Borsa
Reuters: Ukrayna Savaşı şoku dünya ekonomisini nasıl etkiler?
Ukrayna’da Rus ordusunun ikinci bir nihai taarruza başlamasının an meseresi olduğu bildiriliyor. Batı ittifakı Putin’in savaşı sürdürmesi halinde yeni yaptırımlarla…
Ukrayna’da Rus ordusunun ikinci bir nihai taarruza başlamasının an meseresi olduğu bildiriliyor. Batı ittifakı Putin’in savaşı sürdürmesi halinde yeni yaptırımlarla onu caydırmaya hazır. İttifakın zayıf karnı sayılan Avrupa’nın ılık geçen kış sayesinde enerji krizini atlatarak büyümeye geçmesi de Putin’e ders verme azmini pekiştiriyor. Dünya ekonomisi şu ana kadar Ukrayna şokuna beklenenden daha güçlü tepki verirken, enerji ve gıda fiyatları savaş öncesi düzeylerine geri döndü. S&P500 gibi riskli varlıklarda yatırımcılar dünya ekonomisinde en kötüsünün geride kaldığını fiyatlıyor. Gerçekten öyle mi?
Reuters “Analiz: Savaş şoku, yol ayrımındaki bir dünya ekonomisini vuruyor” başlıklı incelemesinde Ukrayna artçılarının bitmediğini, Covid-19 darbesiyle kırılganlaşan ve ABD-Çin arasında el altından süren savaşın da geleceğe gölge düşürdüğünü vurguladı. Analiz şöyle:
Ukrayna’da bir yıl süren savaş, şimdiden dünya refahında bir çentik oluşturdu. Ancak çatışmanın artçıları, Rusya’nın tankları Kiev’e doğru yola çıkmadan önce küresel ekonomiyi yeniden şekillendiren değişimlerle etkileşmesiyle hissedilecek.
İlkin, savaş kamu borcunda rekor artışlara, enflasyonun patlamasına ve kritik sektörlerde işgücü kıtlığına yol açan COVID-19 salgınının ekonomik travmasına yeni belirsizlikler ekledi.
Moskova’ya yönelik ekonomik yaptırımlar, hızlı bir küreselleşme döneminin ardından dünya ticaretinin önündeki engellerin artmasıyla eş zamanlı geldi. Rusya’nın gaz ve petrol ihracatını silah haline getirmesi, iklim değişikliğinin acil hale getirdiği yeşil enerjiye geçiş için gerekçeyi güçlendirdi.
Eurasia Group Danışmanlık Şirketi küresel makro-jeoekonomi direktörü Robert Kahn, “Savaşın global talep ve fiyatlar üzerindeki şoku, küresel ekonomiyi kademeli olarak etkiledi ve COVID’in beşeri hasarı ve salgınla mücadelede benimsenen politikalarla bağlantılı olarak, büyümeye yönelik ters rüzgarlar yarattı” dedi.
“Ve bence henüz şok bitmedi”
Savaş, Ukrayna ekonomisini üçte bir oranında küçülterek harap ederken, yaptırımlar yeni yeni Rusya’yı enerji ve diğer ihracat gelirlerinden mahrum bırakmaya başlıyor. Ancak bu kanlı savaşın dünyanın geri kalanı üzerindeki etkisini ölçmek daha zor.
Avrupa zengin yakıt stokları ve enerji talebini dizginleme çabaları ve – en önemlisi – alışılmadık derecede ılıman bir kış sayesinde, korkulan enerji kıtlığı ve kurumsal iflas dalgasından kaçındı.
Küresel gıda ve enerji fiyatları, dünya pandemiden çıkarken hızla yükseliyordu. Savaşın patlak vermesi rallilerle güç kattı; ancak birçok endeks şu anda bir yıl önceki seviyelerinin altında.
Analistler Zsolt Darvas ve Catarina Martins, Avrupalı düşünce kuruluşu Bruegel için Aralık ayında yaptıkları bir çalışmada, “Enerji fiyatlarının 2021’de 2022’ye göre daha fazla arttığını bulduk, bu da savaş ve yaptırımların fiyat belirlemde en önemli itici güçler olmadığını gösteriyor” sonucunu paylaştı.
