Genel
Enerji Bakanı: Gaz merkezi 1 yıl içinde hazır hale gelebilir
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Al Jazeera’ya LNG terminallerinin kapasitesi ve enerji krizinin aşılması konusunda açıklamalar yaptı. Avrupa…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Al Jazeera’ya LNG terminallerinin kapasitesi ve enerji krizinin aşılması konusunda açıklamalar yaptı. Avrupa ülkelerine gaz sevkiyatı yapabılabileceğini ve gaz merkezinin 1 yıl içinde işletilebilir hale gelebileceğini belirtti.
Dönmez, açıklamalarında şunları söyledi:
“Enerji alanında da Türkiye’nin artan talebini karşılamak için ciddi yatırımlar yaptık. Şöyle bir 20 yıl öncesine gittiğimizde Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülkeydi ve günlük 3-4 saat elektrik kesintisi olan bir ülkeydi. Doğal gaz sadece 5 büyükşehirde vardı. Bugün 81 ilin tamamında doğal gaz var. Ülkenin yüzde 80’i doğal gaza ulaşır hale geldi. Elektrikte o kesintili sıkıntılı dönemi geride bıraktık. Bunu yaparken hem enerji arz güvenliğini sağladık hem de enerji dönüşümünü sağladık.
Türkiye’nin kurulu gücü 100 bin megavatı aştı. Bu alanda dünyanın 14 ülkesinden biri olduk. Bu kurulu gücümüzün yüzde 55’lik kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanıyor.
Biz 20 yıl önce sadece Rusya’dan doğal gaz alırken bunun yanına dost ve kardeş ülke Azerbaycan’dan yeni boru hatları inşa ettik. Komşumuz İran’dan boru hattı ile doğal gaz getiriyoruz. Bunun yanı sıra LNG terminallerinin sayısını ve kapasitelerini artırdık. Bugün 2’si karada 3 denizde 5 LNG terminalimize ulaştık. Bununla biz tedarik çeşitliliğini sağlamış olduk. Başta körfez ülkeleri olmak üzere Mısır, Cezayir, Nijerya’dan LNG alıyoruz. Zaman zaman ABD’den de alıyoruz. LNG terminallerinin kapasitesi ve sayısı bakımından baktığımızda Avrupa herhalde bizim kadar kapasitesi olan yok. Onlar son yıllarda LNG kapasitesini ve terminallerini artırdı.
İçinde bulunduğumuz şartlar şunu gösteriyor. Bugün krizi daha rahat yönetmemize bu yatırımlar sebep oldu.
Bugün güneş paneli üretiminde dünyada 3’üncüyüz. Avrupa’da birinci sıradayız. Rüzgâr türbini üretiminde yerlilik oranınız yüzde 50’in üzerinde.
Dünyada bir de enerji krizi yaşanıyor. Eğer taraflar kabul ederse enerji krizinin aşılması konusunda başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere yapıcı bir rol üstlenebiliriz.
Doğal gaz ve petrolde kaynak ülkelere en yakın ülkelerden biriyiz. Diğer tarafta da talep var. Bu arz ve talebin birleşeceği en uygun nokta Türkiye. Nitekim bugüne kadar da birçok uluslararası boru hattı projesine hayata geçirmiş bir ülkeyiz. TANAP, TürkAkım bunlardan 2’si.
Yaklaşık 15 ülkeden gaz getirebilen bir ülkeyiz. Bu alt yapı daha çok Türkiye’de tüketilen doğal gaza hizmet etmekle birlikle Avrupa’ya da hizmet götürecek kapasiteye sahip. 5 LNG terminalimizin bir kısmı özellikle yaz aylarında müsait. Talep ettiği takdirde Avrupalı ülkelerine bu terminalleri kullanmak suretiyle kendilerine gaz sevkiyatı yapabiliriz.
Bizim Türkiye olarak gaz tüketimimiz 55-60 milyar metreküp. Avrupa’nın en fazla gaz tüketen 4 ülkesinden biriyiz. Fakat gerek boru hatları gerekse LNG terminalleriyle birlikte yılda 100 milyar metreküp gazı Türkiye ulusal sistemine getirme, bağlama imkanına sahibiz. Bu ne demek 40 milyar metreküp gazı biz arzu edildiği takdirde Avrupa’ya buradan sevk edebiliriz.
Doğu ve güneydoğu Avrupa’da herhangi bir gaz ticaret merkezi yok. Bizim temasta olduğumuz bölge ülkeleri de bizim bu gaz merkezi projesini destekliyorlar. İnşallah gaz merkezini 1 yıl içinde işletebilir hale geleceğiz.
(Karadeniz gazı) Bugün yüzde 90 seviyesinde projede bir ilerleme söz konusu. Ben de sık sık sahaya gidiyor ve çalışmaları da yerinde inceliyorum, yaklaşık 8-10 bin insan çalışıyor, yurt dışından gelen uzmanlar var, Türkiye’den orada mühendislerimiz, işçilerimiz çalışıyor, uluslararası bir proje baktığınızda. Ve böyle büyük bir projeye baktığınızda bu projeler 6-7 yıldan önce de bitirilemiyor, ama biz Türkiye olarak birçok diğer işte olduğu gibi hızlı bir şekilde ilerliyoruz, inşallah 2,5-3 yıl içerisinde de zaten bu gazı sisteme arz ediyoruz.
