Ekonomi
The Economist: Türkiye’de 2002-2021 büyüme oranı yüzde 50 şişirildi
Ekonomist Dr. Murat Kubilay, ışık kullanımının doğrudan milli gelir göstergesi olamayacağını belirterek, “Ancak yine de bu derece yüksek dış borç,…
Ekonomist Dr. Murat Kubilay, ışık kullanımının doğrudan milli gelir göstergesi olamayacağını belirterek, “Ancak yine de bu derece yüksek dış borç, enflasyon, gelir adaletsizliği ve çevre tahribatının olduğu bir ortamda büyüme başarı olarak gösterilemez” dedi.
Dünyanın önde gelen ekonomi dergilerinden İngiliz The Economist, son sayısında gelişmişlik ve üretimi ışıklandırma ile ölçen ilginç bir araştırma yayınladı.
Halktv’den nuray Tarhan’ın haberine göre ülkelerin gece ışıklandırma düzeyini uydudan ölçen araştırmaya yer veren dergi, otokratik rejimlerde 2002-2021 yılları arasında milli gelirdeki büyümenin yüzde 147 olarak gösterildiğini ancak gerçek rakamın yüzde 76 olduğunu iddia etti. Dergiye göre, Etiyopya, Çin, Ruanda, Kazakistan, Tayland, Rusya, Zimbabve, Libya ve Yemen gibi özgür olmayan ülkeler kategorisinde yer verilen Türkiye’de de AKP’nin iktidarda olduğu 19 yıl boyunca büyüme oranı yüzde 50 şişirildi.
Ekonomist Dr. Murat Kubilay, bilim insanları ve yatırımcıların kurumsallığı noksan ülkelerdeki gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) hesaplamalarını elektrik tüketimi gibi genel ekonomik aktiviteye dair dolaylı verilerle teyit etmek istediklerini belirterek, şunları söyledi:
‘Büyüme başarı olarak gösterilemez’
“Bunlardan bir benzeri de uydu görüntülerine dayanarak ülkelerin gece ışık miktarı ile yapılmış. Şüphesiz ışık kullanımı doğrudan GSYH göstergesi olamaz çünkü hizmetler, sanayi, inşaat ve tarım gibi sektörlerdeki kullanım aynı değil. Fakat belirli bir oranı aşan ayrışmalar veri konusunda çok daha şüpheci olunması gerektiği sonucunu doğurur. Hepsinden ötesi, Türkiye ekonomisinin GSYH miktarı ve büyüme oranlarının tümden doğru olduğu varsayılsa bile, bu derece yüksek dış borç, enflasyon, gelir adaletsizliği ve çevre tahribatının olduğu bir ortamda başarı olarak gösterilemez.”
GSYH hesaplamalarının kayıt dışı ekonominin payının yüksek olduğu veya devletin kayıt tutma düzeninin yetersiz olduğu ülkelerde gerçeği yansıtmayabildiğine dikkat çeken Kubilay, “Turizm gibi bazı sektörlerde de zorunlu olarak anketler yoluyla hesaplamalar yapılıyor. Bu nedenle GSYH’nin doğası gereği belirli bir hata payı makul kabul ediliyor” dedi. Eksik demokrasilerde ve onun beraberinde gelen noksan kurumsallaşmada bu hesaplamaların art niyetli bir şekilde politik hedefler ve söylemler için uygun hale getirilebildiğini vurgulayan Kubilay, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘2008 ve 2016’da büyük revizyon yapıldı’
“Türkiye’de AKP döneminde 2008 ve 2016’da iki büyük hesaplama revizyonu yapılmıştı. 2008’de yüzde 31.8 oranında ve 2016’da yüzde 18.b9 oranında daha önce hesaplanandan daha büyük bir ekonomiye sahip olduğumuz tespiti yapılmıştı. Fakat bu revizyonlar ne refah seviyesinin düşüklüğünden ötürü toplumu ne de diğer makro ekonomik göstergelerle tutarsızlıktan dolayı ekonomistleri ikna etmişti. Enflasyon hesaplamasında 2018 yılının başından beri açıklanamayan TÜFE ve ÜFE ayrışmasını gözlemliyoruz. Bu yıl benzer bir ayrışma İTO’nun İstanbul için hazırladığı geçinme endeksi ile TÜFE arasında da oluştu. Yine işsizlik verilerini anketle hazırlayan TÜİK’le doğrudan işsizlerin başvurusuyla ölçen İŞKUR arasında da tutarsızlıklar mevcut.”
patronlardunyasi.com