Borsa
Piyasa Bülteni: Tüm yollar güçlü dolara çıkıyor…
FED faiz oranını yükseltmeye devam etse de, ABD ekonomisinin (faiz artırımına rağmen) hâlen daha göreceli güçlü veriler üretebildiğini not etmek gerekiyor.…
FED faiz oranını yükseltmeye devam etse de, ABD ekonomisinin (faiz artırımına rağmen) hâlen daha göreceli güçlü veriler üretebildiğini not etmek gerekiyor. Doların yılın geri kalan kısmında da güçlü seyrini korumasına büyük bir ihtimal tanıyoruz. 2023 ve sonrası için ise görüşümüz daha farklı bir noktada.
Hatırlanacağı üzere, son açıklanan istihdam raporuna göre, her ne kadar işsizlik oranı bir miktar yükseliş kaydetmiş olsa da, tarım dışı sektörde istihdam yaratmaya devam eden ABD ekonomisi, FED’in faiz oranlarını emsal ülkelere göre daha hızlı yükseltmesine imkân tanıyarak enflasyonla mücadelesine de yardımcı oluyor. Bu da hâliyle, doların piyasa kuru olan sepet bazında DXY’yi son 20 yılın zirvesine taşıdı. 2022’de yaklaşık olarak %15 yükselen dolar endeksi bu sabah 110,6 seviyesine dayandı. Teknik mânâda 109,2 seviyesinde bulunan kritik direnç seviyesinin de aşılması, yükseliş yönünde isteği çok açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Mevcut trendi tersine döndürecek yegâne unsur, FED’in enflasyondan daha çok ekonomik büyümeye odaklanması ile olabileceğini düşünüyoruz. Lâkin, mevcut durumda, enflasyona karşı topyekün savaş açan FED’in duruşunun çok farklı bir noktada olması, kısa vadede ‘acı’ çekileceğinin çok açık bir şekilde kominikasyonunun da yapılması ve elbette güvenli liman statüsü, 2022 yılında doları desteklemeye devam edeceğini düşünüyoruz.
Doların güçlü seyri karşısında EUR bu sabah 0,98’li seviyelere kadar gerileyerek son 20 yılın, GBP ise uzun bir süredir dile getirdiğimiz üzere 1,1450 seviyesine kadar gerileyerek neredeyse son 35 yılın (pandemi döneminde 1,1410 test edilmişti), JPY ise 144 seviyesine zayıflayarak son 24 yılın en kötü performansının sergiliyor. Çok açık bir şekilde söylemek gerekirse, dolar rüzgârı henüz bitmedi!
Avrupa’nın ortak para birimi EUR, 2022 yılında %13 değer kaybetti. Rus gazının olmadığı zorlu, soğuk, pahalı ve sanayide çarkların dönmeme ihtimaline karşı beliren durgunluk ihtimali ve buna paralel enerji fiyatlarında görülen fahiş artışların da yardımı ile coşan enflasyona karşı Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) da faiz silahını çekmesi, zaten pandeminin yaralarını yeni sarmaya çalışan Avrupa’da işleri daha da çıkılmaz bir noktaya doğru sürükleyebileceğinden endişe ediyoruz.
Yarın, ECB’den beklenen 75 baz puanlık faiz artışının, mevcut durumda yaralı olan EUR’ya çok fazla bir destek veremeyeceğini düşünüyoruz. 50 baz puanlık bir artış tercih edilirse, ECB’nin enflasyona karşı mücadele konusunda yeterince kararlı görülmeyeceğini de not düşmek gerekiyor. ECB’nin para politikasını normaleşitirmesinde çok geç kalmış olmasının bugünlerde âdeta cezasını çektiğini söylemek gerekiyor. Yarın kritik bir öneme sahip toplantıda, ECB Başkanı Lagarde’ın iletişiminin çok daha önemli olacağını düşünüyoruz. ECB’nin enflasyonu düşük seviyeye indirmek için “ne gerekiyorsa yapacağına – whatever it takes” tarzında güçlü bir açılıma ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Aksi takdirde, aşağı yönlü seyir daha da ivme kazanabilir.
Rusya’nın Avrupa’ya gaz akışını kesmesinin ardından, Avrupa TTF gaz fiyatları Cuma günü gerilemiş olduğu 200 Eur/MWs seviyesinden hafta başında %35 artışla 284 Eur/MWs seviyesine kadar yükselmesi ardından bu sabah 238 Eur seviyesinden işlem görüyor. AB bakanlarının bu haftaki düzenlenece toplantısı en az ECB toplantısı kadar önemle takip edilecek.
OPEC+ hafta başı düzenlenen toplantısında sürpriz bir şekilde günlük 100 bin varil arz kesintisine gitmesi sonrasında, dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere, petrole yönelik görüşümüzü değiştirmeye başlıyoruz. Haber kalabalığından kurtularak, bir adım geriye çekilip konuya temiz bir kafa ile yaklaştığımızda, ekonomik aktivitenin Çin önderliğinde düşeceği beklentisi ile talebin de gerileyeceğini, petrolün imdadına OPEC+’nın bir noktada yetersiz kalacağını öngörüyoruz. Teknik mânâda, Brent cephesinde, 92 dolar altında haftalık kapanışlarda azami dikkatli olunması gerektiğinin altını çizmek isteriz. Pandemi döneminde petrolün talep yetersizliği nedeniyle nerelere kadar düştüğünü bir kez daha hatırlamaya çalışın!