UFUKTA OYUN SONU YOK
Bazı uzmanlar dünya ekonomisinin esnekliği sayesinde çatışmayı ucuz atlattığı sonucuna varabilir. Bu yıl Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda iyimserlik galip gelirken, finans piyasaları gelişmiş ekonomilerin topyekun durgunluktan kaçınabileceğine dair iddiaya giriyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Ocak raporunda küresel ekonominin geçen yıl %3,4 büyüdüğünü tahmin ediyor – savaş başlamadan önce ve dünya merkez bankaları büyük faiz artışlarıyla enflasyonla mücadeleye girmeden önce tahmin edilenden sadece puan daha düşük yenisi.
Dünya büyümesinin Fonun 2023 tahmini olan %2,9’u yakalayıp yakalayamayacağı henüz belli değil. Güncellenen 2023 tahmini, geçen ay Reuters anketine katılan ekonomistlerin daha olumsuz olan %2,1’lik konsensüs tahmininin oldukça üzerinde.
Yüksek riskli bilinmeyenler de var
Görünürde savaşın sonu gelmezken, Rusya’nın taktik silahlarını kullanması da dahil olmak üzere tehdit tırmanmaya devam ediyor. Bu senaryo, hem küresel ekonominin hem de daha geniş anlamda rakip bloklar arasında barış olasılığını gölgeliyor.
Savaşın küresel ekonomiyi besleyen enerji kaynakları üzerindeki etkisi, 2022 boyunca evrildi. Kömür gibi hava kirleten fosil yakıtlara erken bir hücum yaşandı. Sıradaki aşamada jeopolitik şoklara karşı daha fazla savunma sağlayan yenilenebilir enerjilere yatırım yapmak için artan bir baskı görülebilir.
Uluslararası Enerji Ajansı, düşen Rus petrol ihracatının fosil yakıta yönelik küresel talepte tarihi zirveye katkıda bulunmasını ve böylece yeşil enerjiye daha hızlı geçiş potansiyeli sunmasını bekliyor.
Ancak, yeşile geçiş IEA’nın 2022 için öngördüğü rekor 1,4 trilyon dolarlık yatırımdan daha fazlasını gerektiriyor. Ekonomi için risk, yenilenebilir enerjinin Rus arzını ikame edememsi halinde enerji fiyatlarının – ve dolayısıyla enflasyonun – daha da azması.
Çatışmanın küresel ticaret için ne anlama geldiği de belirsiz
2007/08 mali krizi ve korumacılığı savunan siyasetçilerin seçim zaferleri, Rusya ve Çin’in dünya ticaret sistemine girdiği yirmi yıllık küreselleşme hamlesini çoktan durdurmuştu.
Şimdi soru, ülkelerin ticaret ilişkilerini müttefik olarak gördükleri ülkelerle sınırlandırma yoluna gidip gitmeyecekleri. Dünyanın 11. ekonomisi Rusya’ya yönelik Batı yaptırımlarının genişleyip sıkılaştırılması da tersine-küreselleşme (de-globalizasyon) sürecine ivme katabilir.
Dünya Ticaret Örgütü ve diğer ulusüstü kuruluşlar, ticaretin düşman ticaret bloklarına bölünmesi riskini vurguluyorlar. Bu IMF’nin küresel üretimin %7’e varan oranda tıraş yediği korku senaryosu.
Bu kötümser senaryonun katalisti, yalnızca Rusya’yı değil, onunla iş yapan şirketleri ve yatırımcıları da hedef alan kapsamlı bir ikincil yaptırımlar rejimine geçiş olabilir.
Eurasia’dan Kahn, çatışma kızışırsa siyasi cazibe kazanabilecek böyle bir hamlenin Rusya’yı, nükleer programı nedeniyle Batı tarafından uzun süredir cüzamlı muamelesi gören İran’ın yaşadığına benzer bir ekonomik izolasyona sürükleyeceğini söyledi.
Kahn, “Rusya çok daha önemli olduğu ve kapsamlı yaptırımların küresel yansımalarından endişe ettiğimiz için bunu yapmadık” dedi.