Dünya Ekonomisi
Gazprom: Polonya ve Bulgaristan’a gaz tedariki durdu
Rus enerji devi Gazprom, Polonya ve Bulgaristan’a, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali konusunda Batı ile arasındaki daha geniş anlaşmazlığın artmasıyla birlikte Çarşamba…
Rus enerji devi Gazprom, Polonya ve Bulgaristan’a, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali konusunda Batı ile arasındaki daha geniş anlaşmazlığın artmasıyla birlikte Çarşamba gününden itibaren gaz tedarikini durduracağını söyledi. Avrupa’nın, çoğu boru hattıyla taşınan doğal gazının yaklaşık %40’ı için Rusya’ya bağımlı olduğunu not düşelim. Kararın arkasında, Ruble ödeme talebinin de reddedilmesi neden olarak gösterildi.
Rusya’nın gaz akışını kestiğine ilişkin haber ardından küresel piyasalarda görünüm dün oldukça sevimsizleşti. Gaz sevkiyatının duracağı haberi ile Avrupa gaz vadelileri ve Brent petrol %3’e yakın artışla günü tamamlarken, bir önceki gün Twitter haberleri ile yeşillere bürünen hisse senedi endeksleri yeniden %3-4 civarında oldukça sert bir satış baskısına boyun eğdi.
Elbette olumsuz havanın arkasında sadece gaz sevkiyatının kesileceği haberinin de yattığını düşünmemek gerekiyor. Örneğin Nasdaq, dün %4 düşüş kaydederek, yatırımcıların yavaşlayan küresel büyüme ve daha agresif bir FED konusunda endişe duymasıyla son 14 ayın en düşük seviyesinden kapandı. Teknoloji hisselerinde yaşanan sert düşüşte, teknoloji şirketlerinin açıkladığı bilançoların da yatırımcıları tatmin etmediğinin altını çizmek gerekiyor.
Örneğin, Google’ın ana şirketi Alphabet, artan küresel ekonomik yavaşlamanın gölgesinde, en büyük gelir kalemleri olan YouTube’ın reklam geliri (reklam verenlerin harcamalarını kısması) Wall Street’in üç aylık tahminlerinin altında kaldı. General Electric, Çin’deki COVID-19 pandemisine bağlı yeni sokağa çıkma kısıtlamalarının yanı sıra Ukrayna’daki savaşın tedarik zinciri aksamalarını ve enflasyonist baskıyı artırdığını, tüm yıl kar görünümünü riske attığını ve hisselerinde bir satışa yol açtığını söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Salı günü nükleer savaş riskinin yüksek olduğunu belirtti. Müzakerelerden sonuç almayı umuduna karşı, savaş her geçen gün hiç bitmeyecek bir duruma doğru maalesef evriliyor. ABD ve müttefikleri, Ukrayna’ya daha fazla ağır silah gönderme sözü vererek Moskova’nın Kiev’e verdikleri desteğin nükleer savaşa yol açabileceği tehdidini pek de kâale almadığını görüyoruz.
Jeopolitik risklerin tavan yaptığı bir dönemde, durgunluk emareleri gösteren veri ve beklentilere rağmen, yüksek enflasyonla mücadele etmek adına daha sıkı bir para politikasına doğru yürüyen küresel merkez bankaları, ister istemez dünyayı da stagflasyona sürüklerken, güvenli limanlara olan talebin de artmasına neden oluyor.
Çin’de büyümenin yavaşlayacağına dair endişeler ve FED’in agresif bir şekilde faiz oranlarını artıracağı beklentisi dolar talebini artırdı. Doların piyasa kuru olan DXY, 102,40 seviyesine kadar yükselerek son 2 yılın yeni zirvesini görürken, doların piyasa faizi olan 10 yıllık tahviller güvenli liman alımlarının eşliğinde dün %2,70 seviyesine kadar geriledi.
Okurlarımız, EURUSD paritesinde 1,08 seviyesindeki kritik defans hattının daha fazla savunulmayacağını ve riskleri aşağı yönlü gördüğümüzü ve bu bağlamda 1,0635 seviyesini ön plana çıkardığımız hatırlayacaklardır. Teknik mânâda, daha da aşağıda 2016 sonunda test edilen 1,0350 seviyesinin bulunduğunu not edelim.
