Veysi Dündar: HDP /AKP/6 PARTİYE DAİR
3 Mart 2022HDP 28 ŞUBAT MUTABAKATININ NERESİNDE
Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerin can ciğer kuzu sarması olması ile, aslında fiilen HDP üzerindeki “Demokles Kılıcı” kalktı.
Erdoğan yönetimi baş düşman bellediği ve PKK-FETÖ-Dış Güçler ekseninin merkezine oturttuğu bu ülkeyi, güvenilir ilan etti.
Kendi tezlerini silip atan iktidarın, HDP terör örgütü Demirtaş terörist saldırılarının da aslında boş birer saptırmadan ibaret olduğu bu vesileyle kanıtlandı.
Yine de malum tencerede yemek lezzetliyse ekmekle şöyle bir sıyırırsınız. Tencerede yemeğin bırakın suyu zerresi kalmamıştır ama metale sinen o koku bile sizi doyurmaya yeter.
28 Şubat’ın zihinlerdeki algısını yerle yeksan eden 6 partilik kolektif duruşun ardından da, elinde argüman kalmayan siyasi iktidar için tek çare konuyu HDP’ye teröre vs bağlamak kaldı.
AKP’nin en antipatik vekili yarışmasına katılmış gibi kendini öne atan Alpay başta olmak üzere, yandaş medyanın da kurguları ile Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’ni ve bunu imzalayan liderleri HDP’nin aracısı olarak temsil etme şeklinde bir propaganda yürütüldü.
Uzun bir metin olması sebebiyle önemli ayrıntıları kaçırmak bahasına başlıkları özetlediğim metnin içinde herhangi bir eleştirecek detay bulamamanın çaresizliği, iktidar blokunu ekmeği boş tencereye sürerek acaba bir damla kalmış mı çaresizliğine itiyor.
Fakat tencere tıpkı devalüasyonla erimiş orta direk, alt direk mutfağındaki tencere kadar boş. Boş tencere iktidarı devirir. Bu defa ortada biraz da zorla, kuralları esnete esnete var olan bir iktidar olduğu için bu süreç uzuyor.
Ama geliyor gelmekte olan, yaklaşıyor yaklaşmakta olan…
Peki iktidarın propaganda makinesini bir kenara bırakacak olursak, tekersiz araba gider mi sorusunu sormak zorundayız.
Bu ülkenin üç aşağı beş yukarı her 4 ferdinden biri Kürt kökenli hadi olsun 5’te biri 6’da biri. Burada teker tamamen kayıp olmasa da bayağı inik kalacaktır.
Üstelik Millet ittifakı bileşenleri içinde de iktidar kadar olmasa da HDP’yi sertçe eleştirenler hatta daha da ötesine gidenler var.
Peki 28 Şubat metnini imzaladıktan sonra her şey eskisi gibi olabilir mi kalabilir mi?
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanması, hukuk devleti ve anayasanın üstünlüğü ilkesinin en önemli gereklerindendir. Bu kararların uygulanmaması ya da uygulanmasının geciktirilmesi, hukuki güvenlik bakımından ciddi bir sorundur. Bu nedenle, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile uyumlu kararlar alınmasını ve bu mahkemeler tarafından verilen kararların derhal uygulanmasını sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır.”
Bu maddenin altına atılan imza, metne imza atan her bir lider için ülkeye verilmiş bir senettir, sözdür, kefalettir.
HDP’ye AKP terörist diyor ama AİHM demiyor
Demirtaş’a da demiyor.
Tam tersi ne diyor iktidarın en yukarısı: “İmralı Edirne’ye, Apo Demirtaş’a, PKK HDP’ye hesap soracak” diyor.
Peki PKK terör örgütü mü?
Evet batı bloku nezdinde PKK mevcut haliyle terör örgütü.
HDP parti, PKK da parti ama aynı zamanda silahla işi gücü olan bir yapı.
Zaten bu nafile tartışmaya dair Mithat Sancar da hapisteki Demirtaş da, PKK ile HDP’nin yan yana olmadığını, bağının bulunmadığını defalarca zikretti. AİHM kararları bunu teyit etti.
Bütün bu akıl yürütmenin ve izahatın varacağı sonuç 28 Şubat Metninin Kılıçdaroğlu, Akşener, Karamollaoğlu, Babacan, Davutoğlu ve Uysal için ve tabii ki onların partileri için de nihai ve geri dönülemez eşik olmasıdır.
Bundan sonra söz AİHM müktesebatına, AB normlarına, hukukun eşitlik ve tarafsızlık ilkesine devrolmuştur.
Erdoğan’ın dün yaptığı konuşmada AB ile ilgili verdiği mesajlar da aslında karşısında oluşan bu blokun konumlandığı yer açısından önemlidir.
AB’ye girmeyi bırak vizesiz AB için dahi terörü keyfi tanımlamaktan çekinmeyen Erdoğan, AB ile aramızın bu yüzden bozuk olduğunu bilmiyor olamaz.
Belli ki 6 partinin malumu yani zaten bu ülkenin imzaladığı uluslar arası anlaşmaların gereği olan uluslar arası hukuku tanıma keyfiyetini ifade etmesi Erdoğan’ı da hafiften huzursuzlamış.
Dostum Putin’in düştüğü hallere bakıldığında, demokrasi treninden inmenin işi nelere götüreceği bu kadar açıkken, akıllı insanlar durumu yerinden değerlendirir.
Türkiye bundan sonra yerini şaşırma şansına sahip değil ve hepimiz bunun farkındayız.
Analiz, Veysi Dündar 2.3.2022