Ekonomi
Piyasa Bülteni: Son derece ‘negatif’. Onlar bir radikal!
TL’deki erime, piyasa faizlerinde ve CDS risk priminde yükseliş, şirazesinden çıkan enflasyon, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle patlayan emtia fiyatları, kamunun süregelen…
TL’deki erime, piyasa faizlerinde ve CDS risk priminde yükseliş, şirazesinden çıkan enflasyon, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle patlayan emtia fiyatları, kamunun süregelen desteği ile ağır çekimde kuzeye doğru ilerleyen USDTRY kurunu rağmen, TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), dün sonuçlanan olağan toplantısına, politika faizinde herhangi bir değişikliğe gitmeyerek 1 hafta vadeli repo faizi oranını %14,00 seviyesinde sabir tuttu.
Küresel arenada artmaya başlayan faiz hadlerini, hatta yanıbaşında cereyan eden savaşa işaret ederek, uygulamakta olduğu ve ekonomi öğretisinden uzaklaşan deneysel para politikasını normalleştirme adına büyük bir fırsatı da geri çevirdiğini gördük. Özellikle, Cuma günü, sosyal medya kaynaklı faiz artırım söylentilerinin de dedikodunun ötesine geçemediğini not etmek gerekiyor. Her ne kadar son günlerde bültenlerimizde, faiz artırımının tam manasıyla istenilen etkiyi şu aşamada doğrumayacağını düşünsek de, en azından PPK’nın normalleşme yolundaki bebek adımları ile de olsa adımlar atması, beklenti yönetimi üzerinden TL ve TL cinsi yatırım araçlarına destek olabilirdi. Ama olmadı!
Toplantı ardından yayımlanan karar metnini ise derinlemesine okumak ve yorumlamak adına bültenimizde geniş bir yer ayırmayacağız. Ayşe Teyze’nin enflasyonunun %55, üreticinin ise üç haneli olduğu bir zaman diliminde, TCMB karar metninde “fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.” ibaresine yer verilmiş. Metinde geçen ifadelerin gerçek hayatta çok fazla karşılığı bulunmuyor.
Kararın piyasa yansıması ilk etapta olumsuz oldu. USDTRY kuru hafta ortası test ettiği 14,50 seviyelerinden sonra dün yeniden 14,80 seviyesi test edilse de, gün 14,70 seviyelerinde yatay bir şekilde tamamlandı. Dikkatinizi çekmek istediğimiz olumlu tarafta kümelenen veya potansiyel taşıyan bir kaç adet başlık da bulunuyor.
Çarşamba günü, FED ‘korkusunu’ piyasaların üzerlerinden atması ve TCMB’nin sürpriz yapmaması ardından bir nebze de olsun gözümünü diplomasi cephesine çevirmek istedik. Türkiye’nin uluslararası ilişkilerine büyük bir format atma noktasında olduğunu görüyoruz. Özellikle de, Avrupa’nın Rusya gazına alternatif arayışlarının ön plana çıktığı bir dönemde, Türkiye’nin içinde olduğu senaryolar, diplomasinin de ivme kazanmasına neden oldu. İsrail ile yakınlaşma, Almanya ve Yunanistan’ın Türkiye ziyaretleri bunun en açık göstergesi olarak yorumlanabilir.
Kilit coğrafik konumu nedeniyle, Azerbaycan, Irak ve halen keşiflerin devam ettiği Doğu Akdeniz gazını TANAP’a ekleyerek Avrupa’ya iletme noktasıda Türkiye, oyunun tüm kartlarının yeniden dağıtılmasına neden olabilir. Yeni gaz potansiyeli durumunda, TANAP’ın genişletilmesini gerektiriyor ki bunun da adı elbette yabancı yatırımcı. Diğer bir taraftan, kangren olmuş Kıbrıs temelli saha anlaşmazlıklarının da Yunanistan ile çözülmesi, bu vesile ile gündeme gelebileceğini düşünüyoruz. Bültenlerimizde ne demiştik? Rusya sonrası riskler ve fırsatlar: Yeni dünya düzeni!
