Orkun Gödek:  Sermaye piyasalarını büyütmek için daha kaliteli araştırma ürünü lazım!

Deniz Yatırım Strateji ve Araştırma birim başkanı, yazar ve dostum Orkun Gödek, twitter’e koyduğu açıklamada, sermaye piyasalarında kaliteli araştırmanın önemini anlatıyor. Bu konu benim için de yıllardır bir vicdan azabı meselesine dönüştü.  Maalesef yayınlanan rapor sayısı artsa da, kalite gözle görülür ölçüde düştü. Özellikle Borsa konusunda temel analiz raporu artık çok az, çünkü bu için uzmanı gidip derdini YouTube’da anlatıyor.

Orkun Gödek, sektörü bekleyen önemli tehlikeleri bu twitter paylaşımında açıklamış. Her satırına imza atacağım bu değerlendirmeyi özellikle bu piyasada çalışanlara öneririm:

FÖŞ

İşte paylaşım:

Bu konu Türkiye’de sanılanın ve mevcut berbat uygulamaların aksine son derece önemli.

Bir kere Araştırma Bölümü ve faaliyetleri kıymetlidir. Bu nedenle de maliyetli olması gerekir. Aracı kurumun ya da portföy yönetim şirketinin ya da bankanın veya ilgili kurumun ana kalbi bu bölümdür. Ne kadar iyiyse o kadar ileri taşır, vizyon kazandırır, kredibilite sağlar.

Bu, mevcut yapının ne kadar kaliteli işi talep ettiğine göre değişir. Kalite=maliyet. Ne denir? İyi futbol iyi topçu ile oynanır. Bunun yanında antrenman yaptığı sahadan kullandığı malzemeye dek her şey de önemlidir. Detay.

Türk sermaye piyasalarını büyütmek, derinleştirmek, kaliteli hale getirmek sadece yatırımcı sayısı artışı ya da BIST kapanış seviyesine odaklanarak olmaz. Olamaz. Olmamalıdır.

İkincisi ve en değerli olanı, Araştırma raporları bedava, elden ele, reklam ve pazarlama amaçlı dolaştırılamaz. Neden? Çünkü Araştırma değerli ve maliyetlidir. Öncelik kimindir? Müşterinin.

Üçüncüsü, regülatör burada kesinlikle adım atmalı ve Araştırma faaliyeti yürütenlerin haklarını ve faaliyetlerini koruma altına almalıdır. Neden? Çünkü bu olmazsa mevcuttaki “beğenilmeyen” kalite çok daha kötü bir hale evrilebilir. Bu risk var mıdır? Kesinlikle. Çok değil, 10-15 sene öncesinin Türk sermaye piyasası Araştırma faaliyetlerinin kalitesi bugünkü 7 milyonu aşan “yatırımcı sayısı” ortamına kıyasla çok daha, ama çok daha yüksektir. Neden? Yabancıya verilen hizmetin rekabetinden dolayı. Eski raporlar ortada.

Buradaki bitmeyen tartışma da talep-arz noktasıdır. Dikkat: arz-talep demiyorum. Burası kırılımın başlangıcı.

Son olarak, Mifid konusu, belki vesile olmuştur, belki anlattıklarımla çok fazla alakası yoktur ama sektörün bu berbat şekilde kanayan yaraya acilen çare bulması elzemdir.

Unutmayalım ki sektör ne ekerse onu biçer. Sonra kimse kalitesizlikten dert yanmasın. Bugün yine günlük bülten yarışının berbat sonucu ne olmuştur? Tüm bültenlerin birbirine benzemesidir. Saatlerin çok erken vakitlere çekilmesi kaliteyi düşürmüş, standartlaşmaya neden olmuştur.

Yine bir başka örnek: aynı güne yığılan ve akıl almaz geç saatlerde gelen bilançoların sonucu ne olmuştur? Birbirinin aynısı, otomatize edilmiş finansal rapor değerlendirmeleridir. Gün sonunda bilançolar ne kadar detay incelenebilmektedir? Tartışırız.

Araştırma Bölümleri başka diğer bölümlerin paraleli ya da alternatifi değildir. Aksine merkezidir. Çıkış noktasıdır. En azından bizim dışımızdaki dünyada böyledir.

Net/net bu konu burada bitmez. Tekil serzenişler de konuya çözüm getirmez. Bunu sektörün ve her şeyden önce müşteri konumundaki “gerçek yatırımcının” talep etmesi gerekir. Yoksa bu su hiç durmaz…

What comes next after the Mifid II ‘reverse ferret’ on research https://on.ft.com/3Zr6CuM