Sosyal Medya

Genel

Murat Şenol: ZENGİNLİK, GELİR EŞİTSİZLİKLERİ VE MUTLULUK ARASINDAKİ İLİŞKİ

Hazine ve Maliye Bakanı, Nureddin Nebati, bu hafta içinde yaptığı açıklamada üretim istihdam ve yatırımı önceleyen adımlar attıklarını ifade etmiştir.…

Murat Şenol: ZENGİNLİK, GELİR EŞİTSİZLİKLERİ VE MUTLULUK ARASINDAKİ İLİŞKİ

Hazine ve Maliye Bakanı, Nureddin Nebati, bu hafta içinde yaptığı açıklamada üretim istihdam ve yatırımı önceleyen adımlar attıklarını ifade etmiştir. Ancak ekonomi 8 çeyrektir büyümesine rağmen dış ticaret açığı iki katına çıkarak, döviz ihtiyacı daha da artırmış, Türk Lirası yabancı paralar karşısında iki katı erimiş, Enflasyon asgari 5-6 katına çıkmış, yükselen enflasyonun hayat pahalılığını artırması ve artan şirket, banka karları ve de Kur Korumalı Mevduat  sonucu bozulan gelir dağılımı; başta gençler olmak üzere toplumun büyük bir  kesimimde geleceğe ilişkin  karamsarlık, umutsuzluk ve  endişeyi artırmıştır.

Şirketlerin karları uçarken, borsa hızla yükselmiş ve Sn. Nurettin Nebati, yerli ve yabancı yatırımcıların, şirketlerin bilanço, sermaye yapıları ve karlıklarını görerek sermaye piyasalarında her geçen gün daha çok yatırım yaptıklarını söylemiştir. Elbette Türkiyenin bu Yeni Ekonomi Modelinde (deneyinde) çok para kazananlar var ve onlar yatırım yapmaya devam etmekteler. Ayrıca Sn. Nebati ekonomi politikalarının hedefinin, sadece büyüme olmadığını, temel amaçlarının ekonomik büyümenin yaratacağı refahı toplumun tüm kesimlerine yaymak olduğunu belirtmektedir.

Bu açıklamanın sebebi; İktidarın ve Bakanın kendileri de ekonomideki büyümenin sadece sınırlı bir kesime yansıdığını, geniş halk kesimlerinin her geçen gün enflasyon karşısında ezildiğini ve gelir dağılımının daha da kötüye gittiğini, toplumun büyük bir bölümünün mutsuz olduğunu ve bu durumun önümüzdeki seçimlerde kendilerini de zorlayacağını farkında olmalarıdır.

Yakın zamanda Credit Suisse’nin 150 ülke arasında yapmış olduğu World Happiness Report’a ( Dünya Mutluluk Raporu) göre dünyada kendilerini en mutlu hisseden insanlar,  genelde yetişkin kişi başı zenginliğin yüksek olduğu İskandinav ülkelerinde yaşamaktadırlar. Tabloda yetişkin kişi başı zenginliğin yüksekliği ve coğrafi konum göze çarpmaktadır. Bazı araştırmaların söylediği gibi kuzey ülkeleri zengin ama mutsuz değil, hem zengin hemde mutlular.

Bu rapora göre Türkiye sıralamada 112. sırada olup mutluluk skoru da 4.7’dir. Nepal 81, Libya 86, Bangladeş 87, Kongo 100, Senegal 101, Kamerun 106, Gana 107, Irak 108, Venezuella 109, İran 110 ve Gine 111. sırada olup mutluluk skorları ülkemizden daha iyi durumdadır. Zenginlik ve mutluluk arasında birebir ilişki olmamakla birlikte genel olarak zengin ülkelerdeki insanlar daha mutlu, fakir ülkelerde yaşayan insanlar ise kendilerini daha mutsuz hissetmektedirler. Latin Amerika ülkeleri zenginliklerine göre mutluluk katsayıları daha yüksek iken,  Orta Doğu ülkeleri ise zenginliklerine göre, göreceli kendilerini daha mutsuz hissetmektedirler.

Mutluluğu etkileyen bir başka faktör de ülke içi gelir dağılımı ve eşitsizliklerdir. Gelir dağılımı iyi ve eşitsizliklerin daha az olduğu ülkelerde kişi başı zenginlik düşük olsa bile mutluluk katsayısı göreceli olarak daha yüksek olabilmektedir. Öte yandan kişi başı zenginlik yüksek olsa bile, gelir dağılımının kötü olduğu ülkelerde  ise mutluluk endeksi daha düşük olabilmektedir.

Bir ülkenin kişi başı gelirinin yüksek olması gelirin adil dağıtılması demek değildir. Neticede toplam milli gelir kişi sayısına bölünmekte oysa ülkedeki küçük bir azınlık zenginlik içinde yaşarken, toplumun büyük bir bölümü yoksulluk içinde yaşayabilmektedir. Milli geliri yüksek, gelir dağılımı bozuk ülkelerde, kişi başı gelir gelir yüksek olsa bile o ülkenin geniş halk kesimleri kendilerini mutlu hissedemiyor.

Ülkemizdeki Yeni Ekonomik Modelde (Deney) sürekli ve yüksek oranda büyüme sağlarken,  adil olmayan gelir dağılımı ve toplumdaki eşitsizlikler toplumun büyük bölümünü mutsuz ederken gelecek ile ilgili kaygı ve endişe düzeyini de artırmaktadır.

Ülkemizi gelecekte daha iyi noktalara getirecek GENÇ ve EĞİTİMLİ insanlar yurtdışına gitmekte ya da gitme imkanları araştırmakta. Bu ülkemiz için maalesef gelecek bakımından çok olumsuz bir durum.

Esasında eşitsizliklere  muhatap olan kesimlerin istediği düşük faizli kredi, borçlarının ertelenmesi ya da silinmesi değil, gelirlerinin artırılması, ekonomik büyümeden faydalanan kesimlerin vergilerinin artırılarak, bu vergiler sayesinde, sosyal politikalarla kamu hizmetlerinin ucuzlatılması, daha adil bir gelir dağılımıdır. Büyümenin olduğu ama hakça dağıtımın olmadığı ülkelerde zaman içinde çeşitli sosyal ve siyasal olayların yaratacağı sorunlar büyümenin sürdürülebilir olmasına da engel olacaktır. Keza yatırımlar için sermaye birikimi sağlansa da bizim gibi iç talep ağırlıklı büyüyen ekonomilerde azalan bireysel gelir ülkede iç talebi düşürerek büyümeye engel olacaktır. Geçmiş yıllarda olduğu gibi iç  talebi canlı tutmak için banka kredilerinin verilmesi de uzun vadede sorunlar yaratacaktır. Geriye sadece ihracata dayalı büyüme bir çıkış gibi görünmekle birlikte son yıllarda ülkemizde  gelir dağılımın düzeltilmesine gerek görülmeksizin bu yönde politikalar izlenmektedir. Bozulan gelir dağılımı, TL’nin değersizleştirilmesi,  ihracata dayalı hızlı büyüme, yüksek enflasyon ve büyüyen dış ticaret açığı. Bu politikaların siyasal sonuçları olacağından iktidarda,  artık bu modelin gelir dağılımını daha da kötüye götürmemesi için seçim öncesi gelir dağılımından olumsuz etkilenen kesimler lehine bir takım gayretler içinde olacaktır.

Murat ŞENOL – Ekonomist     www.bankavitrini.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler