ihracat, ihracat, ihracat” ile cari fazla verme yönünde idi. Gelinen noktada mütemadiyen dış açık verildiğine şahit oluyoruz.

Öte yandan dün yine Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği verilerine göre, otomotiv satışları Şubat ayında 81,100 adet olarak gerçekleşti. Son 10 yılın Şubat aylarına bakılığında, ortalamanın 46,561 olduğu düşünülürse, otomotiv satışlarının rekor kırdığını söyleyebiliriz. Elbette, baskılanan TL’nin reel olarak da değerli seyretmesinin ithalatı teşvik ettiğini not etmek gerekiyor.

Her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB ve BDDK haftalık bültenleri yine önemli ipuçları sundu. Buna göre, 24 Şubat ile biten haftada, TCMB brüt döviz rezervleri 1,4 milyar dolar düşüşle 72 milyar dolar seviyesine gerilerken, altın rezervleri yerinde saydı. Bu minvalde, toplam brüt döviz ve altın rezervlerinin 121,2 milyar dolar ile Kasım 2022 ortasından bu yana en düşük seviyeye geriledi. Deprem sonrası dönemde rezervlerde yaşanan kayıp yaklaşık 8,5 milyar dolar olurken, TCMB’nin yurtiçi bankalar ile yaptığı swap işlemlerinin de yaklaşık aynı miktarda azalması net pozisyonu (swap sonrası) pek de değiştirmedi.

Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarında (DTH) gerileme hızla devam ediyor. 24 Şubat haftasında, fiyat ve parite etkisinden arındırılmamış seriye göre toplam DTH 4,7 milyar dolar azaldı. Son 6 haftada bu rakamın 12,2 milyar dolar olduğunun altını çizelim. BDDK verilerine göre aynı haftada KKM hacmi 51,9 milyar TL artış kaydederek (dolar olarak karşılığı yaklaşık 2,7 milyar) rekor kırarken DTH erimesinin KKM dışında başka kanallara da gittiğini gösteriyor!

Her ne kadar hem Türkiye’de hem de dışarıda ciddi bir veri akışı piyasaları meşgul etse de, gözler dün Altılı Masa’nın kritik toplantısına çevrilmişti. Uzun saatler süren toplantı ardından açıklanan ortak bildiride, “ortak Cumhurbaşkanı adayımız ve geçiş süreci yol haritası üzerinde ortak bir anlayışa ulaşmış bulunuyoruz” mesajı tüm tarafların imzası ile basına verildi. Bildirgenin devamında ise, detayların 6 Mart günü kamuoyu ile paylaşılacağına da yer verilmiş. Kulisler ortak adayın Kılıçdaroğlu olduğuna işaret ederken, özellikle İYİ Parti cephesinde bir miktar huzursuzluğun olduğunu hissediyoruz.

Avrupa enflasyon verisi ardından azalan risk iştahına paralel para birimleri cephesinde doların eli güçlenirken, hisse senetleri cephesinde ise, Atlanta FED Başkanı Bostic’in çeyrek puan faiz artırım yönünde tercih belirtmesi ile Hazine getirilerindeki yükselişin durması, ABD hisse senedi endekslerinin geceyi %1 yükselişle tamamlamasına neden oldu. Diplomatik cephede ise Rusya ve ABD’nin üst düzey diplomatları, Moskova’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana G20 toplantısının arasında ilk kez yüz yüze kısa bir görüşmeye yaptıklarını not edelim. Blinken, ihtiyaç duyulduğu sürece Ukrayna’ya desteğini yinelerken, Lavrov, küresel siyasi ve ekonomik krizlerden Batı’yı sorumlu tuttu.

Yeni gün başlangıcında, Asya piyasalarında iyimser bir görünümün hâkim olduğunu görüyoruz. Japonya’nın başkenti Tokyo’daki çekirdek tüketici enflasyonu Şubat ayında enerji fiyatlarının gölgesinde yavaşlarken, hizmet sektörü faaliyetinin son 8 ayın en hızlı büyümesini gerçekleştirmesi bölge borsalarını olumlu etkiledi. Gösterge endeks Tokyo borsası %1,5 yukarıda işlem görürken, diğer bölge borsalarında da hâkim renk yeşil.

Bugün Türkiye cephesinde TSİ10:00’da Şubat ayı resmî enflasyon rakamlarını açıklıyor. Anketlere göre, aylık TÜFE artışının yaklaşık %3,4 olacağı ve yıllık enflasyonu %55,5’e taşıyacağı bekleniyor. Yurtdışında ise bugün Avrupa ve ABD’de hizmetler PMI ve ISM endeksleri takip edilecek.

piyasabulteni.com