Döviz
Piyasa Bülteni | FED: Fast & Furious
Küresel mali piyasalar, 2022 yılına pek de iyi bir başlangıç yapamadı. Nedenlerini günlerdir bültenlerimizde ele alıyoruz. Hatırlayacak olursak, Batı’nın Rusya’yı…
Küresel mali piyasalar, 2022 yılına pek de iyi bir başlangıç yapamadı. Nedenlerini günlerdir bültenlerimizde ele alıyoruz. Hatırlayacak olursak, Batı’nın Rusya’yı Ukrayna konusunda sıkıştırmaya devam etmesi, öte yandan, FED’in kontrolü, son 40 yılın zirvesine çıkan manşet enflasyon nedeniyle kaybetmeye başladığı ve kredibilitesini geri kazanmak adına para politikası duruşunu daha hızlı ve daha agresif bir şekilde değiştirmeye hazır olduğunun anlaşılması, piyasaların belini büktü.
Bu iki ana başlık, doların ve petrolün sert değer kazanmasına neden olurken, kıymetli metallerin ise hafta ortasına kadar jeopolitik endişelerle yükselişine tanıklık etmiştik. Ukrayna ekseninde, ABD ve Nato’nun mektubunu Rusya’ya iletilmesi sonrası, taraflardan gelen sakinleştirici yönde açıklamalar, tansiyonu da azaltmaya başlayınca, kıymetli madenler dün sert bir satış baskısına maruz kaldı. FED toplantısı öncesinde altında kritik bir eşik olarak gördüğümüz 1,850 dolar test edilmiş ama yukarı yönlü kırılmamıştı. Dün altın, 1,790 dolar seviyelerine kadar geri çekilirken, gümüşte ise kayıplar daha da derinleşti.
Öte yandan, jeopolitik endişelerin bir nebze de olsun azalması ve tarafların diplomasiye ağırlık vereceklerinin hissedilmeye başlanması ile Rus Rublesi dünün kazananı olarak ön plana çıktı. Bu bağlamda, Brent petrolün fiyatını halen daha yüksek seyrini koruması da, Batı-Rusya gerginliğinin tam olarak rafa kaldırılmadığını teyit ediyor. Dün Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı 91 doları aşarak son 7 senenin yeni en yüksek seviyesini test etti. Sert hava koşulları ve talebin de etkisi ile 86,70 teknik dolar seviyesinin üzerinde 100 doların mıknatıs görevi üstlenmeye devam edeceğini düşünüyoruz.
Dönelim endişenin ana kaynağına. FED’in Çarşamba akşamı piyasa koşullarında yaşanan sert satış baskısına adeta omuz silkerek enflasyonla ilgili kaygılarını açık bir şekilde dile getirmesi ve daha şahin bir duruşa geçmesi, hatta dün de belirttiğimiz üzere, enflasyonla mücadele etmekte ‘kararlı’ bir duruş sergilenmesi ardından FED’den bu yıl 5 kez faiz artırm ihtimalini de fiyatlanmaya başlandı. Haliyle, Mart ayına yönelik önden yüklemeli 50 baz puan faiz artırıma dedikoduları da kulislerde dolaşmaya başlayınca, doların da elinin kısa vadede kaçınılmaz olarak kuvvetlendiğini görüyoruz.
2020 ve 2021 yıllarında, FED’in para musluğunu sonuna kadar açması, ardı arkası kesilmeyen bol ve ucuz paranın riskli varlıkları ne kadar değerlendirdiğine bu satırlar aracılığı ile pek çok kez konuştuk. Unutmamak gerekir ki, bu süre zarfında da dolar önde gelen para birimlerinde karşı güçlü bir seyir izledi. Kısa vadede, dolar faizinin artacak, bol para döneminin ise mart ayı ile biteceğini anlarken, devamında 9 trilyon dolar büyüklüğüne dayanan devasa bilançonun da daraltılmasının gündeme geleceğinin farkındayız.
