Sosyal Medya

Ekonomi

Kaya Özyürek: Enflasyon Korumalı Ürün

Bu makalemde, Hazine ve Maliye Bakanı sayın Nureddin Nebati’nin bahsini geçtiği enflasyon korumalı finansal enstrümanın hayata geçirilmesi takdirinde bu enstrümanın…

Kaya Özyürek:  Enflasyon Korumalı Ürün

Bu makalemde, Hazine ve Maliye Bakanı sayın Nureddin Nebati’nin bahsini geçtiği enflasyon korumalı finansal enstrümanın hayata geçirilmesi takdirinde bu enstrümanın tahvil/bono olarak uygulamaya konulmasıyla bir mevduat ürünü olarak ortaya çıkması arasındaki potansiyel farklılıklara ilişkin kendi fikirlerimi okuyabilirsiniz.

 

İlk olarak bono ile tahvil arasındaki farktan bahsetmek isterim. Bono, vadesi bir yıldan kısa olan borçlanma senedi olarak adlandırılır; tahvil ise vadesi bir yıldan uzun olan borçlanma senetlerine verilen genel bir addır.

 

(Amerika’da bono, “bill” olarak geçmektedir. Vadesi 1-10 sene arası olan tahvillere “note” adı verilirken 10 yıldan uzun vadeli tahvillere “bond” denmektedir.)

 

Bilindiği üzere hazinenin merkez bankası nezdinde bir vadesiz mevduat hesabı vardır. Hazine tahvil ihraç ettiğinde ve hazineye vergi ödemesi yapıldığında bankaların merkez bankasındaki hesapları azalırken hazinenin merkez bankasındaki hesabı artar. Bu durum sistemin fonlama ihtiyacını arttırıcı niteliktedir: sistemin fonlama ihtiyacı, bankacılık sisteminin merkez bankasına toplam ne kadarlık bir tutarda “net borçlanıcı” konumunda olduğunu gösteren bir figürdür (merkez bankasının bankacılık sistemine fonlaması gereken minimum fonlama tutarı olarak da bakılabilir). Anlaşılacağı üzere sistemin fonlama ihtiyacının arttığı durumlarda bankalar, çoğunluğunu DİBS (Devlet İç Borçlanma Senedi) portföylerinin oluşturduğu serbest teminat bakiyeleri kadarınca merkez bankasından rezerv para borçlanmak durumundadırlar.

 

Hazinenin enflasyon korumalı bir ürünü hayat geçirdiğini ve bu uygulamayı hane halkına doğrudan kupon ve getiri oranı önceden belirlenmiş olan tahvil veya bono satarak yürüttüğünü şimdilik varsayalım. Bu ürüne hane halkı tarafınca önemli ölçüde ilgi duyulması takdirinde hazinenin merkez bankası nezdindeki mevduat hesabının artması kadarınca bankaların da merkez bankasından borçlanacakları tutarda da (diğer koşullar sabit tutulursa) bir artış gözlemlenmiş olurdu. Bu durumda, bankaların mevduat çıkışlarının önemli bir bölümünü hazinenin borçlanma ihtiyacının son dönemlerde artmasıyla beraber artış göstermiş olan serbest teminat bakiyeleri tutarınca karşılayacakları beklense dahi banka müşterilerine daha cazip mevduat faiz oranları da sunmaları muhtemeldir. Böylesi bir durumda bankaların müşteri mevduatlarına yüksek oranlar sunmasıyla birlikte ortalama pasif maliyetinin artması, kredi maliyetlerine de yukarı yönlü yansıyabilir. Aynı varsayımlar altında krediler tarafında etkili olabilecek bir diğer unsur da sistemin fonlama ihtiyacı ile ilişkilidir. Sistemin fonlama ihtiyacının arttığı zamanlarda merkez bankasının fonlama tutarının da artması bankaların ortalama pasif vadelerinde bir azalmaya neden olabilmektedir: bunun nedeni merkez bankası fonlama vadesinin banka mevduatlarının ortalama vadesinden kısa olmasından kaynaklanmaktadır. Her ne kadar bankacılık sistemi tarafından verilen krediler bir pasif kalemi olan müşteri mevduatından veya başka pasif kalemlerinden verilmese dahi, bankaların ortalama pasif vadesi kredi verme “iştahını” etkileyebilmektedir.

 

Hazinenin enflasyon korumalı bir ürünü “Kur Korumalı Mevduat” benzeri bir mevduat ürünü olarak hayata geçirdiğini ve hane halkı tarafından bu ürüne önemli ölçüde bir ilgi duyulduğunu varsayarsak krediler tarafında olumlu gelişmeler gözlemlenebilir. Bu olasılığın öncelikli nedenlerinden biri yukarıda bahsi geçen bankacılık sisteminin ortalama pasif vadesi ile ilişkilidir. Bilindiği üzere ülkemizde ortalama mevduat vadesi göreli olarak düşüktür. Söz konusu olan enflasyon korumalı mevduat enstrümanının minimum vadesi ve hane halkının ilgi göstereceği vadeler de göz önünde bulundurulursa, böylesi bir mevduatın uygulamaya konması takdirinde bankacılık sisteminin ortalama pasif vadesi uzayabilir. Aynı zamanda toplam serbest teminat bakiyelerinde bir azalma olmaması takdirinde sistem genelinde kredi verme süreci desteklenebilir.

 

Yukarıda çeşitli varsayımlara dayalı olarak ihtimal dahilinde olan enflasyon korumalı bir finansal ürünün uygulamaya geçirilebilecek biçimleri hakkındaki kendi fikirlerimi dile getirdim. Yazdıklarım sadece birer tahmin niteliğindedir.

 

Kaya Özyürek

 

Twitter: @financeplumber

 

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler