Veysi Dündar: ARTAN PETROL DEĞİL, DÜŞEN LİRADIR

 

Kendimi övmek için değil ama ülkenin ne kadar kötü yönetildiğini ve yapılan yanlışların kısa, orta ve uzun vadeli neticelerini anlamak için çoğu zaman konu başlığı yazıp yanına “Veysi Dündar” yazıp “googlelamak” kafi gelebilir.

Bu biraz da sanırım çok fazla yazan bir yazar olmamdan kaynaklanıyor.

Pazar Analiz okurları mazur görsün Politikyol ve Toplumsal’da da eş zamanlı yazılar yayınlıyorum.

Yazı hayatıma başladığım Ocak Medya’da uzun süre günlük yazılar yazmıştım.

Bu kadar çok yazınca ister istemez ülke gündemini ıskalamaz oluyorsunuz.

Örneğin geçen hafta içinde sessiz sedasız araç kredisi kullanımına dair mevzuat yenilendi. Ve dünyada sadece bu ülkede geçerli olan; bireysel araç kredisi kullanımının fiilen yasaklanmasına dair düzenleme biraz olsun gevşedi. 

Gerçi araç fiyatları o kadar pahalı ki mevzuatı tamamen serbest bıraksan, faiz de almasan yine de krediyle araç almak neredeyse imkansız.

Araç bahsinin mütemmimi olan akaryakıt da benim yazma serüvenimde yer alan bir başlıktı. Türkiye’de neden devalüasyon olmaz, olmamalı konulu bahsin ilk ve önemli maddesi; “Türkiye’de enerji kaynağı yoktur ve Türkiye’de devalüasyon demek benzine zam demektir” idi.

Buna dair 11 Haziran 2021 tarihli yazıda kelimesi kelimesine şu cümleleri etmiştim :

“Bugün 5 yıl önceki benzin fiyatına gelseniz, bir litre benzinin 20 lira olması gerekir. Tabi benzini 20 lira yaptığınızda artık o benzini arabada değil, başka bir işte kullansanız yeridir.”

Bu satırları yazdığım 11 Haziran’da 1 dolar 8 liraydı. Bugün 14 lira.

Erdoğan ekonomist olduğunu 7 gün 24 saat A Haber’den TRT’ye, Yeni Şafak’dan Sabah’a gazetelerde tvlerde ilan etse de ekonominin kurallarının bundan haberi yok.

Bugün dünyada petrol fiyatları 100 dolar düzeyine geldi ama Türk lirası son 10 yılda tam 7 kat değer kaybetti. Türkiye’nin parası değer kaybetmeseydi, petrol ne kadar değer kazanmış olursa olsun bugün 7’de bir oranında ucuz olacaktı.

Bu basit bir matematik işlemi olan bölmeyle ilgili bir gerçektir. Diğer tarafta tabii matematiği bile çarpıtan AKP’li Akbaşoğlu gibiler var.

Dolayısıyla bırakın ekonominin kurallarını matematiğin kurallarına dahi kafa tutmakta sorun görmüyor.

Ama “Allah’a inanmıyorum” diyen laza, “Allah’ın da çok umrundaydı” cevabının verilmesi gibi, matematik de ekonomi de AKP’yi çok kafasına takmıyor, işine bakıyor.

Türkiye’de 1 litre benzinin 20 lira olması bile bundan 10 sene öncesine nazaran benzinin yarı fiyatta olması anlamına gelir.

Matematik ve ekonominin ortak kararı budur.

KHK ile insanların hayatlarını mahvedebilirsiniz ama 4 işlem kurallarını KHK ile değiştirmek mümkün değil.

Türkiye’de benzin fiyatları artmıyor, Türk parası değer kaybediyor.

Türkiye’de istatistikle görevlendirilmiş kurum işini bırakın yapmayı, bizatihi istatistikleri bozuyor, manipule ediyor, saklıyor.Türk insanının geliri yerinde sayarken, tüketeceği her şeyin fiyatı artıyor. Artmak da değil devleşiyor.

Paranın değeri pula dönerken, güçlü paralar, gayrımenkul ve araçlar değerleniyor. Türkiye çevresindeki ülkelerin zenginleri için ucuz fırsatlar ülkesi oluyor.

Türk halkına ana okulu çocuğu muamelesi yapan iktidar bize dünya petrol fiyatlarındaki artışı gerekçe gösterirken paramızın neden  bu kadar değersizleştiğini, alım gücümüzün neden düştüğünü izaha gerek duymuyor.

Türkiye’yi bu kadar derin bir sefalete, yokluğa, hayat pahalılığına sürükleyen iktidarın başarısızlığı, onaydan yoksunluğu aşikar iken seçimden de kaçması aslında bütün bu sürecin daha da ağırlaşmasına zemin hazırlıyor.

Hayali düşmanlar üretip, kendi seçtiklerini dost ilan eden iktidar için politik duruştan söz etmek de imkansız.

Türkiye ekonomik sorunlarının tamamı siyasetten kaynaklı bir ülke iken, siyasi iktidar için yapılması gereken seçim kararı almak değil, doğrudan görevden çekilmektir.

Erdoğan bu ülkeye verdiği sözleri yerine getiremediğini artık kabul etmelidir.

Türkiye Erdoğan’dan çok büyüktür.

Bize AKP gerekmiyor, benzin fiyatlarının altında ezilmeyen bir para birimi gerekiyor.

 

Analiz, Veysi Dündar 26.2.2022

Paraanaliz