Çetin Ünsalan Yazdı: ‘İşsizlikten de kötü…’
16 Şubat 2022Bir insanın işsiz kalmasından daha kötü ne olabilir? Sağlık diyenleriniz olacaktır ama o bile işsizken ayrı yük verir kişiye. Sigortasız birinin sağlığından olmasıyla, maddi durumu yerinde kişinin hasta olması arasında inanın bana çok fark var.
Bu nedenle en büyük problemdir işsizlik. Tülay Hergünlü’nün İşsiz isimli kitabını okumanızı öneririm. İşsiz birinin ne yaşayacağı hayattan örneklerle paylaşılıyor.
Bir işsiz öncelikle üzerinde büyük bir baskı hisseder. Çırpındıkça içine kapanır. Toplumda gitgide daha çok silik olduğu duygusuna kapılır. Ailesinin, çevresinin, en önemlisi çocuklarının yüzüne bakamaz hale gelir.
Son dönemde boşanma davalarındaki patlamalara bakın. Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Avukat M. Bülent Deniz’in tespitine göre davaların çoğunun nedeni ekonomik. Elbette bu ekonomik nedenlerin içinde geçim sıkıntısı, borçlar kadar işsizlik gerçeğinin getirdiği sonuçlar da var.
Peki bu kadar travmatik bir durum olduğuna göre, işsizlikten de kötü olan ne olabilir? Sizleri çok yormadan hemen söyleyeyim: Yok sayılmak. Yani işsiz bile sayılmamak. Çünkü işsiz iseniz ve şartlarınız uyuyorsa, en azından işsizlik maaşına başvurabilirsiniz.
Ama yok sayılıyorsanız eliniz kolunuz bağlanır. Hele ki bu işsizlerin içinde iş aramaktan ümidini yitirenler var ki, onların durumu daha fena. Hem işsizliği tüm şiddetiyle ve sonuçlarıyla yaşarlar; hem de bilerek çalışmadıkları gibi bir kanaat ile toplumun önüne itilirler.
Oysa onların bu tip suçlamalar ya da yok sayılmalar yerine, sahip çıkılmaya, morale ve istihdam alanına ihtiyaçları vardır. Fakat ekonomiyi kağıt üzerinde oluşturmuş rakamlar üzerinden yönetmeyi amaçlayan bir zihniyetin, kamu kurumu üzerinden o insanları yok saymasından doğal bir sonuç da olamaz.
TÜİK’in son açıkladığı işsizlik verisinin anlattığı tam da bu. Geçen yılın son çeyreğinde işsizliğin azaldığını iddia eden bir TÜİK var karşımızda. Aslında sözün bittiği noktadayız. Hoş işi olan ne yapıyor o da ayrı bir tartışma konusu. Onun da geçinemediği gerçeği yok sayılıyor.
İşte meseleyi böyle rakamdan ibaret zannederseniz; açıkladığınız rakamlarla sorunun ortadan kalktığını düşünürsünüz. O zaman da yapılan araştırmalarda gençlerin yüzde 62,8’inin ekonomi kaynaklı geleceğe karamsar bakışını, yüzde 35,2’sinin gelecekten tamamen umutsuz olmalarını, yüzde 17’sinin de sorunlarda birinci maddeye işsizliği koymasını anlayamazsınız.
Üstelik bu kadar umutsuzluk yaratırken, işsizliği yok sayarken, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin reel sektör alarmı verirken, bunun da sonuçları işsizlik olarak önümüze gelecekken… Bir ülkenin sorunları olabilir. İşsizlik problemi de yaşayabilir. Ama hiç biri gerçekleri ve işsizleri yok saymaktan daha kötü olamaz.