Sosyal Medya

Dr. Zeynep Stefan

Zeynep Stefan: Hayat sigortalarında yeni bir yol ararken…

Geçtiğimiz günlerde hayat sigortacılığın tartışıldığı harika bir webinara katıldım. Gözümdeki yeri ayrı bir değerli olan Türkiye Sigorta Birliği (TSB)’nin organizasyonunda…

Zeynep Stefan: Hayat sigortalarında yeni bir yol ararken…

Geçtiğimiz günlerde hayat sigortacılığın tartışıldığı harika bir webinara katıldım. Gözümdeki yeri ayrı bir değerli olan Türkiye Sigorta Birliği (TSB)’nin organizasyonunda ve BCG’nin harika uzmanlığıyla hayat sigortalarında trendler ve inovasyon konuşuldu.

 

Lisanslama, ödeme sistemleri, dijital bankacılıkla dolu yoğun gündem içerisinde hayat sigortacılığıyla alakalı webinar davetini görünce önce Avrupa piyasasında ben yakın takibi bıraktıktan sonra neler olmuş diye hızlı bir araştırma yaptım. Bir de göreyim ki ödeme sistemlerinin bankacılıktaki rolü gibi bir rol üstlenmiş hayat sigortacılığı. Bu paralellik içerisinde tabi hemen ödeme sistemleri ve hayat sigortacılığı gibi iki önemli faaliyet nasıl ‘linklenebilir’ diye düşünmeye başladım.

 

TSB öncülüğünde gerçekleştirilen sigorta sektör buluşmaları tek kelimeyle HA-Rİ-KA! Bu kadar yüksek entelektüel içerik, bu kadar kaliteli ve alanlarında uzman isimler, üstelik herhangi bir ülkeye gitmeden ve ücretsiz! Sigortacılık sektörüne yapılmış önemli hizmetlerden biri. Dördüncü oturumda da yine hayat sigortacılığın stratejisinin nasıl şekilleneceği ile ilgili harika ipuçları verildi. Daha güzeli ise BCG Münih Ofisi’nden Halil Bey’in sunumunu Türkçe yapması idi ki bu kadar doğru tespitleri yurtdışındaki bir uzmandan Türkçe dinlemek büyük keyifti.

 

Konuşmacılar arasındaki BCG Johannesburg Yöneticisi Tijsbert Creemers ve Swiss Re perspektifini ortaya koyan Aline Avidikian da webinarın alanlarında çok yetkin diğer konuşmacıları idi.

 

Hayat branşıyla ilgili sigorta sektörüne girdiğim 2006 yılından beri oldukça çok sayıda projede yer aldım. Özellikle PwC ve Assicurazioni Generali dönemleri, çok farklı şirketlerin süreçlerini ve farklı ülkelerdeki hayat sigortacılığı algısını görmek bakış açımı da şekillendiriyordu. Sonrasında Almanya’da olduğum dönem, özellikle 2008 yılındaki finansal krizin yıkıcı etkilerinin Avrupa piyasalarında açıkça görüldüğü 2012’den itibaren Avrupa piyasasında hayat sigortacılığı için artık istikrarın bittiği yıllardı.

 

Avrupa Merkez Bankası resmi olarak negatif faiz dönemini açtı ve sektördeki asimetrinin boyutları büyüdü. Hayat poliçelerinde belirtilen getiri performanslarını negatif faiz ortamı, ağırlaşan sermaye yeterliliği koşulları ve yürürlüğe alınan yatırım kısıtları nedeniyle yerine getiremeyeceğini gören şirketler negatif ayrıştılar. Poliçelerini şekillendirdiler, müşterilerini ikna edemedikleri durumlarda da poliçelerini devrettiler. Özellikle benim Almanya’da bulunduğum 2016 yılından itibaren hayat poliçeleri ile ilgili müşteri şikayetleri müthiş bir hızla artıyordu. Hatta Almanya’da birçok gazete poliçe devirlerini mecburi kılan bazı uygulamaları deşifre etmeye başlayarak düzenleyici kurum BaFin’i göreve çağıran yazılar yayınlamaya başlamıştı. Sonrasında konjonktür değişti. Hem de oldukça. Eski sigortacılık ritüelleriyle görevlerini koruyamayacağını anlayan hayat sigortacılığı profesyonelleri için artık inovasyon zamanıydı ve düğmelere basıldı. İşte webinarı dinlerken bu geri plan sürekli aklımdaydı. Şimdi ise hayat sigortacılığında bambaşka bir gündem var.