(Gabar’daki keşif) Geçtiğimiz yıl da yine dünya tarihine baktığımızda karalardaki en büyük 10 keşif arasında 7’nci sırada yer alan bir keşfi gerçekleştirdik, 150 milyon varillik net üretilebilir keşfe imza attık. Yine o sahanın yakın coğrafyasında aramalarımıza, araştırmalarımıza devam ediyoruz. İnşallah, bu rakam yukarı yönlü revize edilecek. Böylece hem doğal gazda Karadeniz keşfiyle birlikte hem de petrolde dışa bağımlılığımızı azaltmış olacağız inşallah.
Karadeniz’de önemli bir potansiyel var. Biz Karadeniz’i bu bölgenin Kuzey Denizi olarak adlandırıyoruz. Biliyorsunuz Kuzey Denizinde de yıllarca Avrupa aradı 100’ün üzerinde arama kuyusu açtı ancak keşif yakalayabildi ve önemli ölçüde de üretim gerçekleştirdiler. Yani Kuzey Denizindeki keşifler gerek İngiltere’nin gerek Hollanda’nın gerekse Norveç’in yapmış olduğu keşifler Avrupa ana haritasının neredeyse yüzde 30’luk ihtiyacını karşılayabilir hale gelmişti. Bir miktar üretimde azalma söz konusu, ama şu anda onlar da yeni sahaları tekrar aramaya, araştırmaya başladılar. Yani bu Karadeniz’de bir Kuzey Denizine benzer hikâyeyi hayata geçirebileceğimizi düşünüyoruz.
(Sakarya Gaz Sahası) O sahalarda biz 2880 adet test yaptık. Türkiye Petrolleri 5 yıllık, 10 yıllık bir şirket değil, yurt dışında da özellikle de off shore alanında da iş ortaklıkları olan bir şirketimiz. Hazar’da başta SOCAR olmak üzere Azerbaycan’ın milli şirketi ve diğer birçok uluslararası petrol şirketiyle orada birlikte gaz, petrol, arayan, üreten bir şirket. Irak’ta operasyonları var, Rusya’da operasyonları var, Libya’da geçmişte operasyonları oldu. Türkiye Petrolleri 70-80 yıllık bir birikimin üzerine bunları inşa ediyor. Ve petrol endüstrisinde bu keşif nasıl açıklanıyor, testler nasıl yapılıyorsa onlarda o rakamlara ve o metodolojiye bağlı olarak bu açıklamaları yaptılar. Ama bununla da yetinmedik dediğim gibi uluslararası bir değerleme firması adını da vereyim DE-MAC, yani birçok Körfez ülkesinin de çalıştığı bir değerleme firmasıdır, 100 yıllık bir geçmişi vardır petrol jeolojisi üzerine. Ve bu değerleme firmaları biliyorsunuz bağımsızdır, değerleme firmasının ortaya koymuş olduğu rapor da zaten bizim bu çalışmalarımızı teyit etti. Tamamen bizdeki muhalefetin milletin kafasını karıştırmak için ortaya attığı, ispat edemediği, edemeyeceği bir bilgiden ibaret.
Şu anda sahada yoğun bir çalışma var. Bizim hedefimiz mart sonunda en geç nisan başında bu gazı vatandaşımızla buluşturmak. İnsanımız uzun bir süre hasretle bekledi. İnşallah bir aksilik çıkmadığı takdirde birkaç ay içinde o gazı insanımızla buluşturacağız.
Yenilenebilir kaynaklarına biraz daha ağırlık vereceğiz. Bugün itibariyle yenilenebilir enerjinin kurulu güç içindeki payı yüzde 54’ler seviyesinde. 2035’teki hedefimiz bunu yüzde 75’ler seviyesine çıkartmak.
Yenilenebilir enerji kaynaklarını sisteme daha fazla ekleyebilmek için depolama yatırımlarına ağırlık vermek niyetindeyiz.
Şu anda Akkuyu’da 4 nükleer reaktör inşaatı devam ediyor. Bu yıl içinde birinci reaktörü devreye alacağız. Sonra birer yıl arayla diğer üniteleri de koyacağız ve o 4 reaktör 4 ünite devreye girdiğinde ülkede tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 10’nu sadece bir santralden karşılayabilir hale geleceğiz.
Son günlerde çok sıkça gündeme gelen SMR diye adlandırılan küçük ve orta ölçekli nükleer reaktörlerin sisteme dahil edilmesi gündeme gelecek. Bunlar daha çok 50-100 megavatlardan 500 megavatlara kadar daha küçük ve orta ölçekli reaktörler. Bunlarla neyi sağlamış olacağız? Yenilenebilir enerji kaynaklarındaki kesintili kaynağı biz nükleer ve doğal gazdan yine temin etmeye çalışacağız.”
foreks.com