Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Enflasyona yaklaşım kontrolden çıktı…’
30 Mart 2022Enflasyonla ilgili umudumuz dünya barışına kaldı. Güzellik yarışmalarında ‘elinizde yetki olsa ne yaparsınız’ diye sorulan adaylar gibi olduk. Şaka yapmıyorum. Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu enflasyon değerlendirmesinde bu ifadeyi kullandı.
‘Küresel barışın tesisiyle birlikte enflasyonda düşüş süreceğinin de başlayacağını dile getirdi.’ Yani barışı bir temin edersek problem ortadan kalkacak mı? Kavcıoğlu gibi bilgili bir isim gerçekten buna inanıyor olamaz.
Sadece enflasyonla ilgili gerçekleri söyleyemediği için bunu icat etmiş olabilir. Yoksa şu anki gergin ortamın ne bizde ne de dünyada gerçek sebep olmadığını, sadece ortaya çıkan durumun, sorunların üzerine riski ve hasarı arttırıcı bir etken olduğunu bilecek kadar ekonomiden anladığını biliyoruz.
Sanırım geldiğimiz noktada hepimiz hemfikir hale geldik. Bu yaklaşımlarla enflasyonun düşmeyeceğini anladık. İkinci ders olarak faiz düşünce enflasyonun düşmediğini de hep birlikte gördük. Bırakın enflasyonu faizin kendisi bile düşmek yerine artıyor.
KDV’yi azaltıp, ürün fiyatlarını aşağıya çekmenin mümkün olmadığı anlaşılmıştır umarım. Bir pansuman tedbirden öte anlam taşımayan, göz boyamaktan başka bir işe yaramayan, yükselen maliyetler ve fiyatlar karşısında yok olup gidecek indirimlerden medet ummak, ancak ya bilgisizlikten ya çaresizlikten kaynaklanır.
Enflasyon düşmediği gibi, eminim Kavcıoğlu stagflasyonist bir ortama bizim de dünyayla birlikte sürüklendiğimizin farkındadır. Her ne kadar açıklamalarında yine koltukta kalmaya çalışan ifadeler yer alsa da, uygulamaya yönelik umutlarını tamamen kaybettiği sözlerinin satır aralarından anlaşılıyor.
Şimdi aslında bu bir sorun gibi gözükmekle birlikte, çözümün de başlangıcı olabilir. Ama bu konuda Merkez Bankası Başkanı’nın yalnız olduğunu düşünüyorum. Ne Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’ye bunu anlatabiliyordur, ne de Cumhurbaşkanı’na…
Orada nasıl bir danışman kadrosu var ki, apaçık ortada olan ve sokakta herkesin iliklerine kadar yaşadığı bir gerçeği bile çok farklı yansıtmaya çalışmanın telaşı içerisinde ülkeye zaman kaybettiriyorlar. Cumhurbaşkanı bu konuda sorumlu; ama suçlu değil.
Zira ekonomiyi bilmediği defaten kanıtlandı. Bilmediğini bilmemek ayrı bir sorun. Zaten insan her şeyi bilemez. Bilenlerden oluşan bir takım kurar ve fikir özgürlüğü içerisinde çalışmalarını sağlayıp, son kararı verir.
Ama ne yazık ki bugün Ankara’da doğruyu söyleyebilecek kimse kalmadı. Kalmadığı gibi, yanlışı yanlışla örtüp, sorunları yok sayarak problemin aşılabileceğine dair güdük bir inanca kapılmış bir takımdan söz ediyoruz. Emret Bakanım dizisini izler gibiyiz.
Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğini anlamayan, kendi koltuğu uğruna, söylem geliştireni de yanıltan ve faturayı 84 milyona çıkarırken, yapılan açıklamalarla insanlarla alay edilmesine neden olan bir yaklaşım en büyük sorun. Çözüm mü? Ortada bir sorun varsa çözümü de vardır. Ama o çözüme böyle kontrolden çıkmış yaklaşımlarla ulaşılamaz.