 

Negatif faiz ortamında çıkıldı, yatırım alternatifleri çeşitlendirildi, operasyonel maliyetler azaltıldı ve hayat sigortacılığı hızla bir mevduat toplama faaliyeti haline gelerek sigortacıların gerçekleştirdiği bir bankacılık faaliyeti oldu. Katedilen yol inanılmaz! Üstelik bu yolun hızlanarak ve daha da yol ayrımlarına maruz kalarak ilerleyeceğini göreceğiz. Nedeni ise çeşitlilik! Hayat sigortaları portföyleri artık bir kişinin yüksek likit özellikli finansal varlığı olarak değerlendirilebilmekte, tıpkı 2008 yılı krizi öncesinde konut kredilerinde yapıldığı gibi paketler (bundle) haline getirilerek yeni yatırım alternatifleri ile ilişkilendirilebilmekte ve yeniden piyasaya sürülerek işlem hacmini katlamakta. Ancak bence başarının ardındaki gerçek dinamik varlık yönetiminde.

 

Hayat sigortası primlerinin nasıl değerlendirileceği, hangi operasyonel maliyetlerden vazgeçilebileceği, farklı alanlarda faaliyet gösteren şirket topluluklarında kar ve fon transferinin nasıl sağlanacağı özellikle üzerinde durulması gereken performans göstergeleri. Bununla birlikte yükselen “sürdürülebilirlik” özelliği mutlaka yatırım süreçlerini şekillendirmeli. Yani primlerin değerlendirileceği alanların olası risklere göre (green washing – burada özellikle İngilizce terimi kullanıyorum, hakkaniyetli rekabet, güvenli çalışma standartları, tedarikçi haklarının sürdürülebilir olması, insan hakları evrensel kurallarının korunması ve her koşulda uygulanması, cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kapsayıcılık, veri koruma kurallarının eksiksiz uygulanması ve olası mağduriyetlerin hızla giderilmesi, karbon ayak izinin yönetimi, su kullanımı ve su kaynaklarına saygılı iş faaliyetlerinin yürütülmesi, eşit işe eşit ücret kuralının uygulanması vb) sınıflandırılması ve önceliklendirilmesi hayat sigortacılığının ihtiyaç duyduğu uzun vadeli yatırım perspektifini ve sağlam oyun alanını kolayca sağlayacaktır. Tabi yazması kolay ancak uygulaması oldukça zor. Ayrıca kısa vadeli ancak sürdürülemez yüksek kazançların sıklıkla karşımıza çıkacağı bu yolda, yolda kalmak da oldukça güç.

 

Webinar’da bu çerçevede Halil Bey’e soru sorma fırsatı da buldum. Halil Bey’in cevabı özellikle ufuk açıcıydı. Hayat branşında varlık değerlendirme sürecinin bankalardaki hazine fonksiyonlarından pek bir farkı kalmadığını belirten Halil Bey, bahsi bir el daha yükseltti ve yakın gelecekte şu anda imkânsız olarak gördüğümüz yatırım alternatiflerinin mecburen piyasaya sürüleceğinden ve hayat sigorta şirketlerinin yatırım bankaları gibi faaliyet gösterebileceğinden bahsetti. İyi olan kazansın!

 

Bu ufuk açıcı webinar için TSB’ye, harika moderatörlüğü için Aysun Hanım’a, değerli konuşmacılara, bu güzel oturumlarla sektörün hem bugünkü ajandasını hem de geleceğini şekillendiren BCG’ye ve Türkiye operasyonlarının harika yöneticisi Lale Hanım’a teşekkürü bir borç bilirim.

 

 

 

#TSB, #BCG, #LifeRiskAssessment, #ESG, #GreenWashing, #Linking, #TransitionalFinance, #ZeynepSTEFAN, #AIZA

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler