Çetin Ünsalan: Kiracıyı bırakıp vergi peşine düştük
27 Mayıs 2022
Türkiye’de alım gücü yüksek olmayan, standartlarda yaşayan, normal ve ortalama diye nitelendirilebilecek vatandaş barınma problemine doğru adım adım koşarken, öyle gelişmeler oluyor ki olaya üzülmeyi bırakıp, yaklaşıma yanıyorsunuz.
Önce ev fiyatlarındaki anormal yükseliş geldi. Israrla görülmek istenmedi. Hatta raf raf dolaşıp etiket üzerinden fırsatçı aranmak akla geldi de, bitmiş ve satılmayı bekleyen konutların işletme giderleri dışında maliyeti olmamasına rağmen fiyatının yüzde 100 ve katları ölçüsünde arttığı yok sayıldı.
Sonra asıl mesele gündeme geldi. Fahiş fiyat uygulaması kiralara yansıdı. Anormal yükselen kiralar, mevcut kiracıları da etkiler hale geldi. Ya ev sahiplerinin baskılarıyla karşı karşıya kaldılar ya da evden çıkmaları adına zorlandılar.
Nihayetinde bardak taşınca konu ekonomi yönetimi nezdinde de dillendirilmek zorunda kalındı. Üç bakanlık Adalet Bakanlığı’nı da aralarına alıp toplantı yaptılar. 10 gün içinde de bir formül açıklanacağı duyuruldu.
Ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum bombayı patlattı. Her vatandaş hukuka başvurarak hakkını arama olanağına sahipmiş. Bu açıklama ne demek biliyor musunuz? Sonuç alınabilecek hiçbir şey yapılmayacak.
Tam bunun şoku yaşanırken Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hamlesi geldi. O da yükselen kira bedellerini esas alarak rayiç / vergi ilişkisine odaklandı. Bu konuda inceleme başlatacağını ve vergi kaçağını önlemenin formülünü bulduğunu anlatmaya kalktı.
Ama halen yüksek ev ve kira fiyatları ile ilgili vatandaşın ne yaşadığı gündemde yok. O isterse mahkemeye başvurup hakkını arayabilirmiş. Bunu yapabileceğini vatandaş zaten biliyor. Lakin öyle düzenlemeler yapıldı ve harçlar dava başından isteniyor ki, zaten ödeyeceği harç parası farkıyla bir yıl daha o evde oturur.
Bakan Kurum, halen fahiş bir fiyat uygulaması varsa, vatandaşın bunu Bakanlığa bildirilmesi çağrısında bulunuyor. Oysa herkes her şeyi görüyor; Bakan mı göremiyor? Günün sonunda Hazine vergisinin, Şehircilik müteahhidini kırmamanın telaşına girmiş lakin asıl mağduru herkes unutmuş bir tablo ortaya çıktı.
Bir de stoktaki konutların tükendiğinden bahsediyorlar. Bu ne kadar doğru bilmiyorum ama şayet hakikat ise düşük faizle satılamayan tüm evleri kamu bankaları üzerinden vatandaş olarak devraldık, parasını ödedik ama sahibi olamadık sonucu çıkar.
Ayrıca bu sektör niye finanse edildi? Gerekçe tekrar inşaatlara başlanacağı, bunun da ekonomiye dinamizm katacağı yönündeydi. İyi de bu destekleri alanlar, eldeki stokları artık kime kaça sattılarsa belli olmayanlar üç aydır çivi çakmıyor? Bunu ne yapacağız?
Sonuç mu? Milyon dolarlara ev alanlara paranın kaynağı sorulmuyor. Fahiş fiyatlara ev satanlar, manav kadar fırsatçı görülmüyor. Tüm kaynaklar aktarılsa da depreme güvenli ev ihtiyacı karşılanmıyor ve kiradan beli bükülen ya da kirasını ödeyemeyen de Bakan’a durumu şikayet edip, harç parasını toplayıp, mahkemeye başvuruyor. Ne güzel memleket değil mi?
REIDIN Emlak Endeks Raporu’nu yayınladı
Perakendeciler AVM sahiplerine karşı: Kiralarda keyfi artışlar var
Erol Taşdelen: Belirsizlik Ticari Kredi faizlerini yüzde 40’lar üzerine taşıdı