Dünya Ekonomisi
Küresel finans piyasalarında, sancılı hafta geride kaldı
Küresel piyasalar, İsrail-Filistin çatışmasının etkisi altında karmaşık bir haftayı geride bıraktı.
Küresel piyasalar, İsrail-Filistin çatışmasının etkisi altında karmaşık bir haftayı geride bıraktı.
Küresel piyasalar, ABD’de enflasyonun tahminlerin üzerinde artış göstermesiyle birlikte ABD Merkez Bankası’nın (Fed) gelecek dönem politikaları hakkında artan belirsizlikler ve İsrail-Filistin çatışmasının daha geniş bir bölgeye yayılma potansiyeli taşıması endişesiyle karışık bir haftayı geride bıraktı.
Gelecek hafta, gözler Fed Başkanı Jerome Powell’ın yapacağı konuşmanın yanı sıra yoğun veri akışı ve bölgeye dair haberlere çevrildi.
Küresel ekonomilerde bir süredir enflasyon ve resesyon arasındaki ikilem belirsizliğini sürdürürken, halihazırda devam eden Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail-Filistin çatışmasının varlık fiyatları üzerinde etkili olduğu gözlemleniyor.
Fed, enflasyonla mücadelede “şahin” adımlar atmış olmasına rağmen iş gücü piyasasındaki sıkı duruşun devam etmesi ve enflasyonun beklentilerin üzerinde seyretmesi, bankanın gelecek dönem politikalarına dair belirsizlikleri artırıyor. Ayrıca, geçen hafta Fed yetkilileri tarafından yapılan açıklamalar da karışık bir tablo ortaya koydu.
Fed yetkilileri, haftanın başında enflasyon verileri öncesinde “güvercin” açıklamalarda bulundu. Fed Başkan Yardımcısı Philip Jefferson, Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) gerektiğinde uygulanabilecek ek politika sıkılaştırmasının kapsamını değerlendirirken, “dikkatli bir şekilde ilerleyecek konumda olduğunu” ifade etti.
Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic ise faiz oranlarının daha fazla artırılmasına gerek olmadığını ve para politikasının enflasyonu yüzde 2 hedefine geri getirecek kadar sıkı olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) Eylül ayında piyasa beklentilerini aşan bir şekilde aylık bazda yüzde 0,4 ve yıllık bazda yüzde 3,7 artış göstermesinin ardından Fed yetkilileri “şahin” tonlu açıklamalara geri döndüler. Boston Fed Başkanı Susan Collins, son enflasyon verilerinin fiyat istikrarını düzeltilmesi gereken “düzensiz” bir duruma işaret ettiğini belirtti.
FED TEMKİNLİ İLERLİYOR
Collins, Fed’in enflasyonu yüzde 2 hedefine geri getirmek için faiz oranlarını artırma ihtimalinin olduğunu yineledi, ancak henüz daha fazla sıkılaştırmayı masadan kaldırmayacaklarını ifade etti. Hafta içinde açıklanan Fed’in toplantı tutanakları, ekonomik görünüme ilişkin yüksek belirsizlik nedeniyle Fed’i temkinli bir yaklaşım benimsemeye ittiğini ortaya koydu.
Tutanaklarda, tüm Fed yetkililerinin “dikkatli bir şekilde ilerleyeceklerine” dair aynı görüşte olduğu belirtilirken, para politikasının bir süre daha sıkı tutulması gerektiği konusunda enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde hedefe yaklaştığından emin olunana kadar hemfikir oldukları kaydedildi.
İsrail-Filistin çatışmasının yarattığı tedirginlikle birlikte, Marakeş’teki Dünya Bankası-Uluslararası Para Fonu (IMF) Yıllık Toplantıları sırasında yapılan açıklamalar da yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor.
Hindistan’ın başkanlığında 12-13 Ekim tarihlerinde Fas’ın Marakeş kentinde gerçekleştirilen G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı’nın sonuç bildirisinde, küresel ekonomik görünümün dengesiz ve giderek farklılaştığının altı çizildi.
IMF Başkanı Kristalina Georgieva, bu hafta yaptığı açıklamada, piyasaların uzun süre yüksek faizlere alıştığını, ancak finansal koşulların keskin bir sıkılaştırmaya gitmesinin risk teşkil ettiğini vurgulayarak, “Bu nedenle güçlü bir mali denetim gereklidir.” dedi.
