Çetin Ünsalan: Yeni dünya, eski kafa
15 Eylül 2022Dünya yepyeni teknolojileri, yaklaşımları, bunlara bağlı olarak yeni kırılımları konuşuyor. Her yüzyılın ilk çeyreğinde olduğu gibi paylaşım savaşları yaşanırken, yeni bir sanayi devriminin etkileriyle pozisyon almaya çalışıyor.
Peki tüm bunlar yaşanırken bizde konuşulan konulara ve sorunlara bakın. Konut sahibi olabilmekten bahsederken kira ödeyemez noktaya geldik. Geçim derdini aşmaya çalışırken, banka borçlusu bireyler haline dönüştük.
Yepyeni meslekler ortaya çıkarken, meslekin eğitim sorununu halletmemiz gereğinin üzerinde duruyoruz. Dünyada insanlar uzayda yaşamanın metotlarını ararken, ülkesini terk etmiş, hatta düşmanla işbirliği yapmış bir yöneticiyi savunacak kadar hamasetin içinde boğulduk.
Yönetişim konuşulurken, kimseyi dinlemez bir tavırla bildiğini okuyan siyasetin gölgesinde, bilimsel gelişmelere katkı sağlayıp elini güçlendirmeye çalışan ekonominin gölgesinde bilimi kendimize uydurmaya uğraşır noktaya geldik.
İşte bu şartlar altında arkadan gelen bir kuşağa hitap edilemediği, yöneticiler kendisini geliştiremediğini, vizyon adı altında siyasetçilik oynadığı bir ortamda eski kuşakların duygularını okşayarak gün geçiriyoruz.
2 binli yılları emek yoğun sektörlerle ve ucuz işçilik ile geçiştiren, bu aşamada sermaye yapıp, bugün uzay çalışmalarında rakip olan Çin’in bile uzağına düştük; modası geçmiş Çin modelinde çare arayıp, işin içinden çıkamayınca da işsizliği reddeder hale geldik.
Kısacası Türkiye’de de dünyada olduğu gibi çok şey değişiyor. Değişmesi gerekiyor. Fakat geçmiş yüzyıldan kalan bir siyaset anlayışı, 100 sene öncesinin kavgasını yaparken, yarına ilişkin çaresizliğini itiraf edercesine bir tavırla karşımızda duruyor.
Bunu eleştiren Z kuşağını bile ‘gidersen git’ diyerek ya da çocuk diye öteleyerek nasıl bir çürümüşlük içinde olduğumuzu gösteriyoruz. Peki bu yaklaşım nasıl hayat buluyor?
Aslında sorulması gereken soru bu. Çünkü cevap burada gizli. Son teknolojiye kullanıcı olarak rahatlıkla adapte olan bir memleket, nasıl oluyor da siyaseten her şeyin uzağına düşüyor.
Ülkemizde ekonomik sorunlar çok büyük ve derinleşiyor. Ama aradığımız cevap cebimizdekinde değil, kafamızdakinde gizli. Geçim sorununu, katma değerli üretim problemini, nitelikli iş gücü ihtiyacının teminini, kayıtdışı ekonomiyi önlemek isteyen bir ülke siyasetin kayıtdışı gerçeğini değiştirmediği sürece yeni dünyada eski kafayla uğraşmak zorundadır.
Dünya robot teknolojilerini konuşurken vasıflı insan kaynağından söz ediyor; biz en iyi cep telefonlarını kullanırken telefonun bir bilgisayar haline dönüştüğünü anlayamayan insanların faturasını ödüyoruz. Yazık oluyor ülkeye…