Ne demişti efsane başkan Bernanke: Para politikasının %98’i iletişim, %2’si eylemden ibarettir. ABD’de enflasyonla ilgili endişeyi ve FED’in şahin duruşunun piyasa üzerinde kısa vadede yarattığı ve yaratacağı tahribatı anlıyoruz. Lakin, borsaya girmek isteyen ama yüksek seviyelerden şikayetçi olan yatırımcıların da gelinen seviyeleri göz ardı etmeyeceği; yeni alıcıları cezbedeceğinin farkındayız. Bu minvalde görüşlerimizde pek de bir değişikliğe gitme ihtiyacı duymuyoruz. Kısa vadede sert piyasa koşullarının yatırımcıları zorlayabileceğinin farkındayız ama 2022’nin genelinde, özellikle de enflasyonist ortamda, hisse senedi piyasalarına yeni alıcıların geleceği ve getiri potansiyelini göz ardı etmeden dönemin ruhuna uygun şirketlerde kademeli alım stratejimizi uygulamaya kararlıyız. Tekrar altını çizmek gerekirse, 2022 yılında Sterlin’in de daha iyi bir performans sergileyeceğini düşünüyoruz.
Dün güne FED paniği ile kırmızılarda başlayan ve %2’ye yakın düşüş sergileyen BİST100 ana endeksi, günü %2,4 yükselişle tamamladı. USDTRY kuru, ABD Doları’nın küresel bazda değerlenmesinin de yardımı ile sınırlı bir yükseliş kaydederek 13,65 seviyelerine kadar yükseldi.
Kur cephesinde tansiyonun Eylül-Aralık dönemine göre çok ama çok fazla sakinlediğini görüyoruz. Bunun arkasında kur korumalı mevduat ürününün de yattığı bir gerçek. Rakamların dili ile konuşursak, her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB’nin haftalık para ve banka istatistiklerine göre, 21 Ocak ile biten haftada, gerçek kişilerin döviz tevdiat hesapları (DTH) yaklaşık olarak 1,4 milyar dolar azaldı. Bilançonun TL tarafından da görülen artış, döviz bozumu olduğunu teyit ediyor. Özellikle, kurumsal müşterilerin de kur korumalı mevduat şemsiyenin altına alınması ve döviz bozdurma durumunda getirilen vergi istisnası, TL’yi bir müddet daha destekleyebileceğini öngörüyoruz.
Dün TCMB yılın ilk Enflasyon Raporu’nu yayımladı. Normal şartlarda rapora gösterilen yoğun ilginin, son dönemlerde azaldığın kabul etmek gerekiyor. TCMB politikaları ile piyasa tansiyonun aynı paralelde olmaması ve artan güven erozyonu da bunun arkasında yatan ana neden olarak görülüyor. Bu minvalde, TCMB 2022 sonu enflasyon tahminini %23,2 seviyesine yükseltirken, 2023 sonu beklentisi ise %8,2 oldu (not düşmek gerekirse, piyasa katılımcılar anketine göre 24 ay sonrasına ilişkin beklenti ile TCMB arasında 6 tam puan fark var!). Sunumun içinden cımbızla çekebileceğimiz kelime ise Başkan Kavcıoğlu tarafından dile getirilen “liralaşma” kavramı oldu. Bunun da altını doldurmakta inanın zorlandık.
Dün sabah saatlerinde Asya piyasalarında başlayan sert satışlar, ABD borsalarının vadeli işlemlerine de sirayet edince, günün pek de iyi gitmeyeceğine düşünmüştük. ABD’de endeksler saatler ilerledikçe dün yeşile dönmelerine rağmen kazanımlarını gün sonu itibariyle koruyamadı. Piyasaların, FED korkusu ile cazip hale gelen getiri arasında sıkışmaya başladığını ve kararsız bir seyir izlediğine şahit oluyoruz.
Bu bağlamda, bu sabah Asya piyasalarının dünkü karamsar havadan kurtulduklarını görüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası %2,2 yukarıda işlem görürken, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de %1’e varan yükselişler dikkat çekiyor. Bugünün veri takvimi oldukça yoğun. FED’in de yakından takip ettiği kişisel tüketim ve harcama verisi (PCE) enflasyonu önemle takip edilecek. Türkiye’de ekonomik güven endeksi ön plana çıkarken, mikro cephede ise şirket finansalları yakından takip edilecek.
Jeopolitik risk algısının bir nebze de olsun azalması ve yerini müzakerelere terk edeceği inancı kıymetli madenlerin geri adım atmasına neden olurken, talep nedeniyle petrolün yüksek seyrinin korunduğunu görüyoruz. Bitcoin cephesinde ise dip dalganın ne zaman yakalanacağını bekleyip görmek adına kenarda ve pusudayız.
iktisatbank.com