Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

ANALİZ:  APEC Biden – Xi buluşması globalleşmenin son şansı olabilir

Çin mallarına uygulanan gümrük vergileri, Çinli şirketlere yönelik yaptırımlar ve gelişmiş çipler gibi yüksek teknolojili ürünlere yönelik ihracat kısıtlamaları Çin için “en önemli konu” haline geldi.

ANALİZ:  APEC Biden – Xi buluşması globalleşmenin son şansı olabilir

Başkan Joe Biden ve Çin lideri Xi Jinping, Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesinin  gerçekleştirildiği San Francisco’da bir yıl aradan sonra ilk görüşmeleri için Çarşamba günü bir araya gelecekler.

APEC, küresel GSYİH’nın yaklaşık %62’sini ve küresel ticaretin neredeyse yarısını oluşturan 21 ekonomiden oluşan bir grup. Ancak giderek ABD ile Çin arasındaki stratejik rekabetin bir sahnesi haline geldi.

Hem Biden hem de Xi, ticaret ihtilafları, Tayvan  gerilimi, Orta Doğu ve Avrupa’daki savaşlar ve ABD başkanının Haziran ayında mevkidaşına “diktatör” demesi nedeniyle gerginleşen ilişkiye  istikrar getirmenin yollarını arıyor.

 

Biden ne istiyor?

Tarihi zirvede bir dizi küresel konunun ele alınması bekleniyor. İsrail-Hamas savaşı; Rusya’nın Ukrayna’yı işgali; Kuzey Kore’nin Rusya ile bağları; Tayvan; Çin’den fentanil akışının engellenmesi; yapay zekaya yönelik teknolojilerin denetime alınması Biden’ın ajandasında üst sıralarda.  Kısa vadede en acil konu ise “adil” ticaret ve ekonomik ilişkiler.

Zirvede büyük bir gelişme beklenmiyor. Ama ikili sorunlarda inatlaşma  yerine diplomasinin devreye girmesi dahi global jeo-politik riskleri azaltabilir.  İklim,  ekonomik istikrar ve narkotikle mücadele çabaları küresel uzlaşma olmadan çözülemez nitelikte. Yine kısa vadede en önemli beklenti askeri iletişim kanalların  yeniden açılarak “yanlış anlamaların” kazalara yol açmasını engellemek.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, CBS’ye verdiği röportajda, “Başkan, askeri bağların yeniden kurulması için  kararlı çünkü bunun ABD’nin ulusal güvenlik çıkarına olduğuna inanıyor” dedi.

Bir yetkili, yüksek jeopolitik gerilimlerin ortasında, toplantının ABD Başkanı’nın, Xi’ye, İran’ı Orta Doğu’daki çatışmayı genişletmeye çalışmanın akıllıca olmayacağına ikna etmesi için ricacı olacağını söyledi.

Biden yönetimi, İran petrolünün başat alıcısı olan Çinlilerin, Hamas’ın büyük destekçilerinden biri olan İran üzerinde önemli bir nüfuza sahip olduğuna inanıyor.

ABD başkanlık seçimlerine bir yıldan az bir süre kalmışken, Beyaz Saray yetkilileri Biden’ın Çin’in seçimlere müdahalesine müsamaha gösterilmeyeceğini açıkça belirteceğini söyledi.

Çin Devlet Başkanı’nın aradıkları

Xi’nin Biden’dan Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemeyeceğine, yeni bir soğuk savaş başlatmayacağına ve Çin’in kalkınmasını sabote etmeyeceğine dair güvence bekliyor.

Çin mallarına uygulanan gümrük vergileri, Çinli şirketlere yönelik yaptırımlar ve gelişmiş çipler gibi yüksek teknolojili ürünlere yönelik ihracat kısıtlamaları Çin için “en önemli konu” haline geldi.

Pekin ek vergiler ve  ticari yaptırımların geri alınmasını talep etti. Ancak Xi bu kez muhtemelen Biden’dan  Çin’in üzerine yeni ticaret engelleri yığmayacağına dair güvence isteyecek.

Bloomberg’e göre Çin, bu toplantıda Boeing’in 737 Max uçaklarının alımlarına yeniden başlamayı önerecek. ABD’li şirket, Pekin ile Washington arasında artan siyasi ve ticari gerilimler nedeniyle 2017’den beri Çinli taşıyıcılardan yeni sipariş alamıyor.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Ekim ayı başında ABD heyetine ev sahipliği yaparken Çin-ABD bağlarını “dünyadaki en önemli ikili ilişki” olarak nitelendirerek dünyaya umut verici mesajlar vermiş, ” Çin-ABD ilişkilerini geliştirmek için 1000 nedenimiz var, ama onları mahvetmek için tek bir neden yok” demişti.

 

İşdünyası nefesini tuttu, bekliyor

 

Dünya ekonomisi ABD-Çin detantından kesinlikle faydalanabilir. Yerküre 2020’den bu yana, birbiri ardına krizler yaşadı: Kovid-19 salgını, yükselen enflasyon, yükselen faiz oranları, Ukrayna’da ve şimdi de Gazze’de şiddetli çatışmalar. Uluslararası Para Fonu’na göre küresel ekonominin bu yıl yüzde 3, 2024’te ise yüzde 2,9 oranında zayıf bir büyümesi bekleniyor.

Cornell Üniversitesi ticaret politikası kıdemli profesörü Eswar Prasad, “Dünyanın en büyük iki ekonomisinin böylesine endişe verici bir anda kavgalı olması, dünya ekonomisini vuran çeşitli jeopolitik şokların olumsuz etkisini daha da artırıyor” dedi.

Washington ve Pekin’in Pazar günü San Francisco’da başlayacak Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği zirvesinde en azından ekonomik gerilimlerinin bir kısmını hafifletebileceğine dair umutlar arttı. Toplantı, toplu olarak dünya halkının %40’ını ve küresel ticaretin neredeyse yarısını temsil eden 21 Pasifik  ülkesini bir araya getirecek.

 

Biden 2021’de göreve geldiğinde, Trump’ın çatışmacı ticaret politikasını sürdürdü. ABD’nin Çin ithalatına uyguladığı vergi oranı, Trump’ın gümrük vergilerini uygulamaya koymasından önce 2018 başındaki %3 seviyesinden %19’a tırmandı. Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü’nden Chad Bown’un hesaplamalarına göre, Çin’in ABD mallarına uyguladığı ithalat vergileri, ticaret savaşı başlamadan önceki %8 seviyesinden %21’e çıktı.

Bazı yönlerden ABD-Çin ticaret gerilimleri Biden döneminde Trump döneminde olduğundan daha da yüksek. Biden yönetimi Çin’in gelişmiş bilgisayar çipleri ve bunları üretecek ekipmanı edinmesini engellemek için tasarlanmış ihracat kontrollerini sürekli genişletiyor.   Ağustos ayında Pekin buna kendi ticaret kısıtlamalarıyla karşılık verdi: Bilgisayar çipleri ve güneş pillerinde kullanılan metaller olan galyum ve germanyum ihracatçılarına lisans alma zorunluğu getirdi.

 

Pekin ayrıca Çin’deki yabancı şirketlere karşı da agresif eylemlerde bulundu. Yetkililer, bu yıl ABD danışmanlık firmaları Capvision ve Mintz Group’un Çin ofislerine baskın düzenledi, Bain & Co. danışmanlığının Şangay çalışanlarını sorguladı ve çip üreticisi Micron’a güvenlik incelemesini başladı.

Bazı analistler, ticaret konusunda birbirlerine derinden bağımlı olmalarına dünyanın en büyük iki ekonomisinin “ayrılmasından” (decoupling) söz ediyor. Gerçekten de Çin mallarının ABD’ye ithalatı Eylül ayına kadar 2022’nin aynı dönemine kıyasla %24 azaldı.

 

Pekin ile Washington arasındaki uçurum diğer birçok ülkeyi hassas bir çıkmaza sürükledi: İki ülkeyle iş yapmak istediklerinde hangi tarafta olduklarına karar vermek zorunda kalıyorlar.

IMF, bu tür ekonomik “parçalanmanın” dünyaya zarar verdiğini söylüyor.  Yükselen ticaret engellerinin küresel ekonomik üretimden 7,4 trilyon dolar eksilteceğini tahmin ediyor.

 

IMF, ülkelerin ticarete 2019’da 1.000’den az iken geçen yıl yaklaşık 3.000 yeni kısıtlama getirdiğini söyledi. Fon, uluslararası ticaretin bu yıl sadece %0,9 ve 2024’te %3,5 büyüyeceğini öngörüyor; bu da 2000-2019 yıllık ortalamasından keskin bir düşüş anlamına geliyor %4,9.

 

Çeşitli basın kaynakları

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler