Çetin Ünsalan: Konken masasında sür çeken FED
13 Ekim 2022Konken, bir tür iskambil oyunudur. Özellikle Yeşilçam tutkunları konken oynanan sahnelere çokça rastlamış ve konuya vakıftır. Bu oyunda ortadaki bahsi arttırmak için oyunculardan biri ‘rölans’ diyerek meydan okuduğunda, elinin daha güçlü olduğuna inanan bu oyunu görerek ‘sür’ der ve ortadaki bahse konu meblağı artırır. Yani bir tür meydan okumadır.
Bu kısa açıklamadan sonra dönelim dünya ekonomisine… ABD Merkez Bankası FED’in son toplantı tutanakları adeta bu duruma benziyor. Dünyada pandemiyle birlikte başlayan bir tarafta tedarik zincirini sıkıntıya sokan, diğer tarafta dağıtılan karşılıksız yardımlarla bütçeleri dağıtan konjonktürün yansımaları bitmiyor.
Mesela Çin, pandemi süreci geride bırakılmış olmasına rağmen, önlem çerçevesinde liman kısıtlamalarını sürdürüyor. Bu önce hastalıkla mücadele gibi algılandı ama süreç uzadıkça üzerinde daha çok düşünülmesi gereken bir hal aldı.
Bir iktisatçı arkadaşımın konuyu yorumlarken, ortaya koyduğu şu tezi uzun zamandır düşünüyorum. Acaba Çin, bu kısıtlayıcı tavrıyla dünya ekonomisini kilitleyip, dünyaya enflasyon mu ihraç etti?
Sonuçlarına baktığınızda yabana atılır bir tez değil. Çünkü niyet bu mu; değil mi bilmek mümkün olmasa da, sonuçları itibariyle gerçekleşen tam da bu. Pandemi öncesine dönün. Ne konuşuluyordu? Ticaret savaşları…
Peki pandemiyle birlikte herkes birden erdi ve savaş ortadan kalktı mı? Rusya – Ukrayna hattında yaşananlardan ambargo kararlarına, Rusya’nın enerji hamlesinden ABD’nin kısıtlayıcı tedbirlerine, Rusya’ya arka kapıyı açan Çin’in tavrından, Çin’i Tayvan ile sıkıştırmaya çalışan ABD’ye kadar işin henüz noktalanmadığı ve paylaşım savaşlarının sürdüğü açık.
Son tutanaklara gelmeden önce; Dünya Bankası ve IMF’den gelen uyarıları hatırlayalım. İki kurum da FED’in faiz arttırımlarında daha dikkatli olması gerektiğini ve yapılan bu uygulamanın gelişmekte olan ülkeler üzerinden dünyayı ekstra bir krize sokma potansiyeli taşıdığını söyledi.
Peki FED toplantı tutanaklarından ne çıktı? Faiz artışına devam edileceği, önceliğin enflasyonla mücadele olduğu ve bunun için ödenecek bedellerin, enflasyonun kalıcı olması halinde ödeneceklerin yanında çok az kalacağı ifade edildi.
Yani baştaki teze dönersek, bu bir konken masasıysa ve Çin gerçekten enflasyon ihraç ederek ‘rölans’ dediyse, gelişmekte olan ülkeler üzerinden dünya krizini göze alan FED’in kararlılığını ‘sür çekmek’ olarak nitelendirebiliriz.
Şüphesiz ‘filler tepişir çimler ezilir’ teorisi burada da devreye giriyor. Her iki kanat güç gösterisi sergileyip, yarına ilişkin pozisyon almak uğruna zararları göze alırken, bizim de içinde bulunduğumuz ekonomisi açıkta olan ülkeleri kurlar başta olmak üzere sorunlarıyla baş başa bırakıyorlar.
Bu masadan kim galip çıkar bilinmez ama, bizim adımıza çıkarılacak ders şu: El parasıyla düğün bayram olmuyormuş. Üretmeyen, başkasının parasına dayanarak sahte refah yaratan sonunda hüsrana uğruyormuş.
Bunlar sonuç; peki ya çıkarım ne? Hemen envanterleri yapıp, yeni bir üretim stratejisine geçmek şart oldu. Biz ne yapıyoruz? Halen sıcak para peşinde koşuyoruz. Gelmeyecek o para anlayın şunu ve dönüp içte üreten, proje tabanlı, teknolojik iklime katkı sağlayan bir ekonomi yaratın. Yoksa bu kısır döngünün içinden dayak yemeden çıkmak olası gözükmüyor.