Sterlin cephesinde de durum pek de farklı değil. GBPUSD paritesi 1,2830 seviyesinde teknik bölgeyi aşağı yönlü geçerek direkt olarak soluğu son 2 yılın dibinde aldı. Teknik bir bakış açısıyla, Sterlin cephesinde 1,25 seviyelerinin diplerinin kademeli alım için kollanabileceğini düşünmeye başladık.
Yatırımcılar, Japon Merkez Bankası’nın geçen hafta dolar karşısında 20 yılın en düşük seviyesini (129,40) gören para birimini istikrara kavuşturmak için harekete geçebileceği yönündeki spekülasyonları ile Japon Yen’i dün dolar karşısında 127 seviyelerinin diplerine kadar gerileyerek toparlanma kaydetti.
Havanın bu kadar karamsar olduğu dünkü günde, son dönemde enflasyona karşı alımlarım eşliğinde soluksuz bir şekilde yükselen BİST100 ana endeksi, Cuma günü kaydettiği sert düşüş ardından dün de herhangi bir habere bağlı olmaksızın günü %2,5 düşüşle tamamladı. Teknik mânâda, borsanın yukarı yönlü hareketinde ivme kaybı seziyor ve mevcut tablonun daha fazla bir yükselişi desteklemediği düşünüyoruz. Kâr satışlarına, özellikle de haftalık anlamda 2,450 endeks seviyesinin altında kapanışa azami dikkat etmek gerekiyor.
Türkiye cephesinde Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rus mevkidaşı Putin ile görüştü. Hazine ve Maliye Bakanı Nebati turizm hedefinde bir sorun yaşanmayacağını ve hedeflenen 35 milyar dolar gelir hedefinin aşılacağına inandığını söyledi. USDTRY kurunda ise, geçen hafta dikkat çektiğimiz üzere, 14,67 seviyesinin üzerinde başlayan teknik ve yukarı yönlü hareket 14,80 seviyesinin hemen üzerine kadar dün itibarıyla geldi. Daha da yukarıda, 14,95 seviyesinin test edilmesini teknik anlamda mümkün görüyoruz.
Elon Musk’ın Twitter’ı 44 milyar dolar karşılığında alma konusunda anlaşmaya varması ardından bedelin finansmanı için 21 milyar dolarlık özsermaye katkısı gerektiği; bunun için de hisse satmak zorunda kalabileceğine dair yatırımcı endişeleri, Tesla’nın dün günü %12 düşüşle (126 milyar dolar!) tamamlamasına neden oldu. Aslında Nasdaq’ın dün kaydettiği sert düşüşün arkasında, dün EV (elektrikli araçların) da sert düşüşünün (Tesla, Lucid, Rivin auto) büyük payı olduğunu not etmeliyiz.
Yeni gün başlangıcında, Avustralya tüketici fiyatları, benzin, konut inşaatı ve gıda maliyetlerinin artması ve spekülasyon faiz oranlarının önümüzdeki hafta yükselebileceği ile son çeyrekte yirmi yılın en hızlı yıllık artışını gerçekleştirdi.
Küresel ekonomiyle ilgili artan korkular, yatırımcıları ABD doları ve devlet tahvilleri gibi güvenli limanlar lehine daha riskli varlıkları terk etmeye zorlarken, küresel hisse senedi satışları Çarşamba günü Asya’ya yayıldı. Sabahın erken saatlerinde bültenimizi yazarken, gösterge endeks Tokyo borsası ve Tayvan borsasının %2 düşüşle başı çektiğinin görüyoruz. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise dünkü sert düşüşten sonra tepki alımları görüyoruz.
ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin psikolojik %3 seviyesinden bir nebze de olsun gerilemesi ile, altının ons fiyatı 1,900 dolar seviyelerinde daha yatay bir seyir izlerken, olumsuz havanın ağırlığı Bitcoin üzerinde de baskı kurdu. Mali piyasaların gündeminde bugün içeride önemli bir veri görünmüyor. Dışarıda ise, ABD’de bekleyen konut satışları ve ABD’de şirket finansalları takip edilebilir. ECB Başkanı Lagarde’nin konuşması önem arz edebilir.
iktisabank.com