Sosyal Medya

Erol Taşdelen: Zombi firmalar krizi büyütüyor

5 Mayıs 2022

Ekonomi yönetimi dillendirmese de 2018 krizi Türkiye’de Gayri Safi Yurt İçi Hasıla ( GSYH ) düşüşü, Kişi başı gelir seviyesini de otomatik olarak düşürdü. Küçülen ekmek ile yaşanılan Toplumsal huzursuzlukların altında yatan en önemli etken de bu. Herkesin ekmeğinin büyüklüğü farklı olduğu için de kriz her kesimi aynı etkilemiyor. Sonuçta krizden en çok etkilenen kesim sabit gelirliler ve o gelire dahi ulaşamayan işsiz kesim. Sonuçları tam araştırılmadı ama sabit gelirliler yoksulluk sınırının altına düşmüş durumda.

Kapitalist sistemde Krizler Zombi firmaları da kendiliğinden yaratır. Yaratmadığını söylemek de Piyasayı bilmemek anlamına gelir. 2018 sonrası görüyoruz ki, Devlet Kapitalizmini temsil eden Çin’deki Evergrande örneğindeki gibi Zombi firmaların nereden çıkacağı belli olmuyor.

FİRMANIN ZOMBİ OLDUĞU NASIL ANLAŞILIR?

Zombi firmaları en erken ve en iyi tespit eden genelde Bankalar olur. Bankalardaki “Erken Uyarı Sinyalleri” ile deneyimli bankacılar firmaların yaşam döngüsünü de yakından takip edip bu firmaları kolayca tespit eder. Çoğu zaman firmanın ZOMBİ FİRMA haline dönüştüğünü firma ortakları da anlamaz veya kabul etmek istemez. Bankacıların ZOMBİ Firma tespiti bu firmalardan kolayca kurtulacağı anlamına da gelmiyor. Tam tersi yüzdürmeyi tercih yönünde çok örnek var.

ZOMBİ FİRMA tespitinde, firmanın kredi borç yükü en iyi sinyaldir. Firmanın faiz ödemelerinde zorlanması en iyi göstergelerden biridir. Firma ne kadar köklü olur ise olsun, son üç yılda faiz ve vergi öncesi karı ( FAVÖK ) borç ödemelerinden küçük ise alarm zilleri çalıyor, ZOMBİ FİRMA sınıfına giriyor demektir. Kriz dönemlerinde Zombi adı verilen bu tür firma sayısı artar.  Başka bir ifade ile yeterince Faaliyet karlılığı yakalayamayan firma yaşam döngüsünü nereye kadar sürdürebilir? Sonuçta mevcut borçluluğunu faaliyet karlılığı ile ödeyecek.

ZOMBİ FİRMALAR SEKTÖRLERİ NASIL ETKİLER?

Zombi firmaların belli sektörlerde yoğunlaşması bulunduğu sektörde kriz algısını yaratacağı için girişimci sermayenin o sektöre girme cesaretini de kırar. Son yıllarda çok dillendirilen İnşaat Sektörü krizi bu sektördeki Zombi firmaların oluşmasını hızlandırdığı gibi bu sektöre yeni girişimcilerin girme cesaretini de kırmıştır. Her şeyde öte sektörel kriz etkisi o sektörün yeni finans kaynaklarına ulaşımını da engellemektedir. Zira sermaye ürkek de sermeyenin merkezinde yer alan Bankalar çok mu cesur? Bir sektörden Bankacılık sektörünün desteğinin  çekilmesi için söylentiler bile yeterli olmaktadır. Bir sektörde ne kadar çok Zombi firma birikmiş ise o sektörde zincir etkisi ile yeni Zombi firmaların oluşması da etkili oluyor.

ZOMBİ FİRMALAR PİYASAYI NASIL BOZAR?

Zombi firmaların artışı bu firmaların banka borçlarını zamanında düzenli ödemelerini de olumsuz etkiler. Dolayısı ile bankaların planlanan nakit akışını da bozduğu için oluşan sorunlu krediler kadar kredi döngüsünün de önüne geçildiği için bankaların kredi faiz oranlarını da otomatikman olumsuz etkiler ve artırır. Sonuçta kredi döngüsü aksayan bankalar buradaki maliyetleri kredisini zamanında düzenli ödeyen veya yeni kredi kullanacak firmaların üzerine yükler. Bankaların Takipteki  Alacakları kağıt üzerinde %3’lerde olsa da bunun gerçekçi rakam olmadığını sektördeki herkes biliyor. Zira, yapılandırılan, takip süreçleri uzatılan kısaca yüzdürülen kredileri eklediğimizde Bankacılık sektörünün %15’i sorunlu kredi haline düşmüş durumda. Bu yüksek bir oran. Üzerinde Canlı Kredi olarak gösterilip kredi faizlerini kredi ile ödeyebilen, aç kapa şeklindeki kredileri de ekleyince banka kredilerin %20’lik bir kısmı kredi maliyetlerini yükselten bankaların kredi akışını da aksatan bölümden oluşuyor demektir. Takipteki kredilerin %17’si Bireysel Kredilerden %83’ü Ticari nitelikli kredilerden oluşuyor. Zombi firmalarında bu bölümde zaten. 22 Nisan itibarıyla Banka krediler toplamı 5,6 trilyon lira. Bu kredilerin 4,5 trilyon liralık kısmı Ticari nitelikli kredilerden oluşuyor. Kaba hesapla %15-20’lik bölüm 800 ile 900 milyar liralık kredi sorunlu kredi sınıfına giriyor demektir. Bunun Ticari kredilerdeki bölümünü oluşturan %83’lük bölümünü oluşturan 650 -750 milyar liralık Zombi kredilerde yüzdürülen sorunlu kredi demektir. Bankalar “müşteri sırrı” diye ne kadar firma özelinde Zombi firmaları saklasalar da Türkiye Bankalar Birliği ( TBB)’nin ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ( BDDK )’nın sorunlu olup yapılandırılan krediler ile ilgili raporları bu gerçeği ortaya koyuyor. Bankalar 2022 yılına yüksek karlılık ile başladılar. Sektör, 2022 ilk üç ayında 63,2 milyar lira kar açıkladı, 2021 ilk üç ayında 16,3 milyar lira; yıl sonunda 92,9 milyar lira kar ettiği düşünüldüğünde yıllık karlılığın % 68’lik kısmını 2022 ilk üç ayda yaptı demektir. Buna rağmen sektör hala rahat değil ise bunda Zombi şirketlerinin etkisi büyük.

ZOMBİ FİRMALAR ZOMBİ DIŞI FİRMALARI DA OLUMSUZ ETKİLİYOR

Zombi firmaların olumsuz etkisi Zombi olmayan firmaların da yeni ve düşük maliyet ile kredilere ulaşmasını engellemektedir. Bu durum zombi dışı firmaların yeni yatırım yapma maliyetlerini de engellediği gibi mevcut maliyetlerini de artırmakta, iç verim yapısını da olumsuz etkilemektedir. Son yıllarda kredi genişlemesi dönemlerinde kredilerin önemli bir kısmının Zombi firmalara gittiği düşünüldüğünde kredi genişlemesine rağmen piyasalardaki etkilerinin de sınırlı kalması şaşırtıcı olmamalı. Batacak firmalara yeni kaynak yaratarak siz ekonomiye olumlu katkı sağlamış olmuyorsunuz; yüzdürülen bu tür firmalara sadece zaman kazandırıp batmasını öteliyorsunuz. Bunu yerine bu kaynaklar zombi dışı firmalara gitse ekonomiye katkısı daha fazla olacaktı. Zira, Zombi firmalar istihdamı da artıramadığı gibi ekonomiye katma değerleri de düşük kalıyor. Zombi firmalara hayat öpücüğü vererek banka bilançoları da makyajlanıyor ama orta uzun vadede sorun çözülmüş değil sadece ertelenmiş durumda. Zombi firmaların karlılıkları düşük ya da zararda olduğu için Devletin ciddi vergi kaybı da olmaktadır.

ZOMBİ FİRMA TESPİTİNİN ZORLUĞU

Zombi firma tespiti Türkiye’de çok zor. Zorluğun ana nedenlerin başında belli büyüklüğe ulaşan firmaların Bilançoları Kamuya açık olması ve Bağımsız Denetim Raporları hazırlanması gerekirken bu henüz çok sınırlı. Kamuoyu sadece BİST’de yer alan firmalar verilerine ulaşabilmekte. Kapanan, batan firmaların çoğunun bilançoları bilinmiyor. Batması gereken fakat Zombi olarak hayatına devam eden firmalara piyasayı da rekabeti de bozmakta zombi dışı firmalara da zarar vermektedir.

Zombi firmalar ülke ekonomisine de verimliliği düşürmekte. Telekominikasyon sektöründe faaliyet gösteren milyarlarca dolarlık krediler kullanıp da  Zombi firma olduğu herkesçe malum olan firmayı düşünürsek; bu firmada verim düştüğü, ekonomiye yükü yıllar itibarıyla ne kadar arttığını da biliniyordu, üzerine kamulaştırılarak yük halka yüklendi. Bu ve buna benzer firmalar bankalara faizini dahi ödemeyip yıllarca yüzdürüldüğü bilinmekteydi.

ZOMBİ FİRMALAR BATMALI MI?

Zombi firmaların hayatını sürdürmesi mi batması mı daha fazla zarar verir yönünde sağlıklı araştırma yok. Fakat ticari hayatta kalıp yıllar itibarıyla verdiği zarar batmasından daha fazla zarar oluşturduğunu söyleyebilirim. Zira; batması halinde en fazla piyasadan çekilir çoğu ya da el değiştirerek sağlıklı şekilde ticari hayatına devam eder; oysa Zombi halde yüzdürülmesi rekabeti bozduğu gibi yıllar itibarıyla ekonomiye verdiği zara daha da artar. Zombi firmalar ölmeli mi kesinlikle; zira yaşatmanın maliyeti ve verdiği zarar daha fazla oluyor. Zombi firmalar ekonomiye katkı değil yük oluşturmakta; krize çözüm olmadıkları gibi krizin büyümesine de katkı sağlıyor biline.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist www.bankavitrini.com

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları