Borsa
Piyasa Bülteni: Great Resignation * Büyük İstifa
Pandemi ile birlikte, aslında hayatın sevmedikleri bir işi yapmak için çok kısa olduğunun farkına varan pek çok emekçinin daha iyi…
Pandemi ile birlikte, aslında hayatın sevmedikleri bir işi yapmak için çok kısa olduğunun farkına varan pek çok emekçinin daha iyi koşullarda iş bulabilmek için istifa ettiğini görüyoruz. Aşağıdaki grafiklerden de görüleceği üzere, ABD’de Great Resignation yani “Büyük İstifa” olarak nitelendirilen dalgada, kendi isteğiyle işten ayrılanların sayısı, kasım ayında 4,5 milyona yükselerek tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.
Büyük istifa ya da daha farklı bir bakış açısıyla “yeteneğin mobilizasyonu” olarak çevrilen bu dalganın altında yatan ana dinamiğin, istifa eden işçinin hemen yeni bir işe girmek gibi bir acelesinin olmamasıdır. Çalışanların ruh hali pandemi döneminde o kadar kötü etkilendi ki, insanlar nefes alıp biraz da soluklanmaya ihtiyacı olduklarını anladılar. Elbette, bu süreçte devlet desteğiyle veya kendi imkanlarıyla bir miktar birikim yapabilenlerin de bu birikimin güvencesiyle bir müddet de olsa işsiz kalmayı göze alabildiklerini okuyor ve görüyoruz.
Neden bu hafta bültenimizi büyük istifa dalgası ile açtığımızın da bir nedeni var. Gelin hep beraber Cuma günü ABD’de Çalışma Bakanlığı tarafından açıklanan ve FED’in para politikası duruşuna ışık tuttuğuna kesin gözüyle bakılan resmi istihdam verisini analiz edelim. Aralık ayında işgücüne katılanların sayısı, tarım dışı sektörde, 400bin kişi olan medyan beklentinin çok gerisinde kalarak 199bin artış kaydetti.
Manşet veri hayal kırıklığı yaratırken, büyük istifa nedeniyle, işsizlik oranın tam da gerçeği yansıtmadan 22 ayın en düşük seviyesi olan %3,9’a gerilediğini görüyoruz. Öte yandan, her ne kadar pek çok kişi manşet verinin beklentinin altında mı üzerinde mi kaldığı gibi konuya daha yüzeysel baksa da, verinin en önemli alt kalemlerinden biri olan yıllık ücret artışı %4,7 ile beklentinin (%4,2) oldukça üzerinde bir artış kaydetti. Bu yönüyle bakıldığında, bu başlığın da kuvvetli bir enflasyonist sinyal sunduğu düşünülebilir. Lakin, istifa eden o kadar çok düşük maaşlı kişi varken patronun kalanlara zam yapmadığını kim söyleyebilir ki!
Bu karmaşık veri seti ardından, en anlamlı hareket, ilk etapta %1,80 ile son 2 senenin zirvesine yükselen ABD dolarının piyasa faizi olan 10 yıllık tahvillerde yaşanasa da, piyasa oyuncuları tarafından verinin enine boyuna irdelenmesi sonrası haftayı %1,77 seviyesinden tamamladı. Dünyanın risksiz faizi olarak görülen 10 yıllık ABD tahvil faizin yükselmesi, küresel ekonomi açısından genel faiz hadlerinin yükselişe geçmesi olarak yorumlanabilir. Özellikle de, dış finansman ihtiyacı içinde olan gelişmekte olan ülkeler için bu süreç pek de iyimser bir haber maalesef değil!
ABD istihdam raporu, özellikle de FED’in toplantı tutanaklarının yarattığı enflasyon kaygısı altında yatırımcıların kafasını daha da karıştırsa da, yılın ilk haftası, FED riskinin yanı sıra Kazakistan endişesi ve Omicron varyantının zihinleri bulandırması ile tamamlandı. Yüzölçümü anlamında dünyanın en büyük 9. ülkesi olan ve gerek uranyum gerekse de bitcoin madenciliğinde önemli bir yere sahip Kazakistan’da, en ölümcül şiddet olaylarından sonra ülke genelinde, Rusya’nın da duruma el atması ile (!) istikrara kavuştuğunu görüyoruz. Kazakistan’da otoriteler kontrolü ele aldıklarını açıklamasına rağmen, Bitcoin son 12 günde %22 düşüş kaydetmesi ardından önemli destek seviyelerinde zemin arayışına girdi. Bu minvalde, 39-42bin bandı alım için kollanabileceğini düşünüyoruz (bakınız grafik).
Kripto paralardaki sert düşüşe rağmen, ABD dolarının sepet bazında değerini gösteren endeks kur DXY’nin geçen haftalarda 97 seviyesini test etmesi ardından Cuma gününü 95,7 seviyesinden tamamlaması, önde gelen para birimlerinden EUR ve GBP’nin haftayı yükselişle bitirmesine neden oldu. Sterlin cephesinde 1,36 seviyesinin ötesinde oyunun rengi değişebilir (bakınız grafik).
Petrol cephesi ise, OPEC+ talebin güçlendiği yönünde vermiş olduğu sinyal ve Omicron sayesinde neredeyse uzaya çıkan vaka sayılarının sürü bağışıklığı yaratacağı beklentisi ile bardağın dolu kısmını görmek isteyen piyasalar eşliğinde kuzeye ilerlemeye devam ediyor. Son 1 ayda %26 değer kazanan Brent cinsi petrolün varil fiyatı, teknik manada 86,70 dolar seviyesini aşılması ile gözünü 100 dolar seviyesine dikeceğine büyük ihtimal veriyoruz (bakınız grafik).
Hisse senetleri ise, FED’in erken ve hızlı faiz artırım sinyali nedeniyle yıla olumlu başladıktan sonra yönünü sert bir şekilde aşağıya çevirdi. Pandemi döneminde en çok prim yapan teknoloji hisseleri, pandemiden çıkış sürecinde veya bol para döneminin ‘suyunu çekmeye” başladığı endişesinin yaşandığı bugünlerde satış furyasında en çok darbe yiyen varlık sınıfı olarak ön plana çıkıyor. Teknoloji denildiğinde akla gelen Nasdaq endeksi ise son 3 günde %6 değer kaybetti. Geçen hafta da bültenimizde belirttiğimiz üzere, hisse seneterinde yaşanan düzeltme hareketini kademeli alım fırsatı olarak okuyacağız. Her ne zaman ‘bu FED başka FED’ desek, eninde sonunda bildiğimiz ‘matbaa’ FED’i karşımızda buluyoruz!
Türkiye cephesinde ise, Cuma günü, TCMB’nin 17 Aralık tarihinde gerçekleştirdiği beşinci doğrudan müdahalenin tutarının 2,12 milyar dolar olduğu açıklandı. Böylelikle, TCMB Aralık ayında döviz piyasasında doğrudan satım yönünde gerçekleştirdiği toplam 5 müdahalenin tutarı da 7,3 milyar dolar oldu. Ayrıca, TCMB, Aralık ayında kamu iktisadi teşebbüslerine (Botaş) 3,36 milyar dolar tutarında döviz satışı yapmış. Bu iki rakamın toplamı kabaca 11 milyar dolar ederken, 30 Kasım tarihinde -26,7 milyar dolar olan swap hariç net rezervlerin 31 Aralık tarihinde -44,6 milyar dolar olduğu düşünülürse, rezervlerdeki değişim 17,8 milyar dolar yapıyor. 11 milyar dolar resmi döviz müdahalesine ve kamu iktisadi teşebbüslerine harcandığına göre, aradaki 6,8 milyar doların ne olduğu ise açıklanmaya muhtaç bir rakam olarak ortada kalıyor!
Hafta sonundan sarkan haberlerde, Avustralya’ya giriş kurallarına uymadığı gerekçesiyle vizesi iptal edilen ve Melbourne’de bir otelde gözetim altında tutulan ünlü Sırp tenisçi Novak Djokovic’in sınır dışı edilip edilmeyeceği Pazartesi günkü duruşmada belli olacak. Aşı karşıtı açıklamaları ile bilinen ve Covid aşısı olmadığı sanılan Djokovic’e 17 Ocak’ta başlayacak Avustralya Açık Tenis Turnuvası’na katılabilmesi için vize muafiyeti tanındığının ortaya çıkması, ülkede büyük öfkeye neden olurken, kriz Mayıs’ta yapılması beklenen federal seçimler öncesinde hükümeti de zora soktu.
Cuma günün düşüşle tamamlayan küresel borsalarda hava bu sabah Asya piyasalarında daha ılımlı.
Veri takviminde, bugün Türkiye’de ve Euro Bölgesinde açıklanacak işsizlik oranı takip edilebilir. Haftanın geriye kalan kısmında ise, içeride Salı günü cari denge, Perşembe günü konut satışları, ABD’de ise hafta ortası enflasyon rakamları önemle takip edilecek. Çekirdeki enflasyonun %5,4 ile son 31 senenin zirvesine yükslemesi bekleniyor. Bu da haliyle FED’in Mart ayı faiz artrırımı için elini kuvvetlendirecektir.
Seneyi 13,2 seviyesinde tamamlayan USDTRY kuru, Cuma gecesini psikolojik 14 seviyesini kıyısında, 13,93’de tamamlaması ardından yeni haftanın ilk işlemerimde 13,80 seviyesinden eşleşiyor. Türk Lirası’nın 2022 yılına da pek de iyimser başlamadığını görüyoruz.
iktisatbank.com