ALTININ ONSU SON YEDİ AYIN EN GÜÇLÜ HAFTALIK YÜKSELİŞİNİ KAYDETTİ
Analistler, Rusya-Ukrayna savaşının yanı sıra İsrail-Filistin çatışmasının da başlamasının ardından İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırısının Şam ve Halep’teki uluslararası havalimanlarının eş zamanlı olarak hizmet dışı kaldığı haberinin yayılmasıyla, çatışmaların daha da geniş bir coğrafyaya yayılma endişelerinin emtia fiyatlarını etkilediğini ifade etti.
Orta Doğu’da yükselen gerilimin ardından İsrail’in talebi üzerine ABD’li enerji şirketi Chevron, Doğu Akdeniz’deki Tamar gaz sahasında üretimi durdurduğu için Avrupa’da doğal gaz fiyatları son bir haftada yüzde 50’ye yakın bir artış kaydetti.
Bu yıl yaşanan arz sıkıntılarının ardından İran’ın piyasaya sağladığı petrolün, petrol fiyatlarını baskılayan bir etken olduğunu vurgulayan analistler, İsrail ile Filistin arasındaki gerilim nedeniyle İran’a olası bir ambargonun petrol fiyatlarına etkisinden endişe edildiğini bildirdi.
BRENT PETROLDEN DİKKAT ÇEKEN YÜKSELİŞ
Brent petrolün varil fiyatı, haftayı yüzde 7,2’lik bir artışla 90 dolar seviyesinden kapatırken, son 8 ayın en güçlü haftalık kapanışını gerçekleştirdi.
ABD’de açıklanan enflasyon verilerinin beklentilerin üzerinde gelmesine rağmen jeopolitik risklerin artması, yatırımcıların “güvenli liman” olarak gördüğü altına olan talebi de artırdı. Altının ons fiyatı, yüzde 5,5’lik bir artışla haftayı 1.932,9 dolardan tamamlayarak son 7 ayın en güçlü haftalık yükselişini kaydetti.
Bu gelişmelerin ardından ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi geçen hafta yaklaşık 17 baz puanlık bir düşüşle yüzde 4,62 seviyesinden kapandı, dolar endeksi ise haftalık bazda yüzde 0,5 artışla 106,6 seviyesinden haftayı tamamladı.
NEW YORK BORSASI’NDA KARIŞIK BİR SEYİR İZLENDİ
ABD’de iş gücü piyasasındaki sıkı duruşun sürmesi ve enflasyon verilerinin beklentilerin üzerinde gelmesi nedeniyle Fed’in para politikalarına dair soru işaretlerinin artması sonucu, New York Borsası haftayı karmaşık bir seyirle tamamladı. Gelecek hafta için Fed’in “Bej Kitap” raporu ve Fed Başkanı Powell’ın yapacağı konuşmanın yatırımcıların odak noktasına yerleştiği belirtiliyor.
Analistler, Üretici Fiyat Endeksi’nin Eylül ayında aylık bazda yüzde 0,5 ve yıllık bazda yüzde 2,2 artışla beklentileri aşmasının ardından Tüketici Fiyat Endeksi’nin de tahminlerin üzerinde artış göstermesi nedeniyle Fed’in gelecekteki adımlarının nasıl olacağı konusundaki belirsizliğin arttığını ifade ediyorlar. Ayrıca, Michigan Üniversitesi tarafından açıklanan tüketici güven endeksi verileri de enflasyon beklentilerinin yükseldiğini gösterdi.
ABD’li tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentileri, ekim ayında yüzde 3,2’den 3,8’e yükselerek mayıs ayından bu yana en yüksek seviyesini kaydetti. Bu oran, Kovid-19 salgını öncesindeki iki yılın yüzde 2,3 ila 3 aralığının üzerinde gerçekleşti.
Ayrıca, ülkedeki tüketici güven endeksi ekimde aylık bazda 5,1 puan düşüşle 63 seviyesine gerileyerek piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti.
YELLEN’DEN ‘YUMUŞAK İNİŞ’ SENARYOSU
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Fas’ın Marakeş kentinde düzenlenen Dünya Bankası-IMF yıllık toplantıları sırasında yaptığı basın toplantısında, ABD ekonomisinin iyi bir rotada olduğunu belirterek, “ABD ekonomisi için temel senaryonun yumuşak iniş olduğunu düşünüyorum.
