Genel
Reuters: Türkiye, Suriye’deki muhaliflerin çatışmasını durdurmak için asker gönderdi
Muhalif kaynaklar ve görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre Türkiye tankları ve zırhlı araçları dün, El Kaide kökenli Hayat Tahrir el Şam’ın (HTŞ) Ankara’nın desteklediği muhalif gruplardan aldığı Kafr Jana yakınlarındaki noktalara yerleştirildi...
Reuters’ın aktardığına göre Türkiye, Suriye Cumhurbaşkanı Başar Esad yönetimine karşı mücadele eden silahlı gruplar arasındaki çatışmaları bastırmak için Suriye’nin kuzey batısına asker konuşlandırdı.
Reuters’a konuşan muhalif kaynaklar ve görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre Türkiye tankları ve zırhlı araçları dün, El Kaide kökenli Hayat Tahrir el Şam’ın (HTŞ) Ankara’nın desteklediği muhalif gruplardan aldığı Kafr Jana yakınlarındaki noktalara yerleştirildi.
Geçen hafta bölgede çıkan çatışmaların ardından, cumartesi çatışmaları sonlandıracak anlaşmaya varılmış ancak bu anlaşma bir gün sürmüştü. Habere göre Türk ordusu ve güvenlik birimleri barış anlaşması koşullarının uygulanması için tarafları yeniden masaya döndürmeye çalışıyor.
Her iki tarafla de temaslarda bulunan eski bir muhalefet yetkilisi Waiel Olwan Reuters’a “Türkiye çatışmaları sonlandırmak, Tahrir el Şam’ın ilerlemesine son vermek ve tarafları barış anlaşması koşullarını uygulamak için masaya döndürmek için olaya müdahale etti” dedi.
Suriye’nin kuzeyinde HTŞ güç kazanıyor
Suriye’nin kuzey batısında muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde cihatçı militanlar ve nispeten milliyetçi gruplar arasında ideolojik farklılıklardan dolayı gerginlik artıyor.
Türkiye, HTŞ’nin isyancıların elinde bulunan bölgelerdeki kontrolünü artırmasından ve çatışmalardan kaçan 3 milyon Suriyeli’nin yaşadığı bölgeye Rusya’nın saldırı düzenlemesinin önünün açılmasından endişe duyuyor.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, yaklaşık bir hafta süren çatışmalarda 48 silahlı muhalif ve 10 sivilin hayatını kaybettiğini duyurdu. Gözlemevi, ölenlerden 28’inin El Kaide’nin eski Suriye kolu El Nusra Cephesi’nden kopan HTŞ örgütünün üyesi olduğunu belirtti.
DW Türkçe’nin aktardığına göre, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, HTŞ’nin muhalif gruplar arasındaki son iktidar mücadelesini ve bu kapsamdaki çatışmaları da bölgedeki nüfuzunu artırmak için kullandığını öne sürdü.
HTŞ’nin bu hamlesine Türkiye tarafından da ‘yeşil ışık yakıldığını’ iddia eden Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü Rami Abdulrahman, “Heyet Tahrir Şam, Türkiye’nin rızası olmadan bölgeye girmezdi” dedi.
AFP’ye konuşan Suraj el Din el Şami adlı bir muhalif sözcü de şunları öne sürdü: “Şu ana kadar Türkiye’den resmi ve açık bir duruş yok. Bu, onayladığını gösterebilir. Belki de Türkiye onaylamıyor ama oldubittiye getiriyor.”
Azez’e ilerliyor
Reuters’ın haberine göre bölge sakinleri HTŞ’nin Türkiye destekli muhaliflerin kurduğu yönetimin idari merkezi olan stratejik sınır kenti Azez’i ele geçirmeye çalışmasından endişe ediyor.
Reuters’a konuşan muhalifler, HTŞ’nin Azez kentine birkaç kilometre uzağına kadar ilerlediğini iddia etti.
HTŞ’yle çatışan koalisyondan üst düzey bir yetkili, Azez’in ele geçirilmesine yönelik olası saldırıları püskürtmek için kentin çevresindeki mevzilerini güçlendirdiklerini ifade etti.
ABD, HTŞ’nin ‘Halep vilayetinin kuzeyine doğru ilerleyişinden duyduğu endişeyi’ dile getirdi. ABD’nin Şam Büyükelçiliğinin Twitter hesabından yapılan açıklamada, “HTŞ güçleri bölgeden derhal çekilmeli” dendi.
Batılı istihbarat kaynakları ve muhalifler, HTŞ’nin uzun zamandır Suriye’nin kuzey bölgelerindeki ekonomik ve güvenlik rolünü İdlib’in ötesine taşımayı hedeflediğini belirtiyor.
Bu kaynaklara göre HTŞ lideri Ebu Muhammed el Culani şu an İdlib’de kamu hizmetlerini görece etkili şekilde gerçekleştiren sivil yönetimi diğer bölgelere doğru genişleterek El Kaide kökenli grubun militan imajını silmek istiyor.
El Culani, 2016 yılında El Nusra lideriyken El Kaide’yle bağlarını kopardığını duyurduktan sonra 2017’de bazı daha küçük Suriyeli muhalif grupları da dahil ederek Heyet Tahrir Şam’ı kurdu. Ancak hala Birleşmiş Milletler’in (BM) yaptırım listesinde yer alan HTŞ, Türkiye ve ABD dâhil birçok ülke tarafından da ‘terör örgütü’ olarak kabul ediliyor.