Sosyal Medya

Genel

TÜSİAD Başkanı: “Ücret zammı görevimiz”

Türkiye'nin büyük sanayi ve ticaret gruplarının oluşturduğu TÜSİAD, dönem dönem genel gidişata ilişkin kapsamlı değerlendirmeler yapıyor. Bu değerlendirmeler TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantılarında TÜSİAD ve TÜSİAD YİK Başkanları tarafından dillendiriliyor. Dün Sabancı Center'da düzenlenen toplantıda da iş dünyasının görüşleri kamuoyu ile paylaşıldı...

TÜSİAD Başkanı: “Ücret zammı görevimiz”

TÜSİAD YİK kokteylinde sohbet ettiğimiz TÜSİAD Başkanı Turan’a ‘İş dünyası fedakarlık edip ara maaş zammı yapmalı” dediğimizde, “Yapıyoruz. Bu fedakarlık değil görevimiz.’ yanıtını verdi. TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan da, YİK toplantısında işçi ücretlerinin milli gelirdeki azalan payına dikkat çekti.

Türkiye’nin büyük sanayi ve ticaret gruplarının oluşturduğu TÜSİAD, dönem dönem genel gidişata ilişkin kapsamlı değerlendirmeler yapıyor. Bu değerlendirmeler TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantılarında TÜSİAD ve TÜSİAD YİK Başkanları tarafından dillendiriliyor. Dün Sabancı Center’da düzenlenen toplantıda da iş dünyasının görüşleri kamuoyu ile paylaşıldı. Bir gün önce ise geleneksel hale gelen TÜSİAD YİK kokteyli yine başkanların ev sahipliğinde Rahmi Koç Müzesi’nde düzenlendi. Kokteylde birçok üye ve profesyonel kadro ile sohbet etme fırsatımız oldu. Gecenin sonuna doğru İstanbul Sanayi Odası’nın 70. Yıl Galası’na katılmak üzere kokteylden ayrılmadan önce TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ile kısa bir sohbet etme fırsatı bulduk. Turan’a daha önce yaptığı asgari ücrette artış açıklamasını hatırlatarak, “İş dünyasının kazancından feragat ederek bu enflasyonist dönemde ara maaş zamları yapması gerektiğini” ifade ettik. Görüşümüze katıldığını belirten Turan, “Yapıyoruz. Bu fedakarlık değil görevimiz.” diye konuştu.

GELİRDEKİ ERİME NASIL DÜZELTİLECEK?

TÜSİAD Başkanı Turan dünkü YİK toplantısındaki konuşmasında da ücretliler kesimine işaret ederek, “İzlenen ekonomi politikalarının yarattığı koşullarda gelirler hızla eriyor. Özellikle sabit gelirliler enflasyon baskısını en derinden hissediyor. Kentli, eğitimli orta sınıfların gelirleri de erozyona uğruyor. Unutmayalım ki, orta sınıfı güçlü olmayan bir ülkede demokrasi zayıflar. Eşitsiz gelir dağılımı demokratik sisteme yönelik inancı zedeler.” mesajı verdi.

Aynı toplantıda TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan da, “Devlet ve piyasa arasındaki denge, gelir dağılımı açısından büyük önem taşıyor. Piyasa mekanizmasının çözemediği gelir adaletsizliği sorunu dünyada sağ popülist dalganın yükselmesi, mülteci akını, yetersiz refah artışı, orta sınıfın erimesi gibi sorunlarla iç içe geçti. Enflasyonun yükselme eğilimine girmesi gelir adaletsizliğini daha da bozacak. Gelir dağılımının iyileştirilmesi için kapsamlı ve sonuç alıcı bir politikaya ihtiyaç var. Enflasyon halkın satın alma gücünü eritiyor. Ücretlerin toplam gelir içindeki payı geriliyor. Kendi hesabına çalışanların ve ücretlilerin gelirlerindeki gerilemenin nasıl düzeltileceği toplumsal barış açısından sorulması ve cevaplandırılması gereken diğer bir soru.” mesajlarını verdi.

‘SORUN SADECE PARA POLİTİKASI DEĞİL’

TÜSİAD Başkanı Turan’ın konuşmasından not ettiğimiz kısımlar şöyle oldu:

* Geride bıraktığımız 14 yılın genişlemeci para politikası dönemi kapanıyor.

* Rekabetçi kur, yüksek ihracat ve cari fazla mantığıyla kurgulanan ama günümüz kalkınma anlayışı ve pratiğiyle yeterince örtüşmeyen politikalar kalkınma açısından istenilen sonuçları vermiyor.

* Büyüme, kalkınma için tek başına yeterli olmuyor, hatta maalesef fakirleşerek büyüyorsunuz.

* Artık ucuz TL ve ucuz iş gücü ile ihracatta rekabet avantajı kazanma devri, yerini yüksek nitelikli işgücüyle ve teknolojiyle yüksek katma değer yaratmaya bıraktı.

* Enflasyonla mücadelede tüm dünya faizleri artırarak frene basmayı tercih ederken biz uzun süredir hem kurun yükselmesine ve hesap yapılamamasına yol açan hem de tasarruf sahiplerini cezalandıran bir para politikası izliyoruz.

* Sorunlarımız yalnızca para politikasıyla, dizginlenemeyen enflasyonla sınırlı değil. Derin bir enerji krizinin de içindeyiz ve enerjide dışarıdaki fiyat artışları cari açığımızı artırırken, içeride özellikle sanayiye uygulanan rayiçler üretimi ve ihracatımızı olumsuz etkiliyor.

HEM İKTİDARA HEM MUHALEFETE ORTAK MESAJ

TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan’ın konuşmasında dikkatimizi çeken kısımlar ise şöyle oldu:

İktidardan ve muhalefetten yeni dönem için net ve somut yol haritaları bekliyoruz.

Beklentimiz eski ezberlerin tekrar edilmesi değil.

Türkiye’nin gıda fiyatlarındaki artışı önlemek ve tarım ve gıdadaki muazzam potansiyelini hayata geçirmek için yeni bir tarım politikasına ihtiyacı var.

Ekonomideki en büyük öncelik enflasyonun kontrolden çıkmasını önlemek ve ardından kalıcı bir düşüş sağlamak olmalı.

Ekonomik sorunlar sık sık değiştirilen düzenlemelerle çözülmez.

Serbest piyasa modeli demeyi sürdürmemize rağmen son dönemde piyasa müdahaleleri çok yoğunlaştı.

Devlet ve piyasa arasındaki denge, gelir dağılımı açısından büyük önem taşıyor.

Salgınlar, savaşlar, çevre, ekonomik krizler derken şimdi bir de gıda krizi ile karşı karşıyayız.

Türkiye’nin ihracat hamlesini sürdürebilmek ve cari açığı azaltmak için mutlaka üretim yapısını ve dış ilişkilerini küresel ticaretteki değişimlere göre şekillendirmesini gerektiriyor.

Fiyat istikrarı çok iyi bir planlamayla, kıt kaynakları istihdam yaratan, ihracat şansı olan sektörlerde değerlendirerek, israfı önleyerek, yatırımları verimlilik artışı sağlayacak projelere yönlendirerek, kamu açığını sınırlayarak, tasarrufu teşvik ederek, cari açığı daraltarak, TL üzerindeki baskıyı azaltarak, ülke risk primini düşürerek sağlanır.

Bundan sonra kaynak planlamasında dijital altyapı, sanayi ve tarımda katma değeri artırma ve yeni teknoloji alanlarının gelişimi hedeflenmeli.

İki bloklu bir küreselleşme dönemine girilirse dünya ekonomisi yeniden şekillenecek.

Hangi ticaret bloku içinde yer alacağımız, neyi nasıl üreteceğimiz daha da önemli hale gelecek.

Batı ittifakındaki konsolidasyon, sağ popülist dalgadaki erime, otoriter rejimlerdeki güç kaybı, tedarik zincirlerinin ortak değerleri paylaşan ülkelere kaydırılması gibi yönelimler karşısında tercihlerimizi netleştirmeliyiz.

Dünyadaki fonların daha yüksek getiri sunan ülkelere kayması Türkiye’nin finansman ihtiyacını zorlaştırıyor.

 

RECEP ERÇİN

aydınlık.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler