Döviz
Desmond lachman/The Hill: Türkiye döviz krizi yolcusu
Son birkaç yıldaki feci ekonomik politikalarına rağmen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeniden seçilme yolunda ilerliyor. Geçen hafta sonu yapılan ilk…
Son birkaç yıldaki feci ekonomik politikalarına rağmen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeniden seçilme yolunda ilerliyor. Geçen hafta sonu yapılan ilk tur cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan oyların yüzde 50’nin biraz altında aldı. Bu ayın sonunda yapılacak ikinci tur seçimleri kazanması bekleniyor. Bu sonuç, H.L. Menken’in demokrasinin “sıradan insanların ne istediğini bildiği ve başına gelecekleri hak ettiği teorisi” şeklindeki alaycı sözlerini hatırlatmalıdır.
Erdoğan’ın seçim yolundaki ekonomi politikasına ilişkin yorumlarına bakılırsa, Türkiye’nin yüksek enflasyon yaratan ve ülkenin döviz varlıklarını tüketen son derece alışılmışın dışında para politikasından daha fazlasını göreceğiz. Renkli bir şekilde ifade ettiği gibi, “Bu kardeşiniz bu pozisyonda olduğu sürece faiz düşmeye devam edecek.” Bu, Türkiye’nin yakında bir başka enflasyon patlaması ve ekonomik olarak zarar verici bir döviz krizi yaşama şansını artırıyor.
Erdoğan’ın para politikası konusundaki fikirlerinin onu konsensusun çok uzağına konumlandırdığını söylemek yetersiz kalır. Geçen yıl, küresel enflasyon yükselip, dünyadaki tüm büyük merkez bankaları şahin para politikası duruşuna geçtiğinde, Erdoğan TCMB’na faiz oranlarını yüzde 19’dan yüzde 8,5’e düşürmesi için baskı yaptı. Bunu, enflasyona bir çare olmaktan çok, yüksek faiz oranlarının enflasyonun nedeni olduğu şeklindeki yanlış inançla yaptı.
Hemen hemen tüm iktisatçıların hemfikir olduğu bir şey varsa, o da yüksek faiz oranlarının, enflasyon kontrolünü yeniden kazanmak için uygulanacak her politika paketinin önemli bir parçası olduğudur.
Erdoğan’ın politikalarının -öngörülebilir- sonuçları, para biriminin çökmesi ve enflasyonun yükselmesi oldu. Ülkenin para birimi değerinin yarısından fazlasını kaybetti ve 2021’in başlarında dolar karşısında yaklaşık 7,5 TL’den bugünkü 20 liranın biraz altında olan seviyesine düştü. Bu arada, enflasyon 2021’in başlarında yüzde 20’den 2022’nin Eylül ayında neredeyse yüzde 84’lük bir zirveye ulaştı.
Seçime giden yolda, seçmen desteği toplamak için enflasyon yapay olarak bastırıldı. Ancak yine de yüzde 45 civarında kaldı. Bu enflasyonist politikaların net sonucu, ücretler fiyat artışlarının önemli ölçüde gerisinde kaldığından, kelimenin tam anlamıyla milyonlarca insanın yoksulluğa sürüklenmesi olmuştur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz oranlarının her zamankinden daha düşük olması gerektiği konusundaki inatçılığı, ülkenin dış dengesine de büyük zarar verdi. Onun liderliği altında, TCMB’nin şu anda yaklaşık 70 milyar dolarlık negatif uluslararası rezervleri var.
Hem yerli hem de yabancı yatırımcılar enflasyon korkusu ve hukukun üstünlüğü eksikliği nedeniyle kapıya yönelirken, bu rezervler para birimini savunmak için israf edildi. Bu arada, ülkenin cari işlemler açığı GSYİH’nın yaklaşık yüzde 6’sına yükseldi. Bu, geçmişte bir çok döviz krizinin habercisi olan tehlikeli bir seviyedir.
Seçimler yaklaşırken Türkiye ekonomisi, sürdürülmesi zor olacak olağanüstü önlemlerle ayakta tutuldu. Tl banka mevduatları, doların değer kaybetmesine karşı, bu hesaplarda meydana gelen zararları telafi etme taahhüdü ile garanti altına alınmıştır (KKM’den bahsediyor). Aynı zamanda Türkiye, başta Rusya olmak üzere müttefiklerini kendisine döviz swapı sağlamaya çağırdı.
Artık Erdoğan yeni dönemine hazırlanırken, döviz üzerinde güçlü bir baskı oluşması kaçınılmazdır. Bu baskı, tam teşekküllü döviz krizine ve sermaye kontrollerine yol açabilir – eğer, Erdoğan kafadan uydurduğu fikirlerinden vazgeçecek sağduyuya sahip değilse. Çare, faizleri yükseltip, ekonomi politikasının ortodoksiye dönmesine izin vermek.
Erdoğan’ın geçmişteki inadına bakılırsa, böyle bir politika U dönüşüne bahse girilmesini tavsiye etmem.
Desmond Lachman, American Enterprise Institute’ta kıdemli bir araştırmacıdır. Uluslararası Para Fonu’nun Politika Geliştirme ve Gözden Geçirme Departmanında müdür yardımcısı ve Salomon Smith Barney’de yükselen piyasa ekonomi stratejistiydi.
Kaynak: On the road to a Turkish currency crisis