Dönelim yeniden küresel mali piyasalara. Dün oldukça karışık bir günü geride bıraktık. Özellikle, savaşan tarafların beklentinin aksine uzlaşıya yakın olamadıkları yönünde artan haber trafiği, petrol ve altın üzerinde bu sefer de yukarı yönlü baskı kurdu. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un Çin ziyaretini havada iken vazgeçip geriye dönmesi de dikkat çekti! Hatırlanacağı üzere, savaş döneminin en kıymetli iki emtiası olan petrol ve altın, 140usd/varil ve 2,070 usd/ons seviyelerini test ederek sert bir yükseliş kaydetmeleri ardından anlaşma masasının varlığı ve taraflardan gelen ılımlı açıklamalara paralel sırası ile 98 dolar ve 1,894 seviyesine kadar geri çekilmişti. Lakin, savaşın hız kesmeden devam etmesi ve ABD’nin Suudi Arabistan ve BAE’den petrol üretim artışı talebine olumlu cevap alamaması sonrasında dün Brent cinsi petrolün varil fiyat %8 yükselişle yeniden 110 dolar, altının ons fiyatı ise 1,945 dolar seviyesine yükseldi. Risk iştahının bir miktar da olsa bozulduğunu söyleyebiliriz.
FED’in faiz artırımına rağmen dün EURUSD paritesinin 1,1130 seviyesine kadar yükselerek son 2 haftanın zirvesini test etti. FED’in bilinmeyen birşey söylememesi, beklenti alınır gerçekleşme satılır prensibinin de çalışmasına neden oldu. İngiltere Merkez Bankası da beklentilere paralel politika faizini 25 baz puan daha artırarak %0,75 seviyesine yükseltti. GBPUSD paritesi de benzer bir şekilde 1,32 seviyesini test ederek son 11 günün en yüksek seviyesini test etti. Savaş durumu olmasaydı, gönlümüzde yatan prens bu yıl için Sterlin olacaktı. Olsun, sırası gelecek. Pusuda bekliyoruz.
Her ne kadar USDTRY kuru şimdilik gelişmelere karşı sessiz kalsa da, TCMB’nin dün pas geçme tercihi, küresel enflasyon ve faiz hadlerinin kuzeye doğru ilerlediği bir ortamda sorun yaratma potansiyeli taşıdığını düşünüyoruz. USDTRY kurunda bilanço risklerine karşı uzun bir süredir taşıdığımız uzun pozisyonlarmızdan 14,80-14,90 bandında çıktık. Psikolojik 15 seviyesinin aşılması durumunda, yeniden uzun pozisyon açacağız. Şimdilik kenarda bekliyoruz.
Dünden kalan haber akışı arasında, Hazine 5,5 yıl vadede %8,625 faiz oranı ile 2 milyar dolar borçlandığını eurobond ihalesine 6,25 milyar dolar teklif geldiğini görüyoruz. Eurobond ihracında faiz oranının oldukça yüksek olması dikkatlerden kaçmadı. Hazır dolar borçlanmadan söz etmişken, her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB para ve banka istatistiklerine göre, TCMB’nin brüt döviz rezervleri 11 Mart ile biten haftada 2,8 milyar dolar daha azalarak 65,3 milyar dolar seviyesine geriledi. Kasım 2021 sonuda 85 milyar dolar seviyesinde olduğunu not edelim.
TL’deki erozyonu engellemek adına kamunun süregelen desteğinin rezervleri eritmeye devam ettiğini düşünüyoruz. Bu arada not etmek gerekiyor ki, BDDK’nın haftalık verilerine göre, Kur Korumalı Mevduat (KKM) ürününü büyüklüğü 11 Mart itibariyle 562 milyar TL’ye ulaştı (kırılım gösterilmeden manşet bazda açıklanıyor). KKM’ın dövizden dönen kısmı direkt olarak TCMB’ye devredilmesine rağmen brüt döviz rezervlerinin azalıyor olması dikkat çekiyor.
ABD borsaları dün geceyi de yükselişle tamamladı. Teknoloji hisselerinin ağırlıklı olarak işlem gördüğü Nasdaq borsasında son 3 günde yükseliş %8,5 seviyesinde oldu. Bu sabah günlerdir sert yükselen Asya borsalarının hız kestiği, hatta ufak çapta da olsa satışların etkili olduğunu görüyoruz. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de %0,5-%1 arası düşüşler görülüyor. ABD Başkanı Biden, savaş uzarsa Rusya’nın nükleer güç kullanabileceğini iddia etmesi mali piyasaların güne olumsuz bir seyirle başlamasına neden oluyor. Diplomasi tarafında bugün Biden ile Çinli mevkidaşı Xi, Rusya konusunu görüşecek.
iktisatbank.com