Dönelim biraz da Türk mali piyasalarında. Resmî gazetede açıklanan Orta Vadeli Programı, içinde bulunduğumuz türbülans nedeniyle çok da enine boyuna inceleme fırsatı bulamadık. Açıklanan verilerin piyasa yansımasının da eskisi kadar ‘güçlü’ olmadığının altını çizmek gerekiyor. OVP’nin içinde en önemli satır arası yılın son 5 ayı için planlanan yaklaşık 430 milyar TL’lik bütçe açığı hedefi olarak ön plana çıktı. Yılın ilk 7 ayında bütçe açığı sadece 30 milyar TL olduğu düşünülürse, OVP’nin işaret ettiği rakam, yılın geri kalanında bütçe açığının rekor kıracağını gösteriyor.
Bu bağlamda, Hazine ve Maliye Bakanı Nebati yeni bir KGF paketi hazırlandığını belirtti. Henüz paketin detayları hakkında bilgi sahibi değiliz. Lâkin, OVP’nin işaret ettiği üzere, seçim tarihi artık yaklaştıkça, seçim ekonomisi kapsamında kamu kaynaklı desteklerin daha da artacağını düşünüyoruz. Detayları gördükten sonra konu hakkında daha fazla yorum yapacağız.
Bu minvalde, Hazine’nin borçlanma ihtiyacını da artacağını düşünüyoruz. Dün 10 yıl vadeli gösterge TL tahvil %11,76 bileşik seviyesine kadar geriledi. Mart ayında %28 seviyelerinde olduğunu hatırlatalım. Benzer bir şekilde, 5 yıl vadeli TL tahvilin de %12,19 seviyesinden günü tamamladığının altını çizelim. Her ikisi de, son dönemde bankalara getirilen tahvil alım yükümlülüğü nedeniyle sert bir şekilde gerileyerek TCMB’nin %13 olan politika faizinin de altına sarktı. Bir dipnot düşmekte fayda görüyoruz ki, 20 Eylül 2033 vadeli 11 yıllık gösterge Türkiye USD cinsi tahvil ise %10,58 seviyesinde işlem görüyor. TL cinsi tahvil faizlerinde yaşanan gerilemeyi ekonomik olarak izah etmekte zorluk yaşıyoruz.
USDTRY kurunun 18,20’li seviyelerde sakin bir seyir izlediği günlerde, TL tahvil cephesinde yaşanan bahar havası, Borsa İstanbul cephesinde de hissediliyor. Hatta yaşanan bayram havası, küresel mali piyasaların enerji krizi nedeniyle olumsuz bir tablo sergilediği dönemde gerçekleşiyor. Dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere, borsa cephesinde yükseliş inanılmaz bir ivme kazandı. BİST100 (XU100) endeksi dün günü %1 ; Bankacılık (XBANK) endeksi ise %7,4 yükselişle tamamladı. Bir adım geri çekilirsek, son 7 haftada bankacılık endeksinde yaşanan yükseliş %117! Bankaların ucuz olduğunu, kârlı olduğunu hatta dolar bazında endeksin çok ucuz olduğunu göz ardı etmesek de (ucuzluk tek başına bir hikâye yaratmaya yetmiyor), küresel hisse senedi endekslerinin olumsuz bir seyir izlediği ortamda soluksuz yükselişi cevaplamakta zorluk çekiyoruz. Görünen o ki, ekonomik realite ile açıklamak zor olsa da, yukarı yönlü hareket bir müddet daha devam edecek.
Küresel mali piyasaların son dönemlerde kaydettiği seyir aşağı yukarı aynı tema üzerinde şekilleniyor. Dünyada baş gösteren enerji krizi ve beraberinde artan stagflasyonist kaygılar belirleyici olmayı sürdürüyor. Dün ABD borsaları geceyi yine düşüşle tamamladı. Haziran ayında yukarı yönlü bir ivme yakalayan en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksinde 40 günde kaydedilen %19 yükselişin %10’u son 2 haftada geri verildi.
Çin’in ihracat büyümesi Ağustos ayında, artan enflasyonun denizaşırı talebi sekteye uğratması ve yeni COVID kısıtlamaları ve sıcak hava dalgalarının üretimi kesintiye uğratması ve ekonomi için aşağı yönlü riskleri canlandırması nedeniyle zayıfladı. İhracat odaklı Japonya ekonomisi, YEN’in dolar karşısında 144 seviyesine zayıflamasına rağmen, yavaşlama endişelerinin ihracatçı artışını gölgede bırakmasıyla Tokyo borsası %1,2 düştü. Yeni gün başlangıcında Asya piyasalarında ve ABD borsalarının vadeli işlemlerinde hâkim rengin kırmızı olduğunu görüyoruz. Olumsuz havaya binaen altının ons fiyatı bir kez daha kritik bir destek seviyesi olan 1,685 doların kıyısına kadar gerilerken, gümüşse 18 doların altına sarktı. Risk aşağı yönlü göründüğünden, kıymetli metallerde var olan uzun pozisyonlarımızı bugün gözden geçireceğiz.
Dünyada risk iştahı zayıf seyrederken, mali piyasaların gündeminde bugün içeride hazine nakit dengesi, dışarıda ise Almanya Q3 öncü büyüme verileri, sanayi üretimi takip edilebilir.
iktisatbank.com