Piyasa
Bankacılık krizi: 2008’e benzer bir finansal çöküşün eşiğinde miyiz?
Bankacılık sektöründeki dalgalanmalar, ‘2008 tarzı başka bir finansal çöküşün eşiğinde miyiz?’ sorusunu gündeme getirdi. Ancak bugün yaşanacak bir bankacılık krizi,…
Bankacılık sektöründeki dalgalanmalar, ‘2008 tarzı başka bir finansal çöküşün eşiğinde miyiz?’ sorusunu gündeme getirdi. Ancak bugün yaşanacak bir bankacılık krizi, sosyal medya, çevrimiçi bankacılık ve düzenlemelerdeki büyük değişiklikler sayesinde 15 yıl öncesinden çok farklı görünüyor.
Credit Suisse hisseleri, finansal raporlama alanında “önemli zayıflıklar” bulunduğu haberiyle 14 Mart’ta düştü. Bu haber, çalkantılı geçecek sonraki beş günün miladını oluştururken, rakip İsviçre bankası UBS’in çökmekte olan firmayı devralmasına neden oldu. UBS Global Wealth Management’ın baş ekonomisti Paul Donovan bu ay CNBC’ye yaptığı açıklamada Credit Suisse’nin çöküşüne atıfta bulunarak , “Twitter kuşağında yaşanan ilk banka krizi” olduğunu belirtti.
Mobil bankacılık, banka kullanıcılarının temel davranışlarını ve finansal bir çöküşün bakış açısını değiştirdi. Londra Ekonomi Okulu’ndaki Sistematik Risk Merkezi’nin direktörü Jon Danielsson, CNBC’ye gönderdiği mesajda konuyla ilgili, “Sosyal medyada birkaç tık ve tweet ile Silicon Valley Bank tarihte eşi benzeri görülmedik bir hızda battı. İnternet ve sosyal medyanın artan kullanımı ve dijital bankacılık gibi oluşumlar finansal sistemi daha kırılgan hale getiriyor” dedi.
Kanun koyucular, 2008’deki küresel mali krizden bu yana ABD’deki en büyük banka çöküşü olan Silicon Valley Bank’ı 10 Mart’ta kapattı.
Paul Donavan kriz anıyla iligili CNBC’ye, “Finansal kriz yaşanırken Birleşik Krallık’ta Northern Rock’ta olduğu gibi bankaların önünde sıra yoktu. Çünkü artık sadece çevrimiçi olup birkaç düğmeye basmanız yeterli. ” yorumunu yaptı.
St. Gallen Üniversitesi IFF Mali Araştırmalar Enstitüsü vergi ve ticaret politikası başkanı Stefan Legge’e göre, hızlı bilgi yayma ve fonlara erişim kombinasyonu, bankaları daha savunmasız hale getirebilir. Legge, CNBC’ye verdiği demeçte, “Eskiden banka şubelerinin önünde sıraya giren insanların görüntüsü paniğe neden olurken, bugün sosyal medyamız var … Bu nedenle bankalardan kaçışlar günümüzde çok daha hızlı gerçekleşiyor” dedi.
Avrupa Birliği, mali krizin ardından bölgenin ekonomik durumunu desteklemek, yeni mali gözetim kurumlarının kurulması ve piyasa çöküşünü önlemek için (stres testi uygulaması dahil) büyük çaba sarf etti.
Uluslararası Sermaye Piyasaları Birliği kıdemli danışmanı Bob Parker, CNBC’nin “Squawk Box Europe” programına verdiği demeçte, bankaların tampon olarak çok daha fazla sermayeye sahip olmalarının beklendiğini ve günümüz mali durumu ile 2008 arasındaki farkı ölçmek için banka kaldıraç oranlarının iyi bir gösterge olduğunu belirtti. Parker, “Bankacılık sisteminde büyük sistemik risk oluşturduğumuz argümanına inanmıyorum. En büyük 30 veya 40 küresel bankaya gerçekten bakarsanız … hepsinde kaldıraç düşük, likidite yüksek. Bugün bankacılık sistemindeki risk, son 20 veya 30 yıldaki herhangi bir zamanda olduğundan çok daha az” yorumunu yaptı.
‘Kilit nokta güven’
2008 krizi ile şu anki finansal ortam arasındaki paralelliklerden biri, güvene verilen önem olarak karşımıza çıkıyor. İsviçre Ulusal Bankası başkanı Thomas Jordan’a göre, son Avrupa bankacılık krizinde “güvensizlik eksikliği” önemli bir rol oynadı. Jordan, Perşembe günü düzenlediği basın toplantısında, “[Mobil bankacılığın] sorunun kaynağı olduğuna inanmıyorum. Bence mevcut problem, farklı bankalara duyulan güven eksikliğiydi ve krizin büyümesini hızlandırdı” dedi.
Avrupa Bankacılık Otoritesi başkanı José Manuel Campa ise, geçen hafta bankaların sermaye ve likidite pozisyonlarını artırmasına ve düzenleme ve denetimi iyileştirmesine rağmen, “başarısızlıklar ve güven eksikliği” yaşanabileceğini söyledi. Campa Avrupa Parlamentosu’na Silicon Valley Bank’in çöküşüyle ilgili “Benzer gelişmelere karşı uyanık kalmamız ve kayıtsız olmamamız gerekiyor” dedi.
cnbc.com
Çeviri: Cem Çetingüç