Sosyal Medya

Veysi DÜNDAR: 15 TEMMUZ’UN EKONOMİSİ

15 Temmuz 2022

15 TEMMUZ VE EKONOMİ 

Türkiye 2016 Temmuz “darbe girişimine neden ve nasıl maruz kaldı?” sorusunun yanıtı açık olsa da, darbenin uzak ve yakın sinyallerine rağmen, önlem alınmaması hala gizemini koruyor.

“Darbe olacak” diye tamtam çalanlar, darbe günü MİT koridorlarında gezdiği söylenen ihbarcılar gibi detaylar kimse için bir anlam ifade etmedi.

Adeta çağıra çağıra geldi süreç…

Darbenin emir komuta zincirinin dışındaki kurgusu ile öncekilerden farkı olsa da, yine sağcıların arkasında olduğu gerçeği ile olağan şüpheliyi bize işaret etmekteydi.

Nasıl ki 1960 darbesinin sözcüsü Türkeş Türkiye’de hala iktidar paydaşı olan MHP’nin onursal lideri, nasıl ki 71 darbesinin faşist askerleri anti komünizm savaşçıları ve Evren de iflah olmaz bir sol düşmanı ise 2016 darbesi de İslamcı dinci (=sağcı) bir cemaatin eseri olarak mozaiki tamamlamaktaydı.

Demirel “bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz” sözüyle tarihe geçmişti.
Eli artırmak ve sağcıların darbe yapmak konusunda da mahir olduğunun altını çizmek gerek.

15 Temmuz’un 6. Yılında darbe girişiminin ekonomiye etkilerini kaleme almanın gerekli olduğunu düşündüm.

Belki şaşıracaksınız ama 15 Temmuz’un ekonomiye neredeyse ciddi hiçbir etkisi olmadı.

Bunu 2016’nın ekonomik verilerinin grafiğine bakarsanız görürsünüz. Ne dolar ne faiz ne de diğer ekonomik veriler, Temmuz 2016’da alt üst oldu.
Geçici iniş ve çıkış hareketleri olsa da kısa bir süre içinde sistem sakinleşti. Sanki böyle bir hadise hiç olmamış gibi sakin ilerledi süreç.

Ülke yıllarca iktidarın yan yana beraber yürüdüğü bir dinsel cemaatin, çıldırtıcı gücünün en uç raddesine gelmiş olmasının sonunda ulaştığı delirium haline rağmen iktisaden çökmedi.

Bu aslında dış güçler retoriğinin de ne denli boş olduğunun bir göstergesi oldu. Dış güçler yapacağının en azamisini yaptığı halde, ülke gayet güzel bir biçimde yoluna devam etti. Ne piyasalar çöktü ne de ekonomi darmaduman oldu.

Bununla beraber 15 Temmuz’un ülkeye ekonomi dahil pek çok alanda ağır maliyeti olduğunu göz ardı edecek değilim. Kastım 15 Temmuz’un kısa dönemde, olayın ilk aşamasında yarattığı etkilerin son derece sınırlı olduğunun altını çizmek.

“Bu noktada bastırılmasaydı, başarılı olsaydı görürdün sen” dediğinizi duyar gibiyim. Oysa ben de tam da bunu ifade ediyorum. 15 Temmuz “Beni Yıkmayan Güçlendirir” atasözünün etkisini gösterdi ülkeye.

Türkiye darbe tehditine, ülkenin kılcal damarlarına sinmiş bir açık/gizli yapılanmanın yol açtığı travmaya karşı durabilmişti. Bu aslında bir tür hastalıktan iyileşme anlamına gelmekteydi. Belki de ülkeye dışarıdan bakanlar bu durumu değerlendirmiş ve Türkiye için bu şerden hayır çıkacağını ümit etmişlerdi.

Yazık ki bu önemli fırsat geri itildi. 15 Temmuz adeta bir fırsata, AKP’li siyasetçi ağzıyla Allah’ın lütfuna dönüştü.

Zamanında devletin desteklediği cemaatin kanatları altında olan pek çok şirkete el konuldu. Durum değerli araştırmacı Metin Cihan’ın, Canikli ifşaları ile alenileşen bir yağma sistemiyle iktidarda bal tutanın parmak yalamasına varan bir talan ekonomisine dönüştü.

İktidar medyasının fonlanması için kimsenin okumadığı gazetelerin reklam bütçelerini bu müsadere edilmiş şirketlerden sağlanmasına imkan verildi.

15 Temmuz ülkeyi ekonomide batağa sokmadı ama 15 Temmuz adına ve 15 Temmuz’dan sonra yapılanlar bunu kesinlikle başardı.

Ülke ekonomisi hukukun ayaklar altına alınması için 15 Temmuz’un bahane edildiği bir ortamda, neredeyse tüm kurumlarının içinin boşalmasına seyirci kaldı.

TÜİK gibi ekonominin tüm verilerini ölçme görevi verilmiş bir kurumun elinden bu imkanın alınması 15 Temmuz’un ardından kurulan OHAL düzeninin sonucu oldu.

15 Temmuz ekonomiyi batırmadı fakat 15 Temmuz adına yapılanlar bunu başardı. Hukukun, insan hak ve değerinin hiçe sayılması için bahane olarak gösterilmesi, 15 Temmuz’un hayırla yad edilen demokrasi savunmasını değersizleştirdi.

15 Temmuz’un 6.yılında darbenin başaramadığı yıkımı fırsatçılıkla ülkeye yaşatan AKP için, bu artık ağır bir mesuliyet haline gelmiştir.

Türkiye sadece darbenin gerçeklerinin bilgisine değil, darbeden fırsat devşiren AKP aklının da özeleştirisine şiddetle ihtiyaç duymaktadır.

Analiz, Veysi Dündar 14.7.2022
Politikyol

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları