Genel
Recep Erçin: Faizi indirdik ama faizleri indiremedik
Merkez Bankası aralık ayı itibarıyla politika faizini yüzde 14’e çekmiş olsa da bankaların kredi faizlerini aşağı çekemediği görülüyor. Merkez Bankası…
Merkez Bankası aralık ayı itibarıyla politika faizini yüzde 14’e çekmiş olsa da bankaların kredi faizlerini aşağı çekemediği görülüyor. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre ortalama ticari kredi faizleri 31 Aralık haftasında yüzde 24.37 olarak kaydedildi. Tüketici kredi faizleri ortalaması ise yüzde 26.14 olarak hesaplandı. İhtiyaç kredi faizlerinin yüzde 29’u aştığı gözlenirken iş dünyasından gelen bilgiler kredi türüne göre ticari tarafta yüzde 30’ları aşan oranların gündeme geldiği yönünde. Özellikle yılın son haftasındaki hesap kapamalar nedeniyle TL varlığa ihtiyaç duyan bazı bankaların mevduata yüzde 26’ya kadar faiz verdiği de not edildi. Merkez Bankası verilerine göre ise mevduat faizleri ortalamaları yüzde 19.06 ile yüzde 20.58 arasında değişiyor.
ORANLAR 4-6 PUAN ARTTI
Mevduat faizi tarafındaki kırılmanın 17 Aralık’ta, ticari krediler tarafında ise 26 Kasım haftasında yaşandığı gözleniyor. 26 Kasım haftasında yüzde 18’lerde seyreden ticari kredi faizleri aralık ayı donunda 6 puan yukarıda seyretti. Mevduat cephesinde de yüzde 14-16 bandında olan faizlerin yine 4-5 puan yukarı olduğunu görüyoruz. Merkez Bankası faiz indirimlerine eylül ayında başladı. O tarihten bugüne faiz aşağı indikçe dövize kayış ve TL’nin değerinde sert düşüşler gözlemledik. Ancak kasım sonundan başlayarak aralık ortasına kadar devam eden süreçte faiz dengelerini bozan hadiselerin yaşandığını görüyoruz. Çünkü ekim başında yüzde 21 olan ticari kredi faizleri faiz indirim sürecinde yüzde 19’un altına inmiş, yüzde 19’a yakın seyreden mevduat faizleri de yüzde 16’ların altına kadar çekilmişti. Hızlı kur artışları bankaların TL kredi/mevduat makasının açılmasına neden olurken son haftalarda enflasyonun da patlaması yüzünden mevduat sahiplerinin TL’den dövize geçişini Merkez Bankası verilerinden gözlemledik.
KOBİ’LER KREDİ İSTİYOR
Eylül ayında yüzde 18’in biraz altında seyreden piyasada işlem gören 2 yıllık devlet tahvilinin faizi şu günlerde yüzde 24.40 seviyesinde. 10 yıllık devlet tahvilinin faizi de yüzde 25’e dayanmış durumda. Merkez Bankası haftalık repo ihaleleri ile yüzde 14’ten bankaları fonluyor. Fakat Merkez’in fonlama faizinin 5 puan üzerinde seyreden mevduat, 10 puan üzerinde seyreden kredi faizleri göz önüne alındığında aktarım mekanizmasının etkisizleştiği ortada. Politika faizi indirimlerine enflasyon eşlik edene dek kredi faizlerinin yüksek kalacağını tahmin edebiliriz.
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, Merkez Bankası’nın faiz indiriminin kredilerde beklenilen düşüşü sağlamadığı için KOBİ’lerin kredi alamadığını belirtti. Özgenç yaptığı yazılı açıklamada, “Faiz oranlarının düşmesinden dolayı bankaların küçük ve büyük işletmelere düşük faizli kredi vermeleri sağlanmalı.” dedi.
KGF’YE DE İPOTEK İSTİYORLAR
Hükümetin ise yeni bir Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli mekanizmayı devreye alması bekleniyor. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin iş dünyası temsilcileri ile yaptığı görüşmelerde konunun gündeme geldiği katılımcılar tarafından bildirildi. Bunun yanında bazı özel bankaların salgının kapanma dönemlerinde zorda kaldığı için kredi taksit ödemelerini yapamayarak ilave yapılandırma alan şirketlerin neredeyse bütün gayrimenkullerini ipoteklediği yönünde şikayetler de geliyor. Şirketler konuyu Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) da şikayet olarak bildiriyorlar. Bazı bankaların KGF garantisi olduğu ve sonradan herhangi bir temerrüt olmadığı halde kredi borcunun kat kat üzerinde teminat alması, “yağmurlu günde şemsiye açan” banka yöneticilerince de eleştirilen bir konu hale geldi. İpoteklerin bu derece geniş tutulması şirketlerin ilave kredi ihtiyaçlarını temin edememelerine sebebiyet veriyor.
ŞİKAYETLER ARTACAĞA BENZER
Bankalardan kredi talep eden iş dünyası kesiminin önemli bir kısmı aynı zamanda mudi konumunda. Mudiler tasarruflarına yüksek faiz daha doğrusu enflasyona ezdirilmeyecek seviyede getiri istediği için de bankaların kaynak maliyetleri artıyor. Haliyle kredi müşterisi tarafındaki oranların ana belirleyicisi mevduatlar. Yukarıda da dikkat çektiğimiz üzere mevduat tarafında açık oluşunca döviz tarafından buraya kaynak aktarımı söz konusu. Mevduatlarda dolarizasyon ne kadar hızlanırsa kredi maliyetlerinin de o derece hızla artması şaşırtıcı değil. Yılın son meclis toplantısında sohbet ettiğimiz bir İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Üyesi de, yeni bir yatırım için yakın zamanda anlaşma sağladıklarını, satın almaya Rekabet Kurulu’nun onay da verdiği ancak piyasalardaki durum yüzünden çalıştığı bankanın istediği tutarda zorluklar çıkardığını, yıllarca çalıştığı bankayı bu yüzden bıraktığını tarafımıza iletti. Yeni bir KGF desteği çıkana kadar ağırlıklı ihracata çalışan firmaların finansman sorunlarının artacağı gelen şikayetlerden anlaşılıyor.
Yazarın izniyle kaynağından yeniden yayınlandı
Erol Taşdelen: Bankalarda yüzde 25 ihracat bedeli kaosu!
Ekonomistlerden ‘TCMB faizi sabit tutacak’ beklentisi…
Döviz mevduatından dönüşüm oranı yüzde 3