Erol Taşdelen: Bankalara ‘dövizden uzak durun’ baskısı artıyor
12 Mayıs 2022Üst üste gelen düzenlemeler ile ekonomi yönetiminin bankalara olan mesaj açık, “Mevduatta dolarizasyonun önüne geçmek için sen de çaba göster, yoksa bunun için seni cezalandırırım“. Bankalara müşterilerini dövizden uzak tutmaları için açık ve üstü kapalı baskılar yapılan düzenlemeler ile artmış durumda. Aslına bakılırsa; piyasanın dolarize olması mevduat yapısının ağırlıklı dövizde olması bankaların da işine gelmiyor ve aktif – pasif dengesini tutturmakta zorlanıyorlar.
BDDK verilerine göre 29 Nisan 2022 itibarıyla bankalarda bulunan toplam 6,1 trilyon TL toplam mevduatın 3,7 trilyon TL’lik kısmı %60,69’u Yabancı parada mevduatlardan oluşuyor. Kur Korumalı Hesaplarda biriken para 810,3 milyar TL oldu. Bu paranın da dövize endeksli olduğunu düşündüğümüzde Toplam Yabancı para mevduat 4 Trilyon 531 milyar TL’yi buluyor ki bu durumda dolarizasyon % 73,90 seviyesine çıkıyor.
Takipte zorlananlar için son yıllarda dövize yönelik talebi baskılamak ve dolarizasyonu engellemek için bankalar üzerinden yapılan düzenlemeleri özetleyelim.
Kur Korumalı Hesap : Ekonomi Kurmaylar dövizi TL’ye çevirenler için buldukları bir üründü. İlk haftadan başlayarak asıl kaynağın dövizin TL’ye dönüştürülmesinden olmadığı mevcut TL hesapların KKH’lara dönüştüğü ortaya çıkınca söylem “TL mevduatın dövize dönüşünü engelledik” şeklinde değişti. Merkez Bankası’nın Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları ile ilgili yaptığı düzenlemesine göre 15 Nisan 2022’ye kadar banka özelinde döviz mevduatlarının yüzde 10’unu; 8 Temmuz 2022’ye kadar %20’lik kısmı KKM’ye dönüştürmemesi halinde yıllık %1,50 komisyon cezası uygulayacağını açıklamıştı. KKH’larda Dövizden dönenlerin kur farkını Merkez Bankası öderken; TL’den KKH açanların kur farkının vergi gelirleri ile Hazineden ödenmesi tartışmaları devam ediyor. Zira, bu durumda alınan vergiler KKH’lara para transferi ile zengine gitmiş oluyor ve açıklanması çok zor bir durum. Yetmedi yabancılara da bu hesaplar açılmaya başlandı.
Bankalar müşterilerine KKH’larda devam etmesi için büyük çaba gösteriyor. Diğer taraftan da halen dövizde olan müşterilerin TL’ye dönmesi için çaba içine girecek. “Döviz mevduatı vadeli yapılmama” gibi banka içi kararlar olabileceği gibi bazı bankaların önümüzdeki dönemde Yabancı Para Mevduata eksi faiz uygulamasına şahit olursak şaşırmayalım.
İhracat Bedellerinin Merkez Bankası üzerinden işlem yapılması : İhracat bedellerinin TCMB kurları ile işlem yapılarak karşılığı dövizin de gün içinde Merkez Bankasına gönderilmeye başlaması ihracat bedellerinin Merkez Bankasında birikmesi hedeflendi. Önce %25’lik ihracat bedeli karşılığı kısa sürede %40 olarak değişti. İhracat bedeli TL’ye dönüştükten sonra ihracatçı tekrar dövizi banka satış kuru üzerinden piyasadan aldığı için aradaki makas kadar zarar ediyor, üzerine kurların yükselmesi ile geçen zamanda da zarar büyüyünce İhracatçılarda huzursuzluk artmış olmasına rağmen Ekonomi kurmayları taviz vermeden uygulamayı sürdürdü. Uygulama o kadar ani yapıldı ki hiçbir bankanın sistemleri buna uyumlu olmadığından ilk haftalarda işlemler günlerce sürdü.
Dövizli çek ödemelerin yasaklanması : TL’nin aşırı değer kaybı piyasalarda işlemleri dövize dönüştürüp piyasaları da dolarize edince ekonomi kurmayları 19 Nisan 2022 itibarıyla dövizli sözleşme yapmayı yasaklamadı ama ödenecek döviz çeklerin TL olarak ödeme zorunluluğu getirdi. Aksini yapanlara sözleşmenin her bir tarafı için ayrı ayrı olmak üzere 2022 yılı için 14.200 TL’den 118.500 TL’ye kadar idari para cezası kesilebilecektir eylemin tekerrür halinde, bu cezalar iki katı olarak kesilecektir ifadesi düzenlemede yer aldı.19 Nisan sonraki yazılan çekler için hangi kur uygulayacağı hala netleşmiş değil ve buradaki kaos devam ediyor. Zira bazı bankalar kendi kurunu uygularken, firmaların çoğu merkez bakası kuru üzerinden işlem kaydı yapıyor; firmalar arasında muhasebe olarak sorunlar oluşmaya başladı; ileriye yönelik borç / alacak davaları artacak gibi.
Ticari Kredi karşılıkları arttı : Firmaların döviz mevduat tutarları artmaya başlayınca ekonomi kurmaylar bunu “firmalar kredi kullanıp, döviz alıyor” olarak yorumladılar ve Merkez bankası Ticari Kredilere “zorunlu karşılık” oranlarını artırdı. Yeni karşılıklar duyurusuna göre Ticari Kredilerde bankalara dolayısı ile kredili Ticari Müşterilere yıllık en az %2 ile %3 ek artış maliyeti getirir. Zira, piyasada Rotatif/BCH krediler %20‘ler üzerinde iken çok az bankada olan yıllık Spot krediler de %30‘lara yükselmiş durumda. Çoğu banka 3 ay üzeri orta uzun vadede kredi vermiyor ve durmuş durumda.
Müşterilere FX ekranları kapatıldı : Ticari müşterilere açık olan ve döviz alım satım kolaylığı sağlayan FX ekranları bayram öncesi kapandı. Döviz alım satım yapacak firma şubesini arıyor; şube belirlenen limitler içinde ise işlemi kendisi yapıyor yüksek olan işlemlerde Banka Hazinesi aranıyor. Banka hazinesinde bu işi yapan da 2-3 personel olduğu düşünüldüğünde yüzlerce şubesi binlerce müşterisi olan bankalar 2-3 personel ile kur işlemi yapıyor. Kaosu tahmin etmek zor değil bir işlem saatlerce sürüyor ve kur oynaklığında firmaların ciddi zararı oluyor. Zira, FX ekranı banka hazinesine en yakın kuru vererek firmalara büyük kolaylık ve kar sağlıyordu. İthalatın %80’e yakını hammadde olan piyasada sanayicinin döviz almama şansı yok. FX ekranını kapamakla sadece işler yavaşlamış oldu ve sanayici zararına oldu biline.
Döviz işlemleri 10:00 – 16:00 arası olsun uyarısı
BDDK Bankalara döviz işlemlerinin 10:00-16:00 arası yapılması için uyarıda bulundu. Bu sayede sabah erken, akşam geç saatlerde spekülatif işlemlerin önünü kesmek olarak yorumlansa da o zaman bankaların mesai saatlerini de bu aralığa çekmek gerekmez miydi?
Döviz Kredilerde İhracat Bedel oranı artırıldı
TCMB Döviz Reeskont kredilerde daha önce kredi kadar ihracat şartı vardı. 2021’de bu ihracat taahhüttü kredinin iki katına çıkarıldı. Örneğin 1 milyon USD TCMB Reeskont kredisi kullanan firma 2 milyon USD ihracat yapması gerekiyor. Piyasadan tepkiler gelince bu sefer tamam 1/1 ihracat yapın ama kredi süresini 6 aya çektik dediler. Yoruma gerek yok, yıllık bazda aynı şey zaten.
Döviz alanlara vergi kondu
Sanayici ya da İhracatçı değilseniz, döviz alımlarında binde 2 vergi ödüyorsunuz. Kısaca, kamu otoritesi döviz almak isteyene ek maliyet yükledi. Kibarca “döviz alma” diyor.
CDS ORANLARI NEDEN ARTTI
Kredi Risk Primi olarak bilinen CDS ( Credit Default Swap ) oranları artması bir ülke için iyi bir şey değil. Bu oranların artması bankaların yurt dışı borçlanma şartlarını artırdığı gibi maliyetlerini de artırmakta. Bankalar dışında büyük firmaların da yurt dışı kaynaklı kredi kullandığı düşünüldüğünde Mayıs başında bu oranın Türkiye için 700’ü aşması durumu daha da zorlaştırıyor. Enflasyon, TL değer kaybı, Faiz oranlarının aynı anda artması düşünüldüğünde ki bu ancak bir ülke için kriz ortamında olur CDS oranının niçin arttığını sorgulamak yanlış olur. Yurt dışından da ülkenin görünümü iyi olmadığı anlamına gelir. Bankaların sendikasyon kredilerine dikkat edin 20-30 ülkenin 30-40 bankasından zor denkleştiriliyor. Bankalar bunu “talep çoktu” diye sunsalar da gerçek CDS oranında saklı. CDS oranını sadece ekonomi olarak değil siyasi ve toplumsal görünüm de direkt etkiliyor.
DCL KREDİLER NİYE VAR?
Dövize talep azalsın diye uğraşan TCMB ve BDDK işin ilginç tarafı ısrarla yazmama rağmen hala “DCL Kredilere” müdahale etmedi. “Ufak işlerle uğraşılacağınıza milyarlarca doları hacmine ulaşan CDL kredileri engelleyin” derim. Müşteriler üzerinden döviz pozisyon kapatılıp swap yapılıyor resmen. İçinde büyük yerli bir bankanın da bulunduğu bazı bankalar son bir yılda işi gücü bırakıp “TL DCL Hazine Kaynaklı Kredi (DCL (Dual Currency Loan)” pazarlıyor. Bu krediler müşteri ile anlaşılan kur üzerine çıkması halinde müşteri döviz olarak ödeme yapıyor. Kağıt üzerinde kredi TL ama ödemede çoğu Döviz ödendi üstelik döviz kredilerinde ihracat yapma zorunluluğu varken bu krediler o yasağı da delmiş oldu, başka bir ifade ile işi kılıfına uydurdular. Bu sayede döviz mevduatı da TL kredide karşılık olarak göstermiş midir(!) banka Hazinesi muhasebe olarak, onu da BDDK murakıpları araştırsın, TCMB önlem alsın artık. Mücadele ise buyurun kaçağı yazıyorum. Kurumların ağaca bakmaktan ormanı görememe durumu var burada. Döviz kredilerindeki düzenlemeler DCL krediler sayesinde delindiği için bu bankalara da ceza vermek gerekir bence.
Yaptırımları üst üste koyunca bankaların yükü artmış durumda. 2021’de yıllık 92 milyar TL kar yapan bankaların 2022 ilk çeyreğinde 63,2 milyar TL Net Kar açıklamalarına rağmen niçin huzursuz olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz.
Erol TAŞDELEN – Ekonomist www.bankavitrini.com