Sosyal Medya

Çetin Ünsalan:  Sorun 178 milyar dolar daha büyüdü

1 Mayıs 2023

Türkiye’de ekonomi yönetimi dolar bulmakla ve dolar mevduatlarındaki artışla ilgili sıkıntısını, 128 milyar dolar saçtıktan sonra çözemeyince, ekonomi programı adı altında bir bankacılık ürünü çıkardı ve bunun mucize olduğunu anlatmaya başladı.

 

O günden bugüne geldiğimizde sorun büyüyerek devam ederken, kurdaki tırmanma tüm harcanan paraya rağmen önlenebilmiş haliyle dolarda serbest piyasada 20 TL’nin üzerinde. Gerçek değerin bu olmadığı ise bizzat ihracatçıların köşeye sıkışmasından belli.

 

Fakat Bakan Nebati halen çok başarılı olunduğu konusunda ısrarlı. Enflasyon ve benzeri göstergelerde kimsenin inanmadığı veriler üzerinden söylem geliştirmesi artık önemsenmez bir tavır olsa da, ülkenin daha çok dolarize edilmiş olması, ödenecek fatura bakımından göz ardı edilecek gibi değil.

254 milyar dolarlık döviz mevduat hesabının bozulmasını ve bunun TL’ye dönmesini hedefleyerek çıkılan yolda, Kur Korumalı Mevduat üzerinden ekonomiye daha çok dolarize etmeyi, ihracatçının gelirini TL’ye çevirerek kur riski üstlenmesini, finans kullanımının ihracat gelirinin yüzde 70’ini TL’ye çevirip 3 ay döviz talep etmemesini şart koşarak işleri tıkanma noktasına getiren ekonomi yönetimi, önündeki faturayı da görmüyor.

 

İşe 254 milyar doları, TL’ye çevirip, dolar baskısını azaltma hedefiyle başlayan süreç, Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara’nın verdiği bilgilere göre mevduat bazında döviz varlıklarını 330 milyar dolara ulaştırdı. Yani başladığımız noktadan 76 milyar dolar daha fazla döviz mevduatımız olduğu anlaşılıyor.

 

Yetme

di, kur korumalı mevduatın dolar bazındaki karşılığı da son açıklanan verilere göre 102 milyar dolara karşılık gelecek şekilde oluştu. Bunun TL karşılığını söylüyorlar ama uygulamayı bitirdiğiniz anda paranın gitmeyeceği tek adresin TL olduğunu herkes biliyor. Ayrıca faiz ya da kur garantisi verildiği için liralaşma diye icat edilen kavramın gölgesinde bunun bal gibi dolarize olma anlamına geldiğini biraz mürekkep yalamış herkes biliyor.

 

Sonuçta 128 milyar doların üzerine milyarlarca dolar harcadık, reel sektörü, bankaları köşeye sıkıştırdık, yüksek oranda kaynağı belirsiz parayı net hata noksan adı altında kullandık, ama kur riskimizi oluşturan dolar varlıklarını 178 milyar dolar arttırarak 402 milyar dolara taşımayı başardık.

 

Bu, gerçekten de dünya iktisat tarihine geçecek başarılardan (!) biridir. Bir gün iktisat kitabında ‘böyle yapmayın’ diye okutulacak bir ders konusu olduğundan emin olabilirsiniz. Eş zamanlı olarak sahte bir enflasyonla bile ters düşen faiz uygulaması, faiz düşerse enflasyonun düşeceğinin tez olarak ortaya atılması, politika faizini düşürdükçe hem TL mevduatlarını cazip olmaktan çıkarıp, hem de piyasadaki kredi faizlerini yükseltmesi bakımında da gerçekten ders niteliğinde bir işe imza atıldı.

 

En garip olanı ne biliyor musunuz? Bunun halen başarı diye anlatılabiliyor olması… Rakam bu kadar ortadayken, tüm kesimler eş zamanlı olarak sıkıntılarını dile getirirken, vatandaş satın alma gücünü yitirirken, rantiyeye sunulan imkanlarla kısıtlı bir zümreye menfaat sağlanırken artan fatura nasıl başarı oluyor? İşte insanın asıl aklının almadığı yan bu.

 

[email protected]

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları