Piyasa
İnfo Yatırım’dan Şubat ayı enflasyon değerlendirmesi; ‘Beklentilerin Üstünde Gelen Enflasyon…’
Şubat ayında TÜFE %3,80 olan beklentilerin üstünde %4,81 artış gösterirken, yıllık bazda TÜFE Ocak ayındaki %48,69 seviyesinden Şubat ayında %54,44’e yükseldi...
Şubat ayında TÜFE %3,80 olan beklentilerin üstünde %4,81 artış gösterirken, yıllık bazda TÜFE Ocak ayındaki %48,69 seviyesinden Şubat ayında %54,44’e yükseldi. Son aylardaki doğalgaz ile elektrik zamları ve gıda fiyatlarındaki yükseliş ile enflasyon, Nisan 2002’den bu yana en yüksek seviyeye yükselmiş oldu. Çekirdek enflasyon ise %39,45’den %44,05’e yükselmiş oldu. ÜFE ise aylık bazda %7,22 artış gösterirken, yıllık artış bir önceki aydaki %93,53 seviyesinden Şubat’ta %105,01’e yükselmiş oldu.
TÜFE tarafında gıda ve alkolsüz içecekler %8,41, ev eşyası %7,00, sağlık %6,39 ile en çok artış gösteren sektör grupları olurken Şubat ayında düşen grup olmadı. ÜFE tarafında ise en fazla artış %24,66 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı, %24,48 ile ham petrol ve doğalgaz ve %17,63 ile temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları ürünlerinde gerçekleşti. Ocak ayında ÜFE’de düşüş gösteren grup olmadı.
Şubat ayına Rusya – Ukrayna gerginliği ile başlandı. Rusya Devlet Başkanı Putin’in ‘savaş istemediğini söylemesine rağmen Rusya’nun Ukrayna’ya askeri operasyonlar başlattığı açıklandı. Operasyon ardından bir çok ülke Rusya’ya kınama mesajları gönderirken, yaptırım uygulama kararları da alındı. Son olarak Rusya’nın bazı bankalarına SWİFT yaptırımı uygulanması Rusya –
Ukrayna gerginliğinin gündemi daha çok meşgul edeceğine işaret ediyor. Çünkü Rusya tarafından geri adıma atılacağına dair bir işaret gelmedi. AB’nin bu aşamada daha temkinli olduğunu söylemek mümkün. Çünkü AB, doğalgaz ihtiyacının %32’sini Rusya’dan tedarik ediyor. Gelişmeler risk iştahını sertçe düşürürken, enerji fiyatlarını da sertçe artırdı. Ocak ayını 85 dolarlı seviyelerde geçiren Brent, an itibariyle 115 dolar seviyesinde. Rusya – Ukrayna gerilimi ile birlikte yükselen enerji fiyatları Rusya’nın işine yarasa da global ekonomik dengeleri bozuyor. Türkiye açısından bakacak olursak Petrol ve doğalgaz fiyatlarında mevcut seviyeler 2021 ortalamalarının da çok üzerinde. Kaba bir hesapla enerji fiyatlarında her %10’luk artış, Türkiye’nin enerji faturasını 5 milyar dolar artırıyor. Mevcut fiyatların kalıcı olması halinde %20, yani 10 milyar dolarlık bir artış gerçekleşebilir. Cari fazlaya yönelik yeni model oluşturan Türkiye açısından, Rusya – Ukrayna geriliminin siyası boyutu bir kenara bırakılırsak, ekonomik boyut olarak da baskı altında kalacak gibi görünüyor.
Rusya – Ukrayna geriliminin Türkiye enflasyonu da yukarı yönlü tetikleyeceğini düşünüyoruz. Tüm dünyanın sorunu haline gelen enflasyon, jeopolitik risklerin de eklenmesi ile uzun süre gündemde kalacak. Temel gıda ürünlerinin TÜFE sepeti içerisindeki payı ~%25 seviyesinde. Buğday ithalatının çoğunu Rusya ve Ukrayna’dan sağladığımızı düşünürsek global gıda fiyatlarındaki artış ve tedarik sorunu gıda fiyatlarını yukarı yönlü tetikleyebilir. Maliyetlere enerji fiyatlarındaki artışında birleşme olasılığı tedirginlikleri daha da artırmakta.
TCMB’nin 17 Mart’ta Para Politikası Kurulu toplantısında en önemli gündem maddelerinin Rusya – Ukrayna krizi, ticari kredi büyümesi, ekonomik aktivite, yüksek enflasyon ile bunlara ilişkin atılacak adımlar olmasını bekliyoruz. Son TCMB Toplantısında faizlerde değişikliğe gidilmedi. Şubat ayında yayımlanan PPK karar metnine bakıldığında Ocak ayındakine benzer mesajlar verildi.
Liralaşma ve dezenflasyon vurgularına devam edildi. Özellikle Aralık ayındaki metin baz alındığında 17 Mart’ta PPK’dan faiz değişikliği ön görmüyoruz. Mevcut piyasa dinamiklerine baktığımızda para politikasının tekrar yönlendirici bir unsur olarak öne çıkması ile ilgili hangi adımların atılacağı bu yılın ilk yarısında belli olacağını düşünüyoruz.
Son TCMB Toplantısında faizlerde değişikliğe gidilmedi. Şubat ayında yayımlanan PPK karar metnine bakıldığında Ocak ayındakine benzer mesajlar verildi. Liralaşma ve dezenflasyonist vurgusuna devam edildi. Özellikle Aralık ayındaki metin baz alındığında 17 Mart’ta PPK’dan faiz değişikliği ön görmüyoruz. Mevcut piyasa dinamiklerine baktığımızda para politikasının tekrar
yönlendirici bir unsur olarak öne çıkması ile ilgili hangi adımların atılacağı bu yılın ilk yarısında belli olacağını düşünüyoruz.
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
İnfo Yatırım