Veysi Dündar: BANKALARA KURBANDA SARI ÖKÜZ LAZIM

SARI ÖKÜZÜ ZAMANINDA VERMEYECEKTİN

Bu aralar Bankacıların derdi; ne kredi vermek, ne de mevduat toplamak.

Bütün banka müdürleri işi gücü bırakmış vatandaşa Kur Korumalı Mevduat’a dönüş için rica ediyor hatta deyim yerindeyse yalvarıyor.

Eğer Temmuz sonuna kadar bir Banka Aralık 20, 2021 DTH bakiyesinin %10’u kadar Kur Korumalı Mevduat yapamazsa %5 ceza yiyecek. Yani topladığı mevduatın %5i kadar Hazineye komisyon ödeyecek. Bankada parası olan vatandaş bu Temmuz sıcağında plajda kolasını yudumlarken, Bankacılar kan ter içinde bunlara Kur Korumalı Mevduatın faydalarını anlatmaya çalışacak.

Kur Korumalı Mevduat aslında vatandaş için kötü değil.
Paranızın kur düşüşlerine karşı değeri korunmuş oluyor. Üstüne Türk Lirası cinsinden bir de getiri sağlıyor.
Fakat burada bir tek nokta şu ki, vatandaşa Bankalar bunu zorla satamaz.

AKP iktidarı vatandaşı zorlaması için Bankaları komisyon sopası ile korkutuyor. Ama vatandaşın umrunda olmaz. Zorunda değil tabii ki…

Bu uygulamanın bir manava “sadece armut satacaksın”, ya da bir lokantaya “sadece kuru fasulye satacaksın” demekten farkı yok. Bu tuhaf piyasayı daha önce anlatmıştım.

Burada Bankaların da itirazı olmalı diye akla geliyor. Ama zaten kamu Bankaları iktidarın egemenliğinde. Bankalar Birliği Başkanının halini de zaten daha yakın zamanda tasvir etmiştim.  Ekonomi basını desen dutla beslenen bülbül misali.

Bankaların kârlarını bağ makası ile budamaya niyetlenen iktidar; 1,5 olan oranı  %5’e çıkardı. Bankaların karından hazineye irat kaydedilmeyi bekleyen milyarlar var.

Bankaların kredi vermek için atomu parçalar gibi mevzuat yapıldı. Mevduat faizi yerlerde sürünüyor. Atilla Yeşilada abinin “meteor düştü” dediği sistem tam da bu. Ben “uzaylılar geldi” şeklinde izah ediyorum. Taksim meydanına indiler ve hepimizi amuda kalkarak yürümeye zorluyorlar.

Bankacılık bu ülkede özellikle 2000’lerin ilk 10 yılında parmak ısırtan bir noktaya ulaştı. Teknolojide dünyaya fark atan bir konuma geldi Türk Bankaları. AKP ülkedeki zenginliği kimseyle paylaşmamak adına Bankacılık sistemini sürekli tırtıkladı. Bankalara 10 sene önceki komisyonlarını geri ödetti. Banka sahipleri, yöneticileri tıpkı şimdi olduğu gibi ses çıkaramadı bu haraç benzeri uygulamalara. Düşünsenize bir bakkala gidip 10 sene önce peyniri 1 lira fazla satmışsın diye hesap sorulduğunu.
Bankalar bu komisyon geri ödeme işi için elemanlar tuttular departmanlar kurdular.

Türkiye kapitalizminin tuhaflıklarının en tuhafı Bankacılıkla kurulan bu ilişki oldu. Kapitalizmin soluk borusunun sivil toplum varlığı olduğunu ülkenin en zengin aileleri ve  aynı zamanda Banka sahibi olan Koçlar, Sabancılar ve diğerleri bu vesileyle anladı.

Bugün Türkiye’de devlet güdümündeki kamu bankalarını saymazsanız, İş Bankası dışında kayadeğer Türk bankası bulunmuyor.

Diğer yanda bankaların tamamı yabancıların elinde. Kurun anlamsız düzeylere geldiği ortamda bunların dünyada 1 koydukları sermaye, bizde 20 ediyor.

Türkiye 2022 yazının ortasında Kurban Bayramına girerken, Banka Genel Müdürlükleri “acaba ay sonuna kadar %10’a ulaşabilir miyiz?” diyerek adeta tırnaklarını yiyor.

Dövizin ateşini söndüremeyen iktidar blokunun ise gözü bir şey görmüyor.

Kamu bankalarının devletin yan cebi olduğu bir ortamda, bu haraçvari sistemin kurbanı özel bankalar oluyor. Devlet kamu bankasından aldığı komisyon nedeniyle oluşan zararı görev zararı deyip, Bankaya tekrar iade ediyor çünkü.

Türk Bankacılık sistemi ancak bu kadar hedefinden saptırılıp, sistem ancak bu denli istismara konu edilebilirdi.

Dili lal olmuş gücü alt kadrolara kifayet eden Banka yöneticileri, “aslında sarı öküzü çoktan vermişlerdi.”
O yüzden bugün şikayet de edecek halleri yok.

Bu acaip sistemin sonunda Bankalar bu zararları yükselen maliyetle yine müşterilerden çıkarmaya çalışacak ama o da mevzuatlar gereği kolay değil.

Netice olarak; “bir ülke daha kötü nasıl yönetilir?”dersinde, Kur Korumalı Mevduat cezası bahsindeyiz.

Allah herkese akıl fikir, Bankacılara sabır versin.

Analiz, Veysi Dündar 8.7.2022
Paraanaliz