Sosyal Medya

Ekonomi

Yağız Kutay Işık yazdı: “Dünya Bankası Gözünden Türkiye”

Dünya Bankası (DB) Türkiye Ekonomik İzleme Raporu’nun 6. serisi olan “Şubat 2022, Akıntıya Karşı Kürek Çekmek” adlı raporu geçtiğimiz günlerde…

Yağız Kutay Işık yazdı: “Dünya Bankası Gözünden Türkiye”

Dünya Bankası (DB) Türkiye Ekonomik İzleme Raporu’nun 6. serisi olan “Şubat 2022, Akıntıya Karşı Kürek Çekmek” adlı raporu geçtiğimiz günlerde yayımladı. Türkiye ekonomisinin röntgeni çekildi. Gerekli ilaçlar ve takviye gıdaların yer aldığı reçete toplam 132 sayfa. Satır başlarıyla açılış yapalım:

 

  • Para politikası: Sıkılaşmalı
  • Enflasyon beklentisi: Dizginlenmeli, aksi halde yoksulluk kaçınılmaz olur.
  • Büyüme: Beklenenin üzerinde. (Gerekçe: Güçlü ihracat)
  • Salgın: Özellikle ikinci 6 ayda Avrupa ülkelerine benzer bir performans sergiledi. Hızlanan aşılama önemini gösterdi. (En az iki aşılı yetişkin nüfus payı %84’ün üzerinde. Nüfusun tamamı için eşdeğer pay yüzde %62/Ocak 2022)

 

Türkiye’nin küresel ihracattaki payı 2021’in ikinci çeyreğinde ilk kez yüzde 1’i aştı

 

“Canlı dış talep, artan fiyat rekabeti ve artan nakliye maliyetleri nedeniyle Türkiye’ye olan talep kayması ile desteklenen ihracat 2021’de rekor seviyelere ulaştı (Şekil 1). Bir yıl önce 32.1 milyar dolar olan cari açık, Ocak-Kasım 2021’de 10.8 milyar dolara geriledi. “

“Liranın değer kaybetmesi ve seyahat kısıtlamalarının kaldırılması yabancı ziyaretçi sayısında Türkiye’nin Avrupalı rakiplerine göre daha güçlü bir toparlanmaya yol açtığından, turizm gelirleri gibi ulaştırma hizmeti gelirleri de hizmet ticareti dengesini destekleyerek fayda sağladı.”

 

2021’deki %27 ihracat büyümesi ABD, Almanya, İtalya ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne yapılan ihracattan kaynaklandı. Rapora göre “AB, Türkiye’nin en önemli ticaret ortağıdır ve 2020-21 döneminde ihracat değişikliklerine en büyük katkıyı yapmıştır. (Şekil 2). Orta Doğu ve Türkiye’nin en büyük ikinci ihracat ortağı Kuzey Afrika’nın toplam ihracat büyümesine ortalama katkısı Mart-Temmuz 2021 döneminde %10 civarında.

 

Şekil 2

 

Bütçe Dengesi

 

“2020’deki yüzde -3,5’ten 2021’in üçüncü çeyreği itibarıyla GSYİH’nın yüzde -3,0’ına yükseldi. Mali dengelerdeki iyileşme, öncelikle güçlü iç talep olarak yüksek vergi tahsilatından kaynaklandı ve liranın değer kaybetmesi, uluslararası ticarette KDV’nin artmasına neden oldu. Bununla birlikte, mali açık, KİT’lere yapılan büyük transferler, diğer transferler ve faiz giderleri nedeniyle 2021’in son çeyreğinde ilk üç çeyreğe göre genişledi.”

 

Şekil 3- GSYH’ya oranla kamu borcu:

2019 Ocak- %29,9

2021 Kasım- %42,2

 

“Türkiye, yüksek dış finansman gereksinimlerinin yanı sıra emsal ülkelere göre düşük olan doğrudan yabancı yatırım gibi uzun vadeli finansmandan ziyade finansal akışlara aşırı bağımlı olması nedeniyle, sıkılaşan küresel likidite koşullarına karşı da savunmasızdır. Türkiye’nin mali olarak alanı var, ancak yükselen enflasyon ve son mali çalkantı, kısa vadede sorun teşkil edebilir. (Şekil 4)

                                     

Şekil 4: Kamu borcu, döviz kurundaki değer kaybına karşı oldukça hassas. GSYH’ya oranla borç gittikçe artıyor

Politika faizi indirimi kararlarının ardından, Kasım 2021’de geniş para tabanı genişlemesi %52’ye geldi. Türkiye, 2021’de yüksek para büyümesi ve yüksek enflasyonu ile gelişmekte olan ülkeler ve diğer birçok gelişmiş ekonomi arasında öne çıktı

Şekil 6- (Mart-2021 Aralık) Akran ülkeler arasında faiz indiren tek ülke: Türkiye,

 

Şekil 7- Akranlar arasında en değersiz para da bizde

 

 

 

Enflasyonu da geçmeyelim

 

Dünya Bankası son 20 yılın enflasyon rekorunun kırıldığını da raporunda yer verdi. 3 Mart günü tam da bu dizeleri yazarken Bloomberg bildirimiyle gözüm telefonuma kaydı. %54,4 yıllık TÜFE ile yeni rekor kırıldı. Bir bonus daha: reel faiz -%40’ı geçti.

 

Yoksulluk ve İşsizlik

 

DB Türkiye Ülke Direktörü Auguste Kouame’nin bu rapor hakkında yaptığı açıklamayı sizinle paylaşıyorum: “Türkiye ekonomisi ve hane halkları için zorlu bir dönemden geçiyoruz. Ekonominin tasarrufları harekete geçirme, yatırımları canlandırma ve uzun vadede kapsayıcı ve yoksulluğu azaltıcı bir büyüme sağlama yeteneğini yeniden tesis edebilmesi için, enflasyonu kontrol altına alma çabalarında başarılı olmak ve yeniden yapısal politikalar üzerinde odaklanmak gerekmektedir”.

“Bir yıl öncesine kıyasla, Kasım 2021’den bugüne istihdam 3 milyondan fazla arttı. Salgının başlarında en kötü etkilenen hizmetler sektörü istihdamı en fazla toparlandı.”

Raporda yer alan en önemli cümlelerden birisi de: “İşgücü piyasasındaki toparlanma kayıt dışı çalışanlar arasında daha zayıf, genç ve kadın işçiler arasında daha güçlüydü.”

Evet işsiz sayımız azaldı ama bu insanlar geçinebiliyor mu? Ankara’da iyi bir özel okulda İngilizce öğretmenliği yapan bir hoca son asgari ücret düzenlemesiyle birlikte asgari ücretin altında maaş almaya başladı. Yetmez diyenlere:

 

“Türkiye, Avrupa’da en çok asgari ücretle çalışan nüfus oranına sahip durumunda“

 

Bir ülkede insanların çoğu olması gereken en az maaşı alıyorsa orada refahdan bahsedemeyiz.

 

Şekil 9- Türkiye sefalet endeksinin bel kemiği Arjantin’i geride bırakmış durumda. Aşağıda TÜİK kaynaklı Ali Hakan Kara’nın hazırladığı grafiği görebilirsiniz.

 

Raporda yer almayan ancak her saniye yoksullaştığımızı tasdikleyen bir konu da güncel enflasyonla eriyen asgari ücret. 3 Mart günü açıklanan %55,4’lük enflasyon rakamında zirve ulaştırma (%75,75) ev eşyası (%64,83) ve gıda + alkolsüz içeceklerin (%64,47) oldu. Ocak 2022’de yüzde 51,5 oranında artırılan asgari ücret 2 aydan kısa bir sürede eridi.

 

“Salgın da yoksullukla mücadeleyi olumsuz etkiledi. Az da olsa yapılan mali destekler pandeminin 2020 yılında yaklaşık 1,6 milyar insanı daha 5,50 dolar yoksulluk sınırının altına ittiği ve Türkiye’nin 2019 yılında %10,2 olan yoksulluk oranını %12,2’ye yükselttiği tahmin edilmektedir.”

 

7 bölgede yoksulluk ve ucuzlayan kadın emeği

 

Türkiye’deki yoksulların yarısı doğu bölgelerinde bulunuyordu. Ancak salgın, mevcut gelir ve işgücü eşitsizliklerini artırdı. Ek olarak; doğu bölgelerindeki kadınlar için daha büyük etkilerle kendini gösterdi. Böylelikle önceden var olan cinsiyet farklarını daha da genişletti. Özellikle vasıflı kadın emeği çok büyük zarar gördü.

 

Kayıt dışında lider doğu bölgesi

 

Doğu bölgesi %60 oranla kayıt dışının en yüksek olduğu bölge durumunda. Aşağıdaki grafikte 2018-19 dönemindeki ekonomik çalkantının ülkenin daha az gelişmiş bölgeleri yoksullukta ne kadar derinden etkilediğini gözler önüne seriyor. Enflasyonun da bu alanda ilerleme için risk oluşturan yoksulluğu artıracağı tahmin edilmektedir. Bu risklerden bazıları, asgari ücretlerde ve asgari emekli maaşlarında yakın zamanda yapılan bir artışla hafifletilmiştir. (Şekil 10)

 

Üretim tarafında ise hizmet sektörünün 2022-23’te büyümeye katkısını artırması bekleniyor. Rapor, hizmetler sektörü, turizm sektöründeki güçlü toparlanmanın ardından 2022’deki büyümenin yaklaşık üçte ikisini oluşturacağını öngörüyor. Rusya-Ukrayna gerginliği bu rakamı sekteye uğratır mı, göreceğiz.

 

İklim ve Türkiye

 

Zeytin ağaçlarının bile adalete muhtaç kaldığı ülkemizde doğaya gereken önemi hala verdiğimizi düşünen yoktur herhalde. DB da bu bakış açısıyla uyarılarına devam ediyor. Son 20 yılda aşırı hava olayları inanılmaz arttı. 1972’de 180 aşırı hava olayı yaşanırken, 2020’de 900 tane yaşandı. İklimle ilgili afetler ve aşırı olaylar da tarım ve su kaynakları için risk oluşturmaktadır.

AB’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının etkilerinin öngörülmesinde ve bu doğrultuda hazırlıkların yapılmasında da ilerleme kaydetme beklentisi devam ediyor. [Sınırda karbon düzenlemesi mekanizması; kısaca AB’de uygulanan iklim değişikliği politikaları ile karşılaştırılabilir düzenlemeleri hayata geçirmemiş AB dışı ülkelerden (örnek: biz) gelen bazı mallara uygulanması planlanan karbon fiyatlandırması. -TÜSİAD] Aksi durumda en büyük ticari ortağımız olan AB ile yapılacak ticaret riske girebilir. “İhracatımızı bile etkileyecek iklim meselesine ivedilikle önem verilmelidir.” Dersem liberallerin de dikkatini cezbederim. Ne dersiniz?

 

Bir yandan Dünya Bankası ile 2021’in iktisadi check-up’ını yaparken, diğer yandan ülkemizin bazı gerçeklerine dikkat buyurmalıyız. Rapora göre en önemli kazanım cari dengenin düzelmesi. Bunu gören yetkililerin bazıları 2022’de cari fazla vereceğiz diye bağırıyor. Uyandırayım daha ilk iki ayda 24,8 milyar dolar içerdeyiz. Bir diğer konu da işsizliğin azalması. Yeni yıl asgari ücret zammı 1.5 ayda eridikten sonra tam kapasite iş gücüne katılım olsa ne yazar?  Yarısından çoğu su olan salatalık bile senede %100’ün üzerinde zamlandı, neredeyse lüks haline geldi. Zaten kilodan dilimle satışa geçilen kaşarları saymıyorum bile. TÜİK %54,4 enflasyon diyor ENAG %123. Peki soruyorum size: Kime güvenmeli, yazana mı yaşayana mı?

 

Yağız Kutay Işık

 

Twitter: @yagizkutayisik

 

 

FÖŞ anlattı:  Ukrayna Savaşı’nın Türkiye’ye Faturası Ağır Olacak

 

 

Enflasyonda rekorlar dönemi: Zamlar, Kur baskısı & Ukrayna şoku | Güldem Atabay

 

 

Uğur Gürses: Genç kuşak yıkıcı enflasyona razı mı?

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler