Sosyal Medya

Veysi Dündar: KOPUK DİL VE KAPI

23 Ocak 2022

                                                                                                                               sedef, sezen ve tüm özgür ruhlar için

Erdoğan’ın hem de camide “dil kopartırız” diyerek ironi yaptığı günün gecesini Sedef Kabaş’ın gözaltısıyla karşıladık.

Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi ülkede demokrasi anayasa epeydir askıda. Bu yüzden iki olaya da şaşmıyoruz.
Sevgili Sedef’in ironi yapmaya hakkı yok. Bu ülkede ironiyi sadece tek bir insan yapar. O da ülkenin Reis-i Cumhurudur.

Sezen Aksu da yapamaz, Sedef Kabaş da yapamaz. Sezen Aksu’nun dilini zamanı geldiğinde koparmak mümkün olabilir, bunu ifade etmek de mümkün olabilir.

Dili olmayan Sezen Aksu’yu kim ne yapsın? Muhtelemen Aileden sorumlu bakanlık kapısına bir tas çorba bırakır.

Sezen hanıma yapılacak dil koparma operasyonunun detaylarını tahayyül ederken aklımıza İstanbul seçimleri geliyor.Hatırlarsanız o tarihte de Tarkan, Murat Boz, Athena Gökhan hedefe girmişti.
Ne oldu da Erdoğan gibi her fırsatta şarkı türkü söyleyen bir liderin müzikle arası bu kadar bozuldu.

Malum en sevdiği şarkı “Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda. Beraber Islandık Yapan Yağmurda” idi. Şimdi ise yağmur var ama beraber yürüme pek kalmadı.

Erdoğan yola kendi devam ediyor ve yanında kimseyi de istemiyor. Sadece Bahçeli’ye katlanabiliyor. Bahçeli ise bir zamanlar en ağır ifadelerle ilzam ettiği Erdoğan’ın, bir dediğini iki etmiyor.

Mesela zamanı büksek ve Bahçeli’nin bazı sözlerini bu güne getirsek, dokunulmazlık falan hak getire tutuklanan Kabaş değil o olabilirdi.

Erdoğan’ı eleştirme, AKP’yi eleştirme hatasına düşen Sezen Aksu 5 sene önceki şarkının ironik sözleri yüzünden, dilinden olacak duruma geldi.

Bülbülün de başını dili belaya sokar ama hiçbir Bülbüle konuşuyor diye tuzak kurulmaz.
Bülbül şarkı söylediği için kafeslenir.
Demek ki neymiş? Her atasözü her duruma uymazmış.

BU IRMAĞIN SUYU SİZİ ARINDIRMAZ

Ama her duruma uyan bir söz biliyorum :
Aynı ırmakta iki defa yıkanamazsınız.

Erdoğan’ın bu zamana değin başarısının sırrı bu sözün doğrultusunda yol almasıydı. Oysa artık Erdoğan “Groundhog Day” filminde olduğu gibi neredeyse her gün aynı günü yaşıyor ve yaşatıyor.
Yaptığı tüm hamleler daha önce yapıldı ve başarısız oldu.

Bugün Erdoğan’ın ülke nezdinde yaptığı ve söylediği her iş ve ifadenin aynısını ya da daha katmerlisini önceden yaşadık ve deneyimledik.

Erdoğan’ın odadan çıkmak için kapıyı değil pencereyi duvarları, tavanı, zemini kullanmakta ısrarı devam ediyor. Artarak devam ediyor. Kapı orada dururken ısrarla farklı yolu tercih etmesi, giderek daha da yıpratıcı olmaktan başka netice vermiyor.

Döviz kuru da fiyatlar da faizler de Erdoğan kendisiyle birlikte halkın da kapı yerine pencereyi kullanmak zorunda olduğu düşüncesiyle göğe tırmanıyor.

Erdoğan hepimizi duvardan dışarı çıkış olduğuna ikna ediyor. Kafamızı duvarlara vuruyoruz. Duvara bir şey olmuyor ama kafalar gidiyor. Çıkış yerin altı diyor.Zemini kazmaya çalışıyoruz ellerimiz gidiyor. Tavanda diyor hep beraber kurbağa gibi zıplıyoruz ama nafile.

Hep beraber yoruluyor, üzülüyor ve güçten düşüyoruz.

Erdoğan vaz geçmiyor. Sorun şu ki odanın denenmedik köşesi kalmadı. Gül gibi duran kapı dışında her santimetrekaresinden 80 milyonun 80 denemesi var.Cam kalmadı, çerçeve kalmadı duvarlar desen döküldü gitti.

Tek sağlam yer kapı. Erdoğan’ın tek yapması gereken o kapının tokmağını çevirip sakince hem kendisini hem de koskocaman ülkenin milyonlarını doğru rotaya sokmak.

Erdoğan’ın kısır döngü içindeki siyaseti dönüp dolaşıp bir cami minberinden dil kopartmaya ulaştı ise, yıllar önce söylenen şiirden alınanların kaygıları tahakkuk etmiş demektir.

Sizin hoşunuza gitmedi diye, insanları kast etmedikleri hakaretlerin sözcüsü yaparak hedefe koyarsanız ve bunu camide yaparsanız kubbeler miğfer, minareler süngü olmuş demektir.

Madem başa dönecektik onca “İHA’ya SİHA’ya ne gerek vardı?” diye sormak gerekir. Belli ki İHA da SİHA da aslında caminin içinden yapılan siyasetin aracıymış.

Sezen Aksu da, Sedef Kabaş da düşüncelerini, sizin BEĞENMEDİĞİNİZ düşünceleri ifade ettikleri için hedefe kondular.
Onları düşüncelerinden vazgeçirebileceğinize inanmıyorsunuz değil mi?

Analiz, Veysi Dündar 22.1.2022

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları