Devlet Bahçeli: TBMM’de bölücü istemiyoruz

Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Türkiye ne zaman yükselişe geçse kanlı bir cevap almaktadır.

Terörizmin hiçbir şekli masum değildir. Türkiye’nin üstesinden gelinmesi gereken sorunu bölücü terör sorunudur.

Bu melanetin hakkından gelmedikten sonra hayatın diğer alanlarında istikrar yakalamamız hayaldir. Zaman zaman kanatılan bu yara açık oldukça üzerine konmak için fırsat kollayanlar çıkacaktır.

Ekonomik güvenliğimizin sürekliliği, toplumsal huzurun sükuneti terörle mücadeleden alınacak kalıcı ve kesin sonuçlara bağlıdır. Bölücü teröristleri temizlemedikten sonra rahat bulamayız.

Milli bekamız, milli birliğimizi, milli güvenliğimiz buna bağlıdır. Şehit analarına, şehit babalarına vefa borcumuzu ödemek zorundayız.

Terör örgütleri muhasım çevrelerin çıkarına kullanılan kiralık katiller sürüsüdür. Terörün haklı gerekçesi asla olamaz.

TBMM’de bölücü istemiyoruz, terörist görmeye dayanamıyoruz. Biz terör örgütüne eleman devşiren sözde Kürdistan propagandası ile sabırlarımızı kevgire çevren HDP’nin Türk siyasi hayatında bir saniye yer almasına tahammül edemiyoruz.

Masumlara bomba ile saldıranlar, bununla itibar kazanacaklarını zannedenler şerefsiz kere şerefsizdir.

Türkiye Cumhuriyeti güçlüdür, hiçbir zalimin önünde diz çökmeyecektir.

Sınır ötesi operasyonlara tezkerelere karşı çıkan CHP’den HDP’sine kadar millet huzurunda sorumludur. Türk askerine kimyasal silah iftirası atan, PKK’lı Mustafa Karasu tarafında alkışlanan terör yandaşları ihanetlerinin bedelini ödemek durumundadır. Aziz vatanın suyu da ekmeği de haramdır. Düşmana asla merhamet edilmeyecektir.

HDP’nin sözde taziye mesajıyla altılı masanın mesajı arasında fark var mıdır? Katile katil diyememiştir. Zillet ittifakına sesleniyorum, korkmayın. Terörist Demirtaş’ı ‘Serbest bırakacağım’ diyen Kılıçdaroğlu’nun yumruğunu sıkması eşyanın tabiatına aykırıdır. HDP neyse CHP odur.

ABD’nin bakışıyla zillet ittifakının başı arasında fark gören var mıdır? Suriye ve Irak’taki terörist kamplarda eğitilip canlı ceset gibi Türkiye’ye sızdırılan teröristlere hedef listesi veren hiçbir ülke dost değildir, müttefik değildir. Terörizmle hesaplaşmak emperyalizmle hesaplaşmak demektir.

İstiklal Caddesi saldırısı tıpkı Gezi Parkı gibi, 6-8 Ekim olayları gibi güçlenen Türkiye’yi geriye düşürme tertibidir. Geleceğiniz varsa göreceğiniz de vardır.

O gördüğünüz yer gömüldüğünüz yer olacaktır. Ekonomimizi hedef alıyorlar, bin yıllık kardeşliğimizi, iç barışımızı hedef alıyorlar.

ABD menşeli gazetenin her yıl on binlerce turistin ziyaret ettiği caddenin bombalanmasını servis etmesi kirli bir kampanyadır. En işlek caddenin seçilmesi tesadüf değildir. Bu kanlı saldırının maksadı Türkiye’nin imajını ve 2023 vizyonunu baltalamaktır.

Bu saldırıyı iktidarın yaptırdığını söyleyenler sadece namussuz değil, casuslardır. Bu sapık iftirayı diline dolayanların Türkiye diye bir ülkesi olamaz. Bunlar hakkında teröristler için hangi muamele yapılıyorsa aynısı yapılmalıdır.

Enerji krizi, yüksek enflasyon, hayat pahalılığı Avrupa ülkelerini sallamaktadır. Fransa, Almanya, Birleşik Krallık toplumsal protestolara sahne olmaktadır. Ekonomik büyüme tahminleri yüzde 0,3’e çekilmiştir. Resesyon beklentileri ivme kazanmaktadır.

Yunanistan’ın Türkiye’ye yönelik tehditvari siyasetinde azalma yoktur. Yunanistan’ın karasularını 6 milin üzerine çıkarması savaş uyarısıdır. Hele bir 6 milin üzerine çıkarsınlar da görelim.

Bu gerilim ortamında Semerkand’da düzenlenen Türk Devletleri Toplantısı hepimizi umutlandıran gelişmelere sahne olmuştur. Cezayir’deki Arap Birliği Toplantısı hezimetle sonuçlanırken Türk devletleri parlamıştır.