Sosyal Medya

Borsa

Gedik Yatırım/Hisse Senetleri Piyasası Görünümü:  Orta vadede endekste yüzde %31 prim potansiyeli var

Sene başı ve ilk çeyrek strateji raporlarımızda endekse temkinli bakış açımız olduğunu belirtmiştik. Ancak, yatırımcılar ile çeşitli platformlarda paylaştığımız üzere,…

Gedik Yatırım/Hisse Senetleri Piyasası Görünümü:  Orta vadede endekste yüzde %31 prim potansiyeli var
  • Sene başı ve ilk çeyrek strateji raporlarımızda endekse temkinli bakış açımız olduğunu belirtmiştik. Ancak, yatırımcılar ile çeşitli platformlarda paylaştığımız üzere, Mayıs ayı ortasından itibaren endekse ilişkin görüşümüz olumlu. Görüş değişikliğimizin ana nedenleri şu şekilde sıralanabilir: (1) Endeksin Yılbaşı-Mayıs ortası arasındaki yaklaşık %20 değer kaybı ve şirket değerlemelerinin ucuzlaması, (2) Seçim belirsizliği döneminde sona gelinmesi, ve (3) Seçim sonrasında görev alacak yeni ekonomi yönetiminden göreceli olarak daha ortodoks politikalar beklentisi.
  • Orta vadeli ekonomik faktör ve beklentilerimizin ise borsa görüşümüzü desteklediğini düşünmekteyiz. 1. Mevduat başta olmak üzere diğer para piyasalarındaki getiriler, günümüz değerlemelerine göre, borsayı öne çıkarabilir, 2. Şirket karlarının reel anlamda 2022 yılına göre daha yavaş büyüyeceklerini düşünmemize rağmen, göreceli olarak hala yüksek devam eden enflasyon ve enflasyondan korunmak için öne çekilen talep, dövizin normalleşmesi ile ihracatçı şirketlere olumlu yansıması muhtemel karlılıklar, yıllık kar beklentilerinde yukarı yönde düzeltmelere neden olabilir. Hükümetin de şu aşamada büyüme odaklı bir ekonomik modelle devam edeceğini düşünmekteyiz.
  • Beklentilerimize, ülkeler arası karşılaştırmalara ve çarpanlara baktığımızda ise (enflasyondan arındırılmış, yani reel, 2023-2024 yılları averajı) net kar büyümesi açısından gördüğümüz gelişme global büyüme beklentilerinin oldukça yavaşladığı, hatta hemen her ülkede negatife geçmiş olduğu. Bu bağlamda beklentimiz önümüzdeki 2 yılda averaj olarak BIST şirketlerinin dünya averajına daha zayıf %10’un üzerinde reel kar (global averaj: -11.3), FAVÖK olarak da dünya ortalamasından daha olumlu -%4 (Global averaj: -%10,2) daralma olacağıdır. BIST-100 endeksinin GOÜ’lere karşı FD/FAVÖK iskontosu ise 3 ay önce %46’dan %57’ya artmış durumda.

  • BIST-100 Endeks hedefimiz %29’lık yükselme potansiyeliyle 7,062. Endeks hedefimizi ekonomi ve şirketlerdeki son gelişmeler ışığında güncellemiş ve 6,340 seviyesinden arttırmış durumdayız. Bu bağlamda, bankacılık sektöründeki yükselme beklentimiz %42, sanayii sektörlerindeki ise %28. Öte yandan, İNA modellerinde kullandığımız risksiz faiz oranlarının %25’den başlayıp, beklentilerden uzun sürebilecek (yüksek) faiz ortamının değerlemeler üzerinde bir risk unsuru olduğunu belirtmek isteriz. Öte yandan, model portföyümüzde bulunan, birçok kaliteli şirkette daha yüksek potansiyellerin mevcut olduğunu belirtmekte fayda var.
  • Model portföy – Enka İnşaatı çıkartıyor, Kardemir ve Sabancı Holding’i ekliyoruz: Halihazırda portföyümüzdeki şirketler; Akbank, Anadolu Grubu Holding, Enerjisa, Ford-Otosan, Kardemir, Koç Holding, Mavi Giyim, Migros, Orge Enerji, Sabancı Holding, Şok Marketler ve Tekfen Holding.
  • Bankacılık sektöründe ise önümüzdeki dönemde karlılığı olumlu yönde etkileyecek haber akışı ihtimalinin arttığını düşünmekteyiz. Şöyle ki; faizlerdeki artış ve regülasyonlarda yumuşama beklentimize paralel olarak TCMB düzenlemeleri ile politika faizine endekslenen TL ticari kredi getirilerinin artmasını, halihazırda TL mevduat payı ve dövizden dönüşüm hedefleri kaynaklı yüksek olan TL mevduat faizlerinin yatay kalmasını veya düşüş seyri izlemesini bu sayede de TL kredi-mevduat makasında kısa vadede önemli bir toparlanma görülmesini beklemekteyiz. Bunun yanında faizlerdeki artışla birlikte bankaların TCMB’den yaptığı fonlamanın maliyeti de artacaktır fakat kredi getirilerindeki artış ve düzenlemelerdeki yumuşama bankaların ana faaliyet gelirlerinin daha sağlıklı oluşmasını sağlayacaktır.

Menkul kıymetler tarafına baktığımızda ise faiz artırım senaryosunda bankaların elindeki sabit faizli tahvillerin muhasebeleştirme politikaları sebebiyle gelir tablosuna etki etmeyeceğini ve oldukça düşük seviyede oldukları için sermayeye etkisinin de yönetilebilir seviyede olduğunu düşünmekteyiz.

Menkul kıymetler portföyünde sabit faizli tahvillere kıyasla çok daha yüksek yer kaplayan TÜFE’ye endeksli tahviller ve değişken faizli tahviller ise faiz artırımına adaptasyonda sorun teşkil etmeyecektir. Özetle kademeli faiz artırımı ve regülasyonlardaki gevşemenin bankacılık sektörünün ana faaliyetlerini daha sağlıklı yürütmelerini ve kısa- orta vadede banka bilanço yapısını olumlu etkilemesini bekleriz.

 

 

Araştırma Birimi

Gedik Yatırım çeyreklik görünüm raporundan alıntıdır

 

 

 

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler