Gelecek FED toplantısının şifreleri ne?

Ekim ayı para politikası toplantısı, FED yönetiminin alacağı kararlar açısından piyasalar için oldukça belirleyici olabilir. FED’in gelecekteki politika yönelimine dair işaretler, FED yöneticilerinin yaptığı açıklamalarda bulunuyor.

ABD’de son 40 yılın en yüksek seviyelerine tırmanan enflasyon, Mart 2022’de Federal Reserve (FED) yönetimini harekete geçirmiş ve o tarihten itibaren Jerome Powell liderliğindeki FED, 11 faiz artışı gerçekleştirmiştir. Bu faiz artışları, borsalarda uzun süredir devam eden kolay para politikasına son vermiş ve ekonomi çevrelerinde resesyon endişelerini artırdı.

ABD Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC), Eylül ayındaki toplantısından bu yana bazı FED yetkililerinin faiz oranlarının yükselmeye devam edebileceği sinyalini verdiğini belirtti. Diğer FED yetkilileri ise faiz artışlarının nihai yüksekliğe ulaştığını savundu.

FED Başkanı Jerome Powell, 10 yıllık ABD Hazine tahvil getirilerinin %5 sınırını aşmasının neden olduğu volatilite nedeniyle FED’in bir kısmının işini yapmış olduğunu ifade etti ve bu nedenle daha fazla sıkılaştırma önlemine olan ihtiyacın azalmış olabileceğini belirtti.

Eylül ayı itibariyle ABD enflasyonunun %3,7 seviyesinde olması, Federal Reserve’in %2’lik enflasyon hedefinden oldukça uzak olduğunu gösteriyor. Bu durum, yatırımcılar arasında yüksek faiz oranlarının daha uzun bir süre boyunca finans piyasalarında etkili olacağı ve Amerikan ekonomisini resesyona sürükleyebileceği endişelerini destekliyor.

Bloomberg’ün yatırımcı anketlerine göre, gelecek 12 ay için resesyon beklentileri %55’e ulaşmış durumda. Ayrıca, CME FedWatch göstergesine göre vadeli piyasa yatırımcıları, Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) bir sonraki toplantısında politika faizlerini sabit tutma olasılığına %97 gibi yüksek bir ihtimal veriyor. Ancak vadeli piyasa yatırımcılarının bir sonraki FOMC toplantısı için faiz artışı öngörüsü %29. Bu da FED yöneticilerinin açıklamalarının, piyasanın gelecekteki yönü ve para politikası ile ilgili önemli bir gösterge olduğunu gösteriyor.

FED yetkililerinin para politikası, finansal koşullar ve ekonomik görüşlerine dair açıklamaları aşağıdaki gibidir:

1. Philadelphia FED Başkanı Patrick Harker (16 Ekim): Harker, ekonomik verilerde büyük bir politika değişikliği görmediğini ve faiz oranlarını mevcut seviyede tutma görüşünde olduğunu belirtiyor.
2. FED Başkanı Jerome Powell (19 Ekim): Powell, ekonomik büyüme ve işgücü piyasasındaki sıkılıkla ilgili endişeleri dile getiriyor ve ek göstergelerin enflasyonun daha fazla artmasını riske atabileceğini belirtiyor. Bu nedenle para politikasının daha da sıkılaştırılması gerekebileceğini vurguluyor.
3. Atlanta FED Başkanı Raphael Bostic (20 Ekim): Bostic, hala %3,7 seviyesinde olan enflasyonun önemli olduğuna dikkat çekiyor ve %2’lik enflasyon hedefine daha fazla yaklaşmadan politika duruşunda gevşeme düşünmeyeceğini ifade ediyor.
4. FED Başkanı Jerome Powell (19 Ekim): Powell, finansal koşulların son aylarda sıkılaştığını ve uzun vadeli tahvil getirilerinin bu sıkılaşmada önemli bir faktör olduğunu belirtiyor. Finansal koşullardaki kalıcı değişikliklerin para politikasının izleyeceği yolu etkileyebileceğine dikkat çekiyor.
5. Minneapolis FED Başkanı Neel Kashkari (10 Ekim): Kashkari, yüksek uzun vadeli getirilerin enflasyonu düşürebileceğini söylüyor, ancak bu getirilerin beklentileri nasıl etkilediğine dikkat çekiyor.
6. Dallas FED Başkanı Lorie Logan (9 Ekim): Logan, uzun vadeli faiz oranlarının yüksek kalması durumunda federal fon oranını yükseltmeye daha az ihtiyaç olabileceğini ancak ekonomideki gücün uzun vadeli faiz oranlarındaki artışın arkasında olduğu ölçüde FED’in daha fazlasını yapması gerekebileceğini ifade ediyor.
7. FOMC Üyesi Christopher Waller (18 Ekim): Waller, enflasyonun düşeceğini beklediğini ancak bu beklentide bazı belirsizlikler olduğunu söylüyor ve enflasyonun %2 hedefine dönmesi için daha net göstergelerin gerekliliğine vurgu yapıyor.
8. Boston FED Başkanı Susan Collins (12 Ekim): Collins, oranların kısıtlayıcı bölgede olduğunu belirtiyor ve ekonomik büyümenin ve genel olarak faaliyetin önümüzdeki aylarda yavaşlayabileceğini öngörüyor.