Veysi Dündar: AZİZ NESİN HEP HAKLIYDI
9 Ocak 2022ERDOĞAN DA BİR ZAMANLAR PROMPTERSIZ KONUŞURDU; HEM DE AZİZ NESİN’LE
Türkiye’de kaybı en büyük boşluk yaratan insanların başında Aziz Nesin gelir. Aziz Nesin’i Sivas yangınından kısa bir süre sonra kaybettik. Yorgun yüreği Sivas acısına 2 yıl dayandı ve sustu.
Aziz Nesin külliyatını okuyan herkes için Türkiye’nin son 20 yılı şaşırtıcı derecede tanıdıktır.
Aziz Nesin AKP iktidarına yetişemedi fakat onun Tayyip Erdoğan ile polemik dolu tartışması hala seyredilir. Keşke imkan olsa Aziz Nesin’i bugünlere taşısak ve bugün yaşananları yorumlamasını talep etsek. Bu imkansız temenniyi hayal gücünün kollarına bıraksak bile, Nesin’in yazdıkları kehanet düzeyinde hayatımıza dahil olmuş durumda.
Tabii ki arada küçük bir farkla.
Nesin zamanında bunları yazarken ülkede göreli de olsa demokrasi vardı, hukukun üstünlüğü geçerliydi ve kuvvetler ayrımına riayet ediliyordu.
En azından kağıt üzerinde bu kurallara uyuluyordu.
Dolayısıyla Nesin hep biraz abartmak zorunda kalmış, düş gücünü devreye sokarak çelişkilerin altını kara kalemle çizmişti.
2021 Türkiye’sinde Aziz Nesin’in anlattığı hikayelerin fersah fersah ötesine geçen gerçekliklerle karşı karşıyayız. Nesin’in yazdıkları yaşananların yanında önsöz hükmünde kalıyor.
Aziz Nesin’in ironi hükmünde yazdığı her satır bugünün Türkiye’sinde vaki olmaktadır. Aziz Nesin’in bile hayal edemediği ya da hayal etse de, “bu kadar da olur mu?” dediği ne varsa, bugünün Türkiye’sinde sıradan bir vakadır.
Aziz Nesin’in 1946’dan 1995’e tam 50 yıllık yazın hayatının özetinde ülkenin gidişatına dair endişeler yer alır.
Siyaset, gündelik ilişkiler, ekonomi, dinin siyasete alet edilmesi üzerine yazdığı öykü ve romanlar Türkiye’nin panoramasını çıkarır.
AKP’nin başarısızlığının nişanesi Aziz Nesin’in 1995’te daha AKP bile kurulmadan yazdığı her cümlenin, AKP’nin 20 yıllık siyasi iktidarının ve Erdoğan’ın 30 yılı bulan üst düzey siyasi varoluşunun neredeyse bire bir tasviri olmasıdır da…
Ben demiyorum bizzat Aziz Usta söylüyor. Buyrun siz karar verin. Aziz Nesin’i kaybettiğimiz 26 senenin sonunda bu sözlerden hangisi geçersiz:
“Türkiye hasta! Ahlaken hasta, düşünce olarak hasta, eylem olarak hasta! Gerçekten hasta!”
“Memleketin halini görüp de sıkılmayan var mı?”
“Yahu nedir bu namussuzun elinden çektiğimiz… Ulan herif bir başına devlet olmuş. İstediğini orman muhafaza memuru yapar, dilediğini vali tayin ettirir…Bu ne be! Biz hep öldük mü yoksa…“
“Politika ne demek? Biri bin göstermek demek. İcabında pireyi deve, icabında deveyi pire yapmak demek”
“Tarihten alınan en büyük ders, insanların tarihten ders almadıklarının anlaşılmasıdır.”
“Kürsüye çıkıp alabildiğine konuşmak kolaydı. Ama soruları, her sorulanı cevaplandırmak zor işti”
“Türkiye’de ekmek parası kazanmak zordur, ama zengin olmak çok kolay…”
“Memleket böyle giderse yakında batar.
Batar değil, belki de çoktan batmıştır da bizim haberimiz yok. Çünkü bu memleket dediğin şey Hurşit Reisin mavnası değil ki, denizde battığını göresin.”
“Zaman olur sen bana namussuz dersin, zaman olur ben sana namussuz derim, ödeşiriz. Demokrasinin icabı bu, öyle mi, değil mi?”
“Şairlerine düşman…Yavrularının en değerlilerinin başını ezen yurdum, selam… Bizaman frank, bizaman mark pazarı, bizaman sterlin, bizaman dolar pazarı olan yurdum, selam! Kendi kendisinin olamamış Türkiyem, selam! Dokuz köyden kovulanlarına, onuncu köyün kapılarını kapatan Türkiyem, selam! Bir umudu şu dağın ardındaki öbür dünyada kalmış insanlarım, selam! Denize düşenlerinin yılana sarıldığı ülkem halkı, selam!”
“Zam, zam… Herbi şeye zam, bunun sonu neye varır?”
“Bir yokmuş, iki yokmuş, üç yokmuş… Eski günlerde yeryüzünün bir ülkesinde hiçbişey yokmuş. Hiçbişeyi olmayan bir ülkenin bir padişahı varmış.”
“Çocuklar! Siz siz olun, yerine koyacağınız yeninin ne olduğunu iyice bilmeden eskiyi değiştirmeye kalkmayın! Yoksa yeni sandığınız şey yine kılık değiştirmiş eski olur. O zaman her şey eskisinden de kötüye gider.”
“Yoksullar yaşamları boyunca yalnız bir kez kolaylık görürler, o da öldükten sonra; cenazeleri hemen kalkar, çabucak.”
“Yaşadığımız altmış yılın içinde, iktidar baskısının en çok arttığı günlerdeydik. Herşeye egemen olan çıkarcılar, gerçeklerin açıklanmasına katlanamıyorlardı. Doğruları söyleyip yazanları, türlü yasadışı yollarla, baskılarla susturuyorlardı. Halk görülmemiş darlık, anlatılamaz sıkıntı içindeydi. Geçim çok zorlaşmıştı. Baskı günden güne artıyor, yaşamak da gittikçe zorlaşıyordu. Herkes birbirine, “Neden bu hale düştük?” diye sormaktaydı.”
“Bizim ne yasama dokunulmazlığımız, hatta sayenizde ne de yasal dokunulmazlığımız var. Bütün gayretlerinize rağmen, millet, kökü çürük olanları da, köksüz olanları da biliyor.”
“Biz mağlup olduk efendim; çirkinliğe, kabalığa, bayağılığa mağlup olduk.”
“Kanunlar, kanunları yapanlara işlemezmiş.”
“Bizde bu hak yemek, adam kayırmak varken, biz adam olmayız beyim.”
Aziz Nesin’e saygı ve özlemle…
Analiz, Veysi Dündar 9.1.2022