Veysi Dündar: NEBATİ’NİN SUÇU NE?

Efes Pilsen Anadolu Efes’e dönüştü malumunuz fakat AKP’liler Efes’e bile tahammül edemiyorlar biliyorsunuz. Avrupa Şampiyonu olunca “Tebrikler Anadolu” diyeni görmüştük. Efes’in birayı, alkolü çağrıştırdığını düşünüyor olmalılar.

 

Efes bana öncelikle dünyanın en kıymetli tarihsel mekanını çağrıştırıyor. Efes antik kentinde doğan Heraklitos’u bir de tabii. Ve onun meşhur sözünü : “Aynı sularda tekrar yıkanamazsın.” Çok severim bu cümleyi.

 

Dün geceye damga vuran “Bak bi şey yapıcaz” söyleminin, gecenin sonunda dağın fındık faresi doğurmasına yol açması, bu çok sevdiğim sözü bir kez daha gerçek kıldı.

 

“Papaz pilavı bir defa yer” vs gibi daha kaba versiyonları da olan bu özlü sözün, bundan 2.500 sene önce edilmiş olsa da her daim geçerli olduğunu bir kez daha anlamış olduk.

 

Nebati’nin ekibindeki BDDK ve SPK’nın da dahil edildiği gece operasyonunun, 1’er A4’lük önlem silsileleri yaraya pansuman değil yara bandı bile olmadı.

Dolar 1 adım geri, 2 adım ileri yerinde say marş yoluna devam etti.

 

Biz yine kaldık mı Yunanistan gündemine.

Gece biterken Nebati’den umudu kesen Erdoğan; Yunanca twitler atarak, Ege komşumuza günün nasıl gösterileceği konusunda izahatları Yunanca veriyordu. Efesli Heraklitos bunu görse yine o meşhur sözünü ederdi kuşkusuz.

 

Peki bu acı dolu ekonomi deneyiminin baş mimarı Nurettin Nebati mi?

 

Ekonominin başına geçişi kötü, daha kötü, en kötü gibi sıfatların daha da kötüsü olabilir mi düşüncesini giderek daha da kanıtlayan Nebati’nin suçu ne?

 

Ekonomi yönetimine geçtiğinden beri Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gelmiş geçmiş en büyük felaketine imza atan Nebati, bütün bunları neden yaptı? Bir insan bu kadar hatayı bu kadar kısa süreye nasıl sığdırır?

 

Aslında sorunun yanıtı bir resimde saklı.

Nebati tıpkı Bekir Bozdağ gibi, son dönemde ön planda yer alan pek çok benzeri gibi ağır bir karın sancısı veren resimlerin sujesi olarak başladı bu yüksek görevine.

 

Sizce Türkiye Ekonomisini Nurettin Nebati değil, örneğin muhalif tavrından kuşku duymayacağımız bir isim ve de (ben hep dedem diye hitap ederim) Veysel Ulusoy ya da Mustafa Sönmez yönetse, Türkiye farklı bir noktada olur muydu?

 

Başta Erdoğan olduğu sürece tabii ki olmazdı. Ama bu fantastik ve hayali atamalar tabii ki olmazdı. Yani siz ne Veysel Hocayı ne Mustafa Hocayı ne de karnında çekilmiş resimlerin ağrısı olmayan kimseyi Erdoğan’a; ekonomi bakanlığı yapmaya, Erdoğan’ın gerçeklikle bağını koparmış talimatlarına uymaya ikna edemezdiniz.

 

Örnekleri var. AKP’liliği su götürmez Naci Ağbal’ı, Lütfi Elvan’ı ikna edemediniz. Tam da bu yüzden.

 

Bu ülkede doğmuş ve Türkçe anadili olmak dışında hiçbir günahı olmayan 80 küsur milyon insana bu acıyı yaşatan Nebati, bunu çok mutlu olduğu için bilinçle mi yapıyor sanıyorsunuz.

 

Nebati’nin suçu ekonomiyi kötü yönetmek değil. Evet ekonomi kötü yönetiliyor. Ama adalet de, dış politika da , iç politika da, eğitim de sağlık da….

 

İyi yönetilen ya da yönetilen hiçbir unsur kalmamışken, faturayı Nurettin Nebati’ye mi keseceğiz?

 

Sorunun cevabı hem evet hem hayır. Türkiye’nin bugün geldiği noktanın tek sorumlusu Erdoğan’dır ama buna aracılık eden Nebati’nin hiç mi suçu yok. Kesinlikle var . Ama bu yönetme suçu değil daha eski bir kabahat onunki.

 

Resim karelerinden taşan bir eski kabusun ağır hatırası bu. Nebati’nin suçu ekonomi yönetiminin aparatı olmak değil. Erdoğan ne derse onu yapmaya çalışıyor. O da biliyor sözlerinin ve edimlerinin boş olduğunu.

 

Nebati’nin suçu bugünden değil geçmişten miras.

O yüzden biat ediyor.

O yüzden biattan başka bir şey edemiyor.

 

Analiz, Veysi Dündar 10.6.2022

Paraanaliz