Çetin Ünsalan: Beni bu havalar mahvetti
15 Şubat 2022İktidara yakın bir medya var. Bunlar bazen insanlarla dalga mı geçiyorlar, yoksa konudan tamamen mi kopup söylenene inanıyorlar emin olamıyorum. Çünkü öyle şeyler yazıyorlar, insanların gerçeklerine o kadar yabancılaşmış olduklarını gösteriyorlar ki, yağcılık mı yapıyorlar, başka bir dünyada mı yaşıyorlar emin olamıyor insan.
Daha ilginç olanı sorarsanız, embedded yani iliştirilmiş gazetecilik yaptıklarını da inkar ediyorlar. Olur mu canım öyle şey? Gördüklerini yazıyorlarmış da, son derece objektif davranıyorlarmış da vesaire vesaire…
Gerçekten gördüklerini yazıyorlarsa nereye bakıyorlar merak ediyorum açıkçası. Şu zamanda insanların geçim sıkıntısı çektiğini neredeyse bakanlar itiraf edecek, ama bunlar ekonomide yaşanan sıkıntılara bahane yaratayım derken kılıktan kılığa giriyorlar.
Asgari ücretle çalışanların yüzde 10’u geçmediğini söyleyenler mi ararsınız; zamların muhalefetin suçu olduğunu kanıtlamaya çalışanlar mı? 24 saat içinde fikir değiştirenleri de gördü bu memleket; inanmadığı halde inanıyormuş gibi yapıp konuşanları da…
Son versiyon hamle, yılların gazetecisi Mehmet Barlas’tan geldi. Hayat pahalılığı soğuk havaların eseriymiş ve havaların ısınmasına az kaldığı için geçici bir durumla karşı karşıya imişiz. Yani biraz daha sabredersek sorunlar aşılacakmış.
Hadi bizde yapılan hataları geçtim. En azından dünyadaki jeopolitik risklerden, yükselen hammadde, lojistik maliyetlerinden, petrol fiyatlarındaki yukarı yönlü seyirden falan bahsedin.
Mesela insanlara pandemide karşılıksız para dağıttığı için enflasyonist bir etkiyle karşı karşıya kaldıklarını, bunun da faiz artırımları sürecini beslediğini, ortamın dolar / TL üzerindeki baskıyı yükselttiğini de mi görmüyorsunuz?
Rezervlerin eksi bakiyede dolaştığını, para aramak için gidilen Londra’dan boş dönülünce, dövizden sonra ne kadar olduğu belli olmayan sadece tahminlerden ibaret bir altını yastık altından çıkarma çabasını, birincisine olumlu yanıt gelmediği için, indirilen KDV üzerinden piyasayı baskı altına alan yaklaşımı da mı görmezden geleceksiniz?
İhracatçının parasına el koymaktan enflasyonu yapılan hatalarla körükleyenlerin aradan sıyrılarak, işin esnafın, üreticinin üzerine yıkılmaya çalışmasını da mı yok sayacaksınız?
Hadi bunların tamamını da geçtim. İnsanların açlık sınırına, aldıklarını asgari ücret zammına rağmen ilk ay dolmadan ulaşmasını, geçim sıkıntısını, artan faturalarını da mı görmezden geleceksiniz? Doğru o zam da enerji firmalarının yüzünden olmuştu değil mi?
Gerçekten neyi göreceksiniz ve insanların geçim sıkıntısına ikna olmak için neyi bekleyeceksiniz? Uzun bir süre bize uğramayacak olan tek haneli enflasyonun, kaç haneyi dağıttığını mı?
Sanmam; ona da bir bahane bulursunuz. Zira sizler ipe un sermeye niyetlenmişsiniz bir kere… Ama bilin ki ayıp ediyorsunuz. Hem mesleğinize, hem de bu memleketin cefakar insanlarına…
Değer mi gerçekten? Yanıtını vicdanınıza verin. Cevabı bulamazsanız da Tevfik Fikret’in Süleyman Nazif’e yazdığı mektubu tekrar okuyun. Orada kendinizden çok şey bulacaksınız.