Buna yönelik riskler tabii ki var ve küresel şoklar bu riskler arasında. Yumuşak inişin kesin olacağını söylemiyorum ama bunun en muhtemel rota olduğu yönündeki düşüncem devam ediyor.” dedi.
Ayrıca, ABD’nin büyük bankaları üçüncü çeyrek bilançolarını açıklamaya başladı. Haftanın son işlem gününde açıklanan bilançolara göre, JPMorgan Chase’in net karı bu yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 35, Citigroup’un yüzde 2 ve Wells Fargo’nun yüzde 61 arttı.
JPMorgan Chase’in beklenenden daha iyi finansal sonuçlar açıklamasının ardından şirketin hisseleri yüzde 2’ye yakın bir artış gösterirken, Wells Fargo’nun hisseleri de yüzde 3’e yakın bir değer kazanç kaydetti. Citigroup ise işlem gününün ilk saatlerinde yükseliş kaydetti, ancak kapanışta yüzde 0,2 oranında geriledi.
Ayrıca, ABD’li uçak üreticisi Boeing’in hisseleri, üretim hatasına ilişkin denetimlerin genişletildiğine dair haberlerin ardından yüzde 3’ün üzerinde bir düşüş yaşadı.
Bu gelişmeler sonucunda geçen hafta, New York borsasında Nasdaq endeksi yüzde 0,18 oranında azalırken, S&P 500 endeksi yüzde 0,44 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,79 oranında bir değer kazancıyla haftayı tamamladı.
Önümüzdeki hafta ise veri takviminde çeşitli ekonomik göstergeler bulunmaktadır. Pazartesi günü New York Fed Sanayi Endeksi, Salı günü perakende satışlar, sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı, Çarşamba günü konut başlangıçları, inşaat izinleri ve Fed’in “Bej Kitap” raporu, Perşembe günü ise Philadelphia Fed İmalat Endeksi, CB Öncü Göstergeler Endeksi, haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve ikinci el konut satışları verileri takip edilecektir.
AVRUPA BORSALARINDA DA KARIŞIK BİR SEYİR ÖNE ÇIKTI
Rusya-Ukrayna savaşı ve Orta Doğu’da yükselen gerilimler sonucu Avrupa borsalarında geçen hafta karışık bir seyir izlendi. Gelecek hafta ise bölge genelinde açıklanacak enflasyon verileri yatırımcıların odak noktasında olacak.
Analistler, Avrupa’nın enflasyon ve resesyon ikilemi ile karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, bölge ekonomisine yönelik artan endişeler ve doğal gaz tedarikindeki sorunlar nedeniyle hisse piyasalarında risk iştahının azaldığını ifade etti.
Dünya Bankası-IMF Yıllık Toplantıları sırasında İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Andrew Bailey, para politikasının sıkı olduğunu ve sıkılaşmanın devam edeceğini belirterek, enflasyonda somut bir gerileme yaşanmasına rağmen hedeflere ulaşmak için yapılması gereken işler olduğunu ifade etti.
Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) Başkanı Joachim Nagel ise Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz artırımlarının enflasyonla mücadelede etkili olduğunu ve Almanya’da enflasyonun düşüş eğiliminde olduğunu dile getirdi.
ECB’nin geçen ay yaptığı para politikası toplantısının tutanaklarına göre, ECB Yönetim Konseyi üyeleri ekonomik büyüme endişelerinin arttığını ve büyük çoğunluğunun 25 baz puanlık faiz artışını desteklediğini gösterdi.
Ayrıca, ECB’nin ağustos ayına ilişkin Tüketici Beklentileri Anketi sonuçlarına göre, Avro Bölgesi’ndeki tüketicilerin 12 ay için ortalama enflasyon beklentisi ağustosta yüzde 3,4’ten 3,5’e, gelecek 3 yıl için enflasyon beklentisi de yüzde 2,4’ten 2,5’e yükseldi.
Geçen hafta, avro/dolar paritesi yüzde 0,7 oranında bir düşüşle 1,0511 seviyesinden kapanarak Kasım 2022’den bu yana en düşük haftalık kapanışını gerçekleştirdi. Bu dönemde Almanya’da DAX endeksi yüzde 0,28, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 0,80 azalırken, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 1,53 ve İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1,40 oranında bir artış kaydetti.
