Sosyal Medya

Fabrizio Casaretto: Psikopatolojik Ekonomi

6 Ekim 2022

Bir önceki yazımda özellikle makro modellemelerde ekonominin ve psikolojinin birlikteliğinden bahsetmiştim ki, son günlerde nedendir henüz anlamadım ama yatırımsal davranışlara bağlı felsefi ve psikolojik sorular gelmeye başladı, moda mı oldu bilemiyorum.

Psikolog değilim, tanı koyamam tedavi edemem, tanıdığım ekonomi psikoloğu yok, ancak isteyenleri yönlendirebileceğim takıntı ve saplantı uzmanı bir psikolog var.

Bu satırlarda amacım Nietzsche usulü metaforik ve ironik bir yaklaşım sergilemek değil, ama yatırım yapıp ısrarla aynı yanlış stratejileri uygulayıp sürekli kayıp yaşayanlar bu durumlarından gizli zevk alıyorlarsa, malesef onlara Freud bile çare olamaz.

Ütopik takıntılar, veya yatırımda polyannacılık, önemli ve hassas konulardır, nitekim toplumda yatırımcılar arasında olumlu sonuç almamalarına rağmen ısrarla aynı tutumunu devam ettirenler oluyor. Mesela sürekli hisse senedi bulundurmak ve yatırımın birkaç kere katlayacağını ummak, banka kredisiyle hisse senedi veya vadeli işlemler yapmak, altını hep güvenli bir liman olarak görmek, faiz gelirini ana parayı düşünmeden bütünüyle tüketmek, hedging yapmaya gerek görmemek, türev işlemi yapıp iki günde yüzde yüz kazanmayı amaçlamak, doların milyonda biri fiyatına piyasaya çıkan onbininci kriptodan alıp dolar milyarderi olunacağına inanmak, … bunlar sadece birkaç tanesi.

En basitinden bir açıklama gerekirse, Borsa’da hisse senedi yatırımı bir tüyo sonucunda değil ama bir analiz ve araştırma sonucu yapılmalıdır. Kulağınıza bir haber geliyorsa genelde duyan en son kişileren biri olabilirsiniz, yani zaten iş işten geçmiş olabiliyor. Ancak temel ve teknik analizler sonucu doğru şirketin hisselerine orta ve uzun vadeli yatırım yapabilirsiniz. Borsayı bir oyun oynama aracı olarak değil, şirketlere ortak olup katılacak değerlerden faydalanma mekanizması olarak görmek daha anlamlı olabilir.

Yatırım yapmak bir ümittir, tatmin edici bir gelir ummaktır. Bunu gelişi güzel tahminle veya bir duyumla yapmak ciddi risk içerir. Kesinlikle kumar tavsiye etmem, ancak statistiksel olarak kıyasladığımda yazı-tura’da ne geleceğini tutturmak daha yüksek ihtimallidir, hatta madeni para elden çıktığı anda ne geleceği bellidir ancan insan beyni ve hızı sonucu fizik kanunları çerçevesinde hesaplamaya yetmiyor, şans diyoruz. Tavlada atılan zarlar gibi aslında elden çıktığı anda açıları, hızları, dönüşleri, çarpmaları vs. ne geleceği bellidir ama beynimiz yetersiz kalıyor; zar atma anı ile sonucun çıkması arasında yapılacak yatırımlar için araştırma zamanı saliselerle kısıtlı. Ancak reel yatırım hayatımızda durum farklıdır, bundan faydalanmak gerekir. Araştırma ve analiz yapmadan yatırıma gidilmemelidir, temel ve teknik veriler ortadayken ve araştırma zamanı varken, kolay para kazanma arzusu ve psikolojisinden kurtulunmalıdır, mantıksal davranışlarla yatırıma gidilmelidir.

Bir yatırım yapmak veya risk yönetimi stratejisi uygulamak için karar alma aşamasında ortodoks mu davranmalıyız yoksa yenilikçi mi?

Aslında cevap basit; bildiğinden şaşma ama yeniliğe kapını kapama. Her sektör gibi finansal piyasalar da gelişiyor, yeni ürünler icat ediliyor. Kendimizi sürekli eğitip yeni ürünlerin kullanımı için hazırlıklı olmalıyız. Buna en belirgin örnek hedging işlemleridir; türev ürünlerin kullanılması gerektiği bu mekanizmalara bir şirkette eski kuşak şüpheyle uzak durmaya çalışırken yeni kuşak arzu ve istekli oluyor. Şirket yönetimindeki farklı psikolojilerin çatışması her şirkette farklı sonuçlar veriyor, tecrübemde her türlü neticeyi gördüm; konservatif düşüncenin galibiyeti, yeni kuşağın duruma el koyması, biraz ondan biraz bundan ortaya karışık yapılması, gibi gelişmeler olabiliyor.

Sonuç olarak, ekonomi ve piyasalar belki felsefe ile yönetilemez ancak psikolijinin etkisi vardır, toplumda farklı düşünceler ve davranışlar her zaman olacaktır.

 

Fabrizio Casaretto

[email protected]

https://www.youtube.com/channel/UCfncpQ6iFkRMMWTeJ5fFW1w

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları