Ekonomi
Herkesin aklına takılan o soru: ‘Dolar yükselmedi peki fiyatlar nasıl artıyor?’
Dolar kurundaki artış son dönemde göreli olarak yavaşlasa da özellikle market fiyatlarındaki artış durdurulamıyor.
Dolar kurundaki artış son dönemde göreli olarak yavaşlasa da özellikle market fiyatlarındaki artış durdurulamıyor.
2021 yılı sonlarında dolardaki yükselişin getirdiği enflasyon geçişlerini anlayabilirken, 2022 boyunca ve 2023 yılında dolar/TL kurundaki hareketlerin sınırlı olmasına rağmen fiyatlardaki yükseliş kafa karıştırıyor.
2021 yılında 8 liralardan 18 liralara birkaç ay içinde yükselen dolar, enflasyon geçişkenliği ile fiyatlamaları çok etkilemişti. Sonrasında KKM’nin sakinleştirici etkisi kurlara yansırken, Merkez Bankası da liralaşma konusunda kararlılığını göstermişti. Bunun enflasyona çare bulması beklenirken, fiyatlarda yükseliş vites küçülterek ilerlemeye devam etti.
TÜİK’e göre mart ayında tüketici fiyatları yüzde 2.29 arttı. İlk çeyrekteki artış yüzde 12.52 oldu, mart sonundaki yıllık artış ise yüzde 50.51’e geriledi. Yıllık oran geriliyor, nisanda daha da gerileyecek.
Dolar son sekiz ayda yaklaşık yüzde 5 değer kazandı. Yani fiyatlar üstünde kur baskısı yok denecek ölçüde düşük. Dolarda yüzde 5 kadar değer artışı yaşanan bu sekiz aydaki fiyat artışı ise yüzde 27’yi buldu.
İktidarın şu dönemdeki en büyük çabası döviz kurunun seçime kadar çok artmasını önleyebilmek. Çünkü kur arttığı takdirde hem algı bozulacak, hem fiyatlar birden tırmanışa geçecek.
Peki makasın böylesine açık olması ne anlama geliyor?
Bilimsel sorgulamada neden-sonuç ilişkisine değinen ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez, Türkiye’de bu ilişkinin kurulmasındaki sorunda yola çıktı.Eğilmez, kendi internet sitesinde yazdığı yazıda, “Fiyatların artmasının nedeni marketler değil, aidatların artmasının nedeni site yönetimleri değil, bunların nedeni yükselen enflasyon ve onu önleyemeyen hükümetin ve merkez bankasının uyguladığı yanlış ekonomi politikası” ifadelerini kullandı.
Mahfi Eğilmez’in “Fiyatlar niçin dolardan fazla artıyor?” başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Asgari ücretin artırılması sonrasında apartman ve site aidatlarında yaşanan yüksek artışlardan sonra buralarda ev sahibi olanlar ve kiracılar site yönetimlerine başkaldırarak aidatların bu kadar artırılmaması gerektiğini söylediler. Bunu yaparken site yönetimini neden, aidat artışını sonuç olarak düşünmüş olsalar gerek. Oysa buradaki neden asgari ücretin artırılması ve diğer her şeyin fiyatının artmasıydı. Asgari ücret artınca site güvenlik görevlilerinin ve diğer çalışanlarının da ücretleri artıyor, fiyatlar artınca sitede kullanılan her türlü malzemenin fiyatı artıyor ve dolayısıyla bu artışlar aidatlara yansıyor. Asgari ücret artışının ve fiyat artışları enflasyondaki yükselişten kaynaklanıyor.
İnsanlar, fiyatları sürekli artıran marketlere de kızgınlar. Oysa onların da yapabileceği bir şey yok. Çünkü yanlış ekonomi politikası sonucu enflasyon sürekli yükseliyor, sonuçta marketler de ürünlerin fiyatını artırmak zorunda kalıyorlar. Altı ay önceki fiyatlara göre iki katına yükselen fiyatlara bakan çoğu insan “altı ayda ne oldu da bu kadar arttı, altı ay önce dolar kuru 18,5 idi şimdi 19,2, kur yüzde 4 dolayında artmış fiyatların da yüzde 4 artması lazım oysa iki kat artmış” diye söyleniyor. Kur o kadar arttı ama malı satanın işyeri kirası arttı, yanında çalışanların asgari ücreti arttı, mağazada kullandığı elektrik, ısıtmada kullandığı doğal gaz fiyatları arttı, benzin arttığı için taşıma maliyetleri arttı, bunları hesaba katmak gerekir. Öte yandan kurun daha fazla artmaması için baskılandığı da bir gerçek. Eğer marketler ellerindeki malları eski fiyattan satsalar tükenen malların yerine yenilerini daha pahalıya alacakları için zarar edecekler. O nedenle gelecek zamları da düşünerek olduğundan da pahalıya satmaya çalışıyorlar. Fiyatların artmasının nedeni marketler değil, aidatların artmasının nedeni site yönetimleri değil, bunların nedeni yükselen enflasyon ve onu önleyemeyen hükümetin ve merkez bankasının uyguladığı yanlış ekonomi politikası.”