Gelecek hafta için Avro Bölgesi’nde dış ticaret dengesi, İngiltere’de işsizlik oranı, Almanya ve Avro Bölgesi’nde ZEW endeksleri, Avro Bölgesi ve İngiltere’de enflasyon verileri, Almanya’da ÜFE verileri gibi önemli ekonomik göstergeler takip edilecektir.
ASYA BORSALARINDA ÇİN DIŞINDA POZİTİF BİR SEYİR İZLENDİ
Asya borsalarında genel olarak pozitif bir seyir izlenirken, Çin Şanghay bileşik endeksi negatif bir ayrışma sergiledi. Gelecek hafta bölge genelinde açıklanacak sanayi üretimi verileri yatırımcıların odak noktasında bulunuyor.
Çin hükümetinin ekonomiyi desteklemek amacıyla attığı adımlara rağmen ülkenin ekonomisine ilişkin endişeler hala devam ediyor. Geçen hafta açıklanan verilere göre, Çin’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda değişmezken, yıllık bazda yüzde 2,5 oranında bir azalış kaydetti ve beklentilerin altında kaldı. Ayrıca, ülkenin ihracatı ve ithalatı geçen ay yüzde 6,2 oranında bir azalma gösterirken, dış ticaret dengesi eylülde 77,7 milyar dolar fazla verdi.
Analistler, Çin’deki enflasyon verilerinin ülkede ekonomik aktivitenin hala yavaşladığını gösterdiğini ve bu durumun küresel resesyon endişelerini artırdığını ifade etti.
Japonya’da ise geçen hafta açıklanan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) eylülde aylık bazda yüzde 0,3 oranında bir azalış gösterirken, yıllık bazda yüzde 2 oranında bir artış kaydederek beklentilerin oldukça altında kaldı. Ayrıca, çekirdek makine siparişleri aylık yüzde 0,5 oranında gerileyerek beklentileri karşılamadı. Cari işlemler dengesi ise 2 trilyon 279 milyar yen fazla verdi.
Bu dönemde haftalık bazda Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 1,87, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 1,95 ve Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 4,26 oranında bir değer kazancı yaşadı. Ancak Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,70 oranında bir düşüş kaydetti.
Önümüzdeki hafta, pazartesi günü Japonya’da sanayi üretimi, çarşamba günü Çin’de ekonomik büyüme, sanayi üretimi, işsizlik oranı ve perakende satışlar, perşembe günü Japonya’da dış ticaret açığı, cuma günü ise Japonya’da enflasyon verileri gibi önemli ekonomik göstergeler açıklanacak.
TÜRKİYE, IMF TOPLANTILARINDA DİKKATİ ÇEKECEK BİR ÜLKE OLARAK GÖRÜLÜYOR
Geçen hafta BIST 100 endeksi düşüş eğiliminde hareket ederek haftayı yüzde 4,15 oranında bir azalışla 8.113,30 puandan tamamladı. Gelecek hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Piyasa Katılımcıları Anketi gözlerin önünde olacak.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’ye büyük bir yatırımcı ilgisi olduğunu ve bu ilginin son dönemde bir miktar fon akışına dönüştüğünü belirtti. Ayrıca, Bakan Şimşek, Dünya Bankası-IMF Yıllık Toplantıları kapsamında Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner ile bir araya geldi.
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Başekonomisti Robin Brooks da toplantılar sırasında Bakan Şimşek’e övgülerde bulundu ve Türkiye’nin reform ve düzenlemeler konusunda tutarlı bir mesaj verdiğini belirtti.
PİYASALARDA YÜKSELİŞ
Dolar/TL kuru haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,7 üzerinde 27,7990 seviyesinden tamamladı.
Gelecek hafta yurt içi veri gündeminde, pazartesi günü konut satışları, bütçe dengesi ve özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcu, salı günü kısa vadeli dış borç istatistikleri ve konut fiyat endeksi, çarşamba günü uluslararası yatırım pozisyonu, perşembe günü uluslararası rezervler ve döviz likiditesi, haftalık para ve banka istatistikleri ile cuma günü yurt dışı ÜFE, tarımsal girdi fiyat endeksi ve TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi gibi önemli ekonomik veriler takip edilecek.
BIST 100 endeksinde teknik açıdan 8.100 ve 8.000 seviyelerinin destek, 8.200 ve 8.300 puanın ise direnç olarak öne çıkabileceği belirtiliyor.