Veysi Dündar: ERDOĞAN’IN ARADIĞI SİMYACI MEHMET ŞİMŞEK Mİ?
24 Mart 2022MEHMET ŞİMŞEK SİMYACI MI?
“Beni yıkmayan beni güçlendirir.”
Ağır ekonomik krize dair iktidar bakışının bu olduğuna şüphe yok. Krizin altında ezilmemeyi başarabilirseniz daha güçlü bir biçimde ayağa kalkabilirsiniz.
Bu basit ve net formülün peşindeki iktidar blokunun başarıya ulaşması ise, Kaf Dağının ardındaki Anka Kuşunun kanadından tüy koparmaktan bir tık daha kolay. Ama sadece tek bir tık.
Türkiye gerçek bir demokrasi olsa AKP istifasını çoktan vermiş, bu ağır faturada pay sahibi olan MHP’nin ise kapısına çoktan kilit vurulmuştu.
Türkiye’nin manipüle edilmiş iktisadiyatında karşımıza çıkan tablo herşeyin fazlasıyla çarpıtılmış olması…
Örneğin Türkiye’de işsizliğin %11 olduğuna inanmak için, insanın hayal gücünü azami düzeyde zorlaması gerekir.
Sadece AKP’ye oy veren ev kadını sayısının 15 milyonu bulduğu ülkede işsizliği bu şekilde hesaplamak insan aklı ile alay etmek demektir.
Aynı şekilde enflasyonun ücretli kesimin alım gücünü motorlu testere misali kestiği bir ortamda, TÜİK’in enflasyon rakamlarına inanmak da en az aynı oranda akıl tutulması manasına gelir.
Bütün bu manipülatif iktisat hayatını ayakta tutan kurum kuruluşların içinin boşaltılması oldu. Siyasi iktidarın tasallutu kamu kurumlarını birer kabuğa dönüştürdü. İçi boşaltılmış yapıların giderek anlamları soyutlaştı ve Türkiye reelindekiyle kağıt üzerindekinin birbirinden koptuğu bir yapıya dönüştü.
Bütün bu sürecin arka planında AKP’nin kuruluşundan ve Türkiye’nin iplerini ele almasından itibaren ekonomide söz sahibi olan iki ismin üzerinde ısrarla durmak gerekmektedir.
Bunlardan birisi Ali Babacan’dır. Babacan tavrını ve duruşunu netleştirmiş siyaset sahnesine çıkarak ülkeye dair tasavvurunu fiilayata dökmüştür. Babacan için söylenecek şey çok olsa da en azından Deva’yı bulduğu ifade edilebilir.
Diğer tarafta Mehmet Şimşek ise Ali Babacan gibi net bir duruş göstermedi. Bunun yerine sistem dışına çıktı ve bir anlamda unutulma hakkını kullandı.
Mehmet Şimşek’in olana bitene dair duruşu ise biraz daha müphem; belirsiz. Mehmet Şimşek’in Erdoğan’a 2018 seçimini mühürsüz oylardan sonra kazandırmada en kayda değer rolü oynadığına şüphe duymuyoruz.
Şimşek icat ettiği KGF kredileri ile Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girerken devasa bir büyüme rakamı hediye etmişti. 2017 3.çeyrekte %10’u aşan büyüme ivmesinin arkasında Kredi Garanti Fonunun (sözde) kefil olduğu 220 Milyar TL’lık kredi pastasının rolü büyüktü.
Bankaların pek çok geri dönmeyen kredisini de refinanse etmesine imkan veren sistem sayesinde bir anda geçici bir bolluk oluşmuş ekonomiye can suyu gelmişti. Bu büyük kredi pastasının TL faizleri ve kuru önemli ölçüde etkilemesi ise işin bir başka boyutu olmuştu.
Türk Ekonomisi taşıma suyuyla canlanmış ve tekrar hayat bulmuştu…
Erdoğan’ın tuhaf ekonomik denemelerin ülkeyi düşürdüğü halden çıkışta Mehmet Şimşek’in sihirli dokunuşuna bir kez daha fena halde muhtaç olduğu anlaşılıyor.
2018 seçimlerini Erdoğan mühürsüz oylar olmadan yine de kazanamazdı ama ülkenin büyümede olduğu yanılsaması için Mehmet Şimşek’in cin fikri yeterli olmuştu. Erdoğan seçimleri kazandığını çünkü ülkeyi büyüttüğünü Mehmet Şimşek sayesinde kabul ettirebilmişti.
Bankalara devletin kısmi kefaleti ile kredi muslukları açtırılmış, küçük büyük tüm işletmeler deyim yerindeyse krediye doyurulmuştu.
Türkiye 2002’den sonra sağladığı ekonomik istikrarı bu devasa kredi patlaması sonrasında bir daha kazanamayacak şekilde kaybetti.
Bankacılık sisteminin övünülen NPL rasyoları ile başlayan bozulma önce faizi, ardından kuru ve en sonunda iktidarın tüm reddiyesine rağmen enflasyonu patlattı.
Bugün Mehmet Şimşek’e Erdoğan’ın başkan seçilmesinde oynadığı rolün ne denli önemli olduğunu ve Başkanlık sonrası oluşan kaotik ekonomide payını anımsatmak az çok Türkiye’yi takip eden herkes için bir mükellefiyettir.
Erdoğan, Mehmet Şimşek’e bir kez daha başvurup 2023 seçimleri için sihirli dokunuş talep etmekte gayet haklı. Peki Mehmet Şimşek bu ırmakta bir kez daha yıkanır mı?
İktidara yakın bir grupla yakın durduğuna dair söylemler olan Şimşek için bu sürpriz olmaz.
Nebati gibi inandırıcılığı dibe vurmuş bir figürden sonra, Mehmet Şimşek’in joker misali rol alması kimileri için ikna edici gelebilir.
2017 KGF icadı misali bir buluş da görebiliriz.
Peki bu buluş ne olursa başarılı olur?
Bence bunun için Paulo Coelho okumak gerekir.
Mehmet Şimşek simya bilmiyorsa, Londra’dan boşa yorulmasın bence.
Analiz, Veysi Dündar 24.3.2022